Aynı vadinin gözü kara genci, uluslararası sularda dev gemilerle kıtalar gezerken, aynı vadinin bir gönül eri, hücresinden kainatı seyredebiliyor.
Kaptan, dalgalı okyanuslardan yorulan bedenini ve zihnini dinlendirmek için her yıl bir kaç günlüğüne memleketine geldiğini anlattı.
Bir öğretmeninin kılavuzluğunda köyünü ve ilçesini terk eden genç, elini tutan kimse olmadan okul bitirip dev şileplerin ve yük gemilerinin dümenine geçmiş.
Köyünü, evini gezdirirken anlattıkları şunlardı:
‘’Babam hala kırgın, köyü terkettiğim için. Köyde kalsaydım 3-5 kuzuyla baharı karşılar, hasat zamanı 3-5 çuval buğdayla, bakacağım hayvanlara ot balyaları hazırlayacaktım. Ruhum hareketliydi, Allah kaptanlıkla ödüllendirdi.
Ailemi görmeye, arkadaşlarımla hasret gidermeye her yıl mutlaka gelirim. Buranın dinginliği bana can verir, bu enerjiyle aylarca kara görmeden denizlerde olurum.’’
Açlığa terk edilen yüzlerce mülteciyi kurtaran, dünyanın en büyük dergi, gazete ve televizyonlarında Kahraman Kaptan manşetiyle takdim edilen yeni dostum, bir sır verircesine yavaşça ‘’Abi, ben insanlığımı yaptım. Beni en çok mutlu eden olay, başbakanımızın arayıp tebrik etmesi oldu. Benimle gurur duyduğu sesinden belliydi’’ dedi.
(O yılarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı)
Aşık Kaptan’ı, bizleri kahkahaya boğan 13 çocuk sahibi babasını ve köyünün güzelliğini inşallah bir başka zaman yazma imkanı olur.
Hocamın öyküsüne Kaptan, Kaptan’ın öyküsüne Hocam kulak kesildi.
Aynı vadide doğan iki hayat.
Hangisi makbul sorusu,manasız.
Bir vadide 70 yıl geçer mi?
Geçer.
*Gezi notlarımdan.