Dünya insanının düşünen kafalarının birçoğu İslam için çalışıyor.
Yanlış anlaşılmasın, olumlu yönde çalışıyorlar.
Bin milyemlik, 24 ayar som altının değerini en iyi sarraf bilir.
Ama altını bilmeyen yok bu dünyada.
Birileri altının değeri üzerine en parlak, en derin manalı, dilde akıcı, herkesin anlayacağı kelimelerle mazmunlar döktürse,
Bir diğeri de onu ateşe atsa,
Bir diğeri İsrail oğulları gibi altından buzağı yapıp ona tapsa,
Bir diğeri eşeğin samanına karışan altını dişiyle dışarı atıp arpayı samandan daha değerli sayıp arpayı midesine indirse,
Altına bir zarar verir mi?
Kâfir kâfirliğini yapıp, kendisine her saniye nefes veren, sayfaları yırtan elini hareket ettiren, yaktığı gaz veya benzini yaratan Allah’ının yazıldığı sayfaları yakarken ona zarar verdiğini zannediyor.
Hâlbuki o, İslam’a hizmet ediyor.
Tarih boyunca kâfirlerin aleyhte propagandası, İslam’ın yayılmasına yardım etmiş.
Batı’ya İslam, papanın düzenlediği haçlı seferleriyle duyurulmuş.
Hatırlayın, 2005 yılında Danimarkalı bir karikatürist, kendi iç dünyasının karikatürünü çizmiş ve altına Sevgili Peygamberimizin adını yazmıştı da yer yerinden oynamıştı.
Bütün il ve ilçelerimizde tepki veren meydan mitingleri yapılmıştı.
Ne oldu? Danimarka’da beş bin insanın Müslüman olmasına sebep olmuştu.
Buyurun okuyun: 16/08/2005 tarihli Milliyet gazetesinde İRFAN KURTULMUŞ Kopenhag’dan bildiriyor:
“Danimarka'da İslamiyet 'moda'
Haftada 5-10 gencin Müslüman olduğu Danimarka'da, son birkaç yılda İslamiyet’e geçenlerin sayısının da 5 bini bulduğu açıklandı.
İslamiyet’in, Danimarka'da yükselen trend olduğu ortaya çıktı. Kopenhag Üniversitesi'nden Tina G. Jensen ve Kate Östergaard, İslamiyet'i kabul eden 300 genç arasında bir araştırma yaptı. Araştırma sonucu, ülkede, haftada 5-10 gencin Müslüman olduğu, son birkaç yılda Müslüman olan Danimarkalı sayısının da 5 bini bulduğu anlaşıldı.”
Nasıl yardım ederler?
Bu günlerde Avrupa ülkelerinde sanki sıraya girmişler gibi teker teker Mushaf yakarlarken ateşin harareti, ışığı, o güne kadar Kur’an ismini duymayanların evindeki televizyon haberleri ile duyuruyor ve meraklıları Mushaf alıp okumaya başlıyor.
İyi niyetlerle okuduğu halde Müslüman olmayan duyulmamış.
Bizim duyuramadığımıza, o kâfir herif, Mushaf’ı yakarak duyurmuş oluyor.
Mekkeliler, kendileri gibi Lat, Menat, Uzza gibilerin koyduğu kurallara uyarlarken, onların izinden giderlerken, Allah celle celalüh, elçi gönderip neyi nasıl yapacaklarını, öğretmeye başladığında onların iki türlü itirazları vardı:
Bir…
“Onlara "Allah'ın indirdiğine uyun" denildiğinde, "Biz, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" dediler. Ya şeytan onları alevli azaba çağırmışsa?” (Lokman Sûresi, ayet 31/21)
İki…
“Tanrıları, tek bir ilah mı yapacak? Bu şaşılacak bir şey!” dediler. (Sad Sûresi, ayet 38/5)
Yani Marks, Mao, Avrupa kriterleri… gibi bizi kendi hevalarına göre yönetenlere kulluktan çıkıp, bir tek Allah’a mı kulluk yapacağız, diyorlar.
Kula kul olanların hepsi İslam’a düşmanlıkta birleşmelerinin sebebi, kula kulluktan gıdalandıklarındandır.
Hâlbuki aklını, beynini, ciğerini, nefesini, dilinde bir milyonun üzerinde tat alma özelliğini Yaradan’a karşı harp açtığını unutuyor.
Rabbimiz buyurur:
“Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek ister¬ler. Kâfirler hoşlan¬masa¬lar da Allah nurunu ta-mamlayacaktır.
O, hidayet ve hak din ile bütün din¬lere üstün gelmesi için Rasülü'nü gönderen¬dir. Müşrikler hoşlanmasalar da.” (Tevbe Sûresi, ayet 32-33, Saff Sûresi, ayet 8)
Sevgili Peygamberimiz de:
“Allah, bu dini facirle (kâfir veya günahkâr Müslümanla da) güçlendirir” buyurmuş. (Buhari Sahih, K. Cihad, Bab 178/181, K. Kader, bab 4)
Biz, Mushaf yakmıyoruz. Mushaf’ı el değmeyecek yere kaldırıp okumadan saygı gösteriyoruz.
“Mushaf’ın içindekileri hayatımıza uygulayalım.
Buna kim engel oluyor?” gibi sorulardan da nedense kaçınıyoruz.
Galiba biz de uygulanmamasından gıdalanıyoruz.
Allah celle celalüh, hepimizi korusun.