Yirmi beş yaşımda olsam diyorum.
Çarşıya doğru yürüsem.
Demir gömlekte dursam.
Orada üç ihlas bir Fatiha okusam kabirdekilere.
Osmanlıca kabir taşlarını belki yirminci kez okusam.
Biz'de İnşallah imanla geleceğiz bir gün deyip ayrılsam.
Beş dakika sonra güneş okulunun yanına varmış olsam.
Kapağı açılmış baraj suyu gibi çocuklar firlasa kapıdan.
Simsiyah önlüklü, bembeyaz yakalı çocuklar.
(1976 nın güneş ilkokulu)
Sarraf çocuğu ile işçi çocuğu bilinmese.
Avluyu çığlık fırtınası kaplasa.
İki öğretmen arkadaş yanyana avluda dolaşıyor olsa.
Takım elbise , beyaz gömlek, mavi kravatlı olsalar.
Ben duvara dayanıp, hayran hayran izlesem manzarayı.
Gözlerim dolsa.
Merdivenin en üst basamağında hademe AMCA giriş zilini çalsa.
Son sürat içeriye koşuş başlasa.
Allah zihin açıklığı versin duasıyla ayrılsam oradan.
Zafer sinemasının önünden cumhuriyet parkına gelsem.
Kore eczanesinin karşı köşesinde dursam. (Şimdi aynı yerde sarraf var)
Eczanede her zamanki kibar giyimli, saçı özenle taranmış,
Naci beyi iki dakika izlesem.
Naci bey kimdir nerelidir bilmem.
Bir kez olsun selamlaşmamız yoktur.
Benimde okulum olan eski İmam Hatip okuluna çok emek verdiğini duyardım.
Allah'ım taksiratını affeylesin mekanı cennet olsun inşallah.
Fakat çok temiz, kibar, örnek bir insan olduğunu tahmin ediyorum.
Kibar giyimli deyince birşey anlatmam lazım.
(O yıllarda Avrupa'dan mavi gömlek ve kot pantolon hediye gelirdi.
Terzi arkadaşım Ramazan Bakla'yada bir kot gelmiş.
O'da giyer dükkanına gelir.
Öğle sırası bir müşteri girer kapıdan.
Amca halis muhlis Türkmendir.
Ramazan ustada öyle.
Amca derki:
Yiğen ağa sen iyi terziymişin bana bir kumaş alalım da dik der.
Kumaş alınır, dükkana gelince amca Ramazan ustanın kot pantolonunu farkeder veee..
Yiğen ağa şu bacağındakinden dikeceksen kalsın der.
Çünkü ütüsüz ve tetiri bozuk gelir Türkmen amcaya.
Ramazan usta hemen bir çay söyler doğru eve gelir.
O tahmin etmiş durumu.
Geri varınca;
Türkmen amca haaaa şeyleee.
Beyle dik işte der.
Ramazan usta o gündür bu gündür hiç kot giymedim HOCA'm derdi.)
Oradan ayrılıp Semerciler sokağına girsem.
Bıçakçı Süleyman abi ilahi eşliğinde bıçak bilemesi yapsa.
Bir ilahilk onu dinlesem.
Az sonra Semerci Nuri abiye selam verip Aktekke ye yönelsem.
Çınar altında vakit beklerken:
Stadın ordan kerpiç yüklemiş at arabaları gölyerine doğru önümüzden geçse.
Derken beşkeçili hoca ezana başlasa.
Gözlerimi yumup sindire sindire onu dinlesem.
Namazdan sonra araba pazarından geçerken belediye kantarında bir traktör görsem.
Römorku ağzına kadar arpa dolu olsa.
Az beride elindeki değnekle Mehmet Emin denk gelse.
Adliyenin önündeki çimlerde onbaşı uyuyor olsa.
Ayakkabıcılar sokağından kervansaraya gelsem.
Etli Ekmekçi dayı "Buyuriiin Buyuriiin" diye bağırıyor olsa.
Deli said amca pastanesinin önünde gölgeleniyor olsa.
Eski garaja gelsem.
Nuri Kaynaş ın yazıhanesinin camında hacıya gideceklerin resimlerine baksam.
Birgün İnşallah diyerek iç geçirsem.
Zengenliler değirmenin önünde her zamanki telaş olsa.
Akşam TRT.de Tuna huş haberleri okusa.
Ardından komser Colombo çıksa.
Gece merasim bölüğü ile TV. kapansa.
TV.yi kapatmayı unutmayın yazsa ekranda.
Ve ben böylece yazımı bitirsem.
Sağlıcakla kalın.