NOBEL TIP ÖDÜLÜ VE BİR HADİS
Mahmut TOPTAŞ
Hak ile halvet, halk ile celvet gerekir.
Yani Haktan ayrılmadan halkın içinde Hak ile beraber olmak gerekir.
Yunus aleyhisselam, Hak’tan izinsiz halkı terk etmemişti.
Kalem süresinde Rabbimiz, sevgili peygamberimize “Sabret, balık sahibi/arkadaşı (Yunus) gibi olma” demişti.
Tenimiz topraktan geldiğinden, yediklerimiz, içtiklerimiz, kullandığımız her şey topraktan gelir.
Bunların en başında insanlar, bizim en değerli gıdamızdır.
Onların sözlerine, gözlerine, süzmelerine, gülmelerine ihtiyacımız vardır.
Ama her şeyin bir kararı olduğundan sınırı aşmamaya, israfa gitmemeye dikkat edeceğiz.
Hem sevgili peygamberimize, hem Hazreti Ali’ye nisbet edilen:
عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ، أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ: " أَحْبِبْ حَبِيبَكَ هَوْنًا مَا عَسَى أَنْ يَكُونَ بَغِيضَكَ يَوْمًا مَا، وَأَبْغِضْ بَغِيضَكَ هَوْنًا مَا عَسَى أَنْ يَكُونَ حَبِيبَكَ يَوْمًا مَا "
“Sevdiğini dengeli sev, olaki bir gün ona kızarsın. Kızarken de dengeli kız, ola ki bir gün onu seversin” buyurmuş. (Tirmizi, Sünen, K. Birr, bab 60)
Yani sevgide de perhiz gerekir.
Sevdiğimiz herkesi ve her şeyi yaratanın Allah olduğunu unutmazsak ve yaratılanları onun kurallarına göre değerlendirirsek halk içinde celvette/dolaşırken Hak ile halvette oluruz.
Rabbimiz bize:
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي (29)
29- Gir kullarımın arasına,
وَادْخُلِي جَنَّتِي (30)
30- Gir cen¬netime.” (Fecr süresi ayet 89/29-30) byyurmuş.
Rabbimizin kulları arasında iken yaratılan hiçbir servet, şöhret, şehvet bizi yolumuzdan alıkoymamalı.
Rabbimiz, yiğit erkek ve kadınları överken:
رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ (37)
37- Öyle er kişiler ki; ticaret, alışve¬riş onları Al¬lah'ı zikretmek¬ten, na¬maz kıl¬maktan, Zekât ver¬mekten alıkoyamaz. Gözlerin ve gönülle¬rin döne¬ceği günden korkarlar.” (Nur süresi ayet 24/37)
Biz, kendimizi Rabbimizin kuralalrına göre ayarlayalım. Çünkü bizi yaratan, ayarımızı kuran Allah celle celalühtür.
Tenimizden bir tek hücrede katkısı olmayan şahıs, kurum ve kuruluşlara kul olmamaya dikkat edelim.
Bu yıl 2016 da Tıb dalında Nobel ödülüne layık görülen Japon bilim adamı Yoshinori Ohsumi hücrelerimizin de çöp bidonları olduğunu, onları atamadığı için hastalıkların meydana geldiğini, çöp bidonlarını boşaltacak henüz ilaç üretilemediğini ancak aç kalındığında hücreler kendi çöpünü yemek durumunda kalınca kendi kendini temizlediğini ortaya koymuş. Değerli Tıb adamlarımızın özetlediğinden anladığımı yazdım.
Sevgili peygamberimiz de
وصوموا تصحو
“Oruç tutun, sağlıklı kalın” buyurmuş
(Ahmet, Müsned, 2/380, Ebu Hüreye hadisi)
Yediğimiz günlerde de dikkatli olmamızı:
عَنْ مِقْدَامِ بْنِ مَعْدِي كَرِبَ ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : مَا مَلأَ آدَمِيٌّ وِعَاءً شَرًّا مِنْ بَطْنٍ. بِحَسْبِ ابْنِ آدَمَ أُكُلاَتٌ يُقِمْنَ صُلْبَهُ ، فَإِنْ كَانَ لاَ مَحَالَةَ فَثُلُثٌ لِطَعَامِهِ وَثُلُثٌ لِشَرَابِهِ وَثُلُثٌ لِنَفَسِهِ.
“Ademoğlu, karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır. Ademoğluna belini dik tutacak kadar yiyecek yeterlidir. Yediğinde de midenin üçte birini yemek, üçte birini içmek, üçte birini nefes almak için ayırmalıdır” “(Tirmizi, Sünen, K. Zühd, bab 47, Nesai, Sünen, K. Adab’ül-Ekl, bab 23, Hakim, Müstedrek, K. Rikak, hadis no 7945)