Ahmet
TEK
Antik dünyanın büyük bilim adamı
Arşimet, M.Ö. 200’lü yıllarda “Bana bir dayanak noktası verin dünyayı yerinden
oynatayım.” demiş. Doğal olarak bir de kaldıraça ihtiyaç duymuştur.
Günümüzde ise para göz müteahhit ve
liyakatsiz sorumlular “Bize bir doğa harikası verin, orayı tahrip edelim.”
noktasına gelmiş. Doğal olarak ihale bedeline ihtiyaç vardır.
İnşaat, rant ve moloz. Bu üç yaratık
voltran oluşturup kentleri, ormanları, kıyıları, tarım arazilerini, ırmakları,
gölleri ele geçirmiş. İstedikleri gibi at koşturuyorlar. Tepkilere ve
eleştirilere kulak verilmiyor.
İnşaat kelimesi, Arapça inşa
sözcüğünden gelir. Yaratma, kurma, yapılandırma anlamındadır. Uygarlık eserleri ve kentleşme inşa ile
mümkün olmuştur. İnşa insanoğlunun doğaya hakimiyetinin de tezahürüdür. Özünde
olumluluk içeren inşa, maalesef doğa tahribatına, haksız kazanca veya ranta
kapı açtığı için rahatsızlık kaynağına dönüşmüştür. Herhangi bir canlıya zarar
vermediği, doğanın dengesini bozmadığı sürece inşa faaliyetlerinden şikayet söz
konusu değildir.
Türkiye’de doğal güzelliklere sahip
ve ticari kimliğe sahip nereye gitmişsem maalesef tahribata tanık oldum.
Konaklama yerleri, işletme binaları, halkın kullanımına açılan alanlar için
inşaatlar yapılmış. Çoğu yapılar, ortamla uyuşmayan tarzda olmuş. Kalıntılar,
her türlü atık malzeme bölgeden uzaklaştırılmamış. İhalelerin sürelerinde
bitirilmemesi de bir başka sorun olmuş. Örneklerini Ankara’nın merkezinde de
görürsünüz, Karaman’da da görürsünüz. Karaman’ın her yanı moloz yığını, kim, ne
zaman kaldıracak? (Bir başka yazı konusu) Kıyıların, otel ve yazlıklar için
yağmalanması, sulak alanların toprak kazanımı için kurutulması, ağaçların maden
ocakları uğruna kesilmesi, tarım alanlarının yerleşime açılması günümüzün en
büyük sorunlarındandır.
Karaman’ın Tropik Cenneti başlıklı
yazıda anlattığım Zeyve Pazarı’na dönersek, önce proje neleri kapsıyor, buna
bakalım.
Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın resmî internet sitesinden edindiğim bilgilere
göre, Zeyve Pazarı Projesi konaklamaya elverişli kültürel evleri, restoranları,
kır kahvelerini, ürün satış ve sergi alanlarını, piknik ve araç park yerlerini,
alan peyzajını, elektrik, içme, sulama ve yağmur suyunu ve kanalizasyon gibi
altyapı çalışmalarını kapsıyor. Bu haliyle bölgenin, dolayısıyla Karaman’ın çok
önemli bir kazanım sağlayacağı anlaşılıyor.
Proje için 7 Ağustos 2015 tarihinde
Ermenek Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda ihaleye çıkılıyor. Açık ihale usulü
ile 1. Etap Rekreasyon Projesi bir müteahhit firmaya veriliyor. İhaleye göre
firma, sözleşme imzalandıktan sonra bir yıl (365 gün) içinde işi teslim etmek
zorunda. Yıl 2019 ve iş teslim edilmiş değil.
Yarım işler Karaman’ın kaderi mi?
Çevre yolu, hızlı tren, şehir içindeki çok önemli yatırımlar böyle değil mi? 40
yılda bir üst geçiti yaptıramayan Karaman’ın talihsizliği mi, beceriksizliği
mi, işini takip edecek insanı olmaması mı, seçtiği siyasetçilerin yetersizliği
mi, her ne ise cevabını sizler verin.
İyi bir eğitime, TİKA’da
koordinatörlük gibi başarılı bir geçmişe sahip olan KOP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanı İhsan Bostancı, görevini vekaleten sürdürdüğü dönemde, şu açıklamayı
yapmış:
“Yörük ve Türkmen kültürünün halen
yaşatıldığı nadir alanlardan biri olan Zeyve Pazarı’nda yerel turizmin
canlandırılması için yürütülen proje kapsamında doğal ve kültürel denge
gözetilerek, rekreasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bu çerçevede Zeyve
Rekreasyon Alanı’ndan Ermenek Baraj Gölü ile de etkileşim içerisinde olacak
şekilde çevre düzenlemesi gerçekleştirilmektedir.
Rekreasyon alanı ve peyzaj
düzenlemesi içeren proje başkanlığımızca (KOP İdaresi kastediliyor) aktarılan
ödenek ile Karaman Valiliği İl Özel İdaresi tarafından yürütülmektedir.”
Yine Sayın Bostancı, ‘2016 yılında
ilk çalışmaları başlayacak rekreasyon projesi için 4 milyon lira ödenek
ayrıldığını’ açıklamıştır. Bostancı’nın açıklamasına göre, ‘yöre halkı
özellikle yaz aylarında bahçesinde, tarlasında yetiştirdiği sebze ve meyveleri,
el emeği, göz nuru yöresel ürünlerini kurdukları bu pazarda yerli ve yabancı
turistlere sunuyor ve yıllarca süregelen bu kültürü devam ettiriyorlar.’
Dönemin Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz da Zeyve Projesi’nin Kalkınma Bakanlığı’nın 2015 yılı yatırım
programında ve KOP Eylem Planı’nında yer aldığını ifade etmiştir.
Proje her yerde ‘Yörük ve Türkmen Kültürü’nün
yaşatılmasına yönelik olarak belirtilmiş. Burada nasıl bir kültür olduğunu
anlamış değilim. Ticari faaliyet evrensel bir iş ve binlerce yıldır sürmekte.
Üstelik faaliyet gösteren bakkallarda satılan peynirler, yoğurtlar ambalajlı,
fabrikasyon ve tatsız tuzsuz cinsindendi. Takas yöntemi olsa, kültürel
ifadesini kullanmakta sakınca yoktu. Yoğurtsuz, peynirsiz Yörük ve Türkmen
kültürü mü olur? Ermenek ve Kazancı belediyeleri Zeyve’de bir yer açıp,
doğrudan üreticiden aldığı yöresel ürünleri satışa sunabilir. Açıkta satılan ve
sağlıklı olup olmadığı belirsiz ürünler bölge halkına ve turistlere fayda
getirmez. Ankara - Adana Karayolu güzergahında satılan düşük kalite kuruyemişler
gibi bir satış yöntemi tüketiciyi aldatmaktır. Su değirmeni yaptırılıp, özel
unlar ve bulgur çeşitleri üretimi yapılabilir. Zeyve markalı, su değirmeninden
çıkan ürünler piyasada rağbet görebilir. Koyun, keçi peyniri çeşitleri
satılabilir. Ama seçim öncesi oy kaygısıyla Kızılay’ın, Sıhhiye’nin ortasına
kurulan çirkin ‘Halk Pazarı’ çadırlarının benzerleri kurulmasın. Ermenek ve
Kazancı belediyeleri bu işe sıcak bakabilir.
Ah Karaman vah Karaman attığın taş ne hikmetse ileri gitmeyen Karaman neden gitsin ki ?caziben ne koskoca bir hiç ! hele şu cazibeyi bir bulak da, o zaman kim tutar bizi