Ahmet TEK
Mevsim itibariyle koku denizinde yüzüyoruz.
Mayıs, kokuların yoğunlaştığı aydır. Çiçeği olmayan ağaçlar bile bu ayda bir
başka güzel kokar. Bademlerle başlayan bahar çiçekleri defilesi abartılı bir
Ramazan, en güzel kokuların havaya karışıp
dünyanın başının döndüğü Mayıs ayı ile örtüştü. Açlık hissi her duyuyu zirveye
taşır, en üstte ise kokular yer alır. Oruçlu yiyecek, içecekten uzak kalmıştır
ama kokuları yoğun hissetme nimetine kavuşmuştur.
Kokular deryasına dalmayı bir başka güne
erteleyerek, bu yazımda ağaçlı anılarımın bir kısmını paylaşmak istiyorum.
Anlatacağım olayı, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın,14 Mayıs 2019 Salı günü,
Cumhurbaşkanlığı Sergi Salonu’nda çiftçilerle yaptığı iftardaki, her
zaman olduğu gibi, uzun konuşmasının bir bölümündeki sözleri anımsattı.
Karamandan.com haber sitesinden okudum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftarda yakınındaki bir masada oturan ve adının İbrahim
olduğunu belirttiği bir gencin kendisine, “Mersin’in Mut’unda bin 200’ün
üzerinde yaşı olan bir zeytin ağacı var” dediğini söyledi ve ekledi:
“Bugün
benim mektepte öğrendiğim ders bu oldu. Onun için Mut’a gitmemiz lazım. O ağacı
bir göreceğiz.”
Sayın Cumhurbaşkanını konuklarıyla bırakalım
ve benim 30-35 yıl önce dinlediğim bir ağacın öyküsüne geçelim.
Bir ağaç Mersin Orman Bölge Müdürlüğü’nden
bir genç ormancının dikkatini çeker. Böyle bir ağaç görmemiştir. Ağacın sahibi
vardır ve ev yaptırmak için ağacı kesip kereste olarak satacaktır. Genç orman
mühendisi köylüden ağacı kaç liraya satacağını sorar ve kesimi bir süre için
ertelemesini ister. Köylü bu ricayı geri çevirmez. Genç mühendis, doğa ve ağaç
sevgisini bir yerlerden okuduğu bir iş adamının bu ağacı kurtarabileceğine
inanır. Bir mektup yazar, ağacın özelliklerini anlatır, köylünün satacağı
fiyatı belirtir. Mektubunda özetle, “Böyle bir ağacın kesilmesi ülke için büyük
kayıptır. Bana belirttiğim meblağı gönderirseniz ağacı sizin adınıza satın almak
istiyorum” der.
Mühendisin
endişeli bekleyişi uzun sürmez. Doğa tutkunu işadamı istenilen parayı bir kaç
gün içinde gönderir ve ağaç kesilmekten kurtarılır.
Hiç tanımadığı bir ormancıya, hiç görmediği
bir ağaç için para gönderen bu kişiyle 2005 yılında Sivas’ta, dönemin Başbakanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı bir açılış programı öncesi sohbet imkanı
buldum. Dinlediğim bu öykünün gerçek olup olmadığını sordum. “Gerçek” dedi.
Sonra,
“Bir dağ köyünde bir ağacın kesilmemesi için uğraşan bir mühendisi yalnız
bırakamazdım. Ağacı benim adıma almasını istedim. Bir anıt ağacın kurtulmasına
vesile olduk” diye devam etti.
Daha
sonra ağacı görüp görmediğini sordum. Tebessüm ederek, “Çok sonra gördüm.
Görünce iyi bir iş yaptığımızı anladım. Ağaca ödediğim paranın ne değeri var.”
diye yanıtladı.
O
ağacın kurtarılmasına öncülük eden ormancının 2000’li yıllardan önce bir dönem
milletvekilliği yaptığını söyledim. Hiç tanımadığını ama bir güzelliğe vesile
olduğu için minnet duyduğunu ifade etti.
Size,
bir sonraki yazımda, 97 yaşını geride bırakmış, toprak sevdalısı, Birleşmiş
Milletler Ormancılık Forumu tarafından “Orman Kahramanı” unvanıyla
onurlandırılan, dünyadaki beş kişiden biri olan bu kişiyi anlatacağım.
Bu kişinin kesilmekten kurtardığı ağaç
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görmek için Mut’a gideceği ağaç olabilir mi? Ağaçlarla
anılar yolculuğumuz inşallah devam edecek
Yorumlar
Kalan Karakter: