Dünden devam...
EL- BİRUNİ; 973 yılında HARİZM' in merkezi KAŞ' ta dünyaya geldi. Harzemşahlar devletinin sarayına alındı. Gazneli Mahmut onu yanına alıp Hindistan seferine götürdü. Türkçe'nin yanında Arapça, Farsça, İbranice, Rumca, Çince başta olmak üzere ondan fazla dil bilip konuştuğu bilinmektedir. Başta MATEMATİK, GEOMETRİ olmak üzere FİZİK, KİMYA, ASTRONOMİ, TIP, ECZACILIK, TARİH, COĞTAFYA, JEOLOJİ, FİLOLOJİ, DİNLER VE MEZHEPLER TARİHİ gibi 30 bilim dalında çalışmalar yapıp yüzlerce eser vermiştir.
Bugün dünya üzerinde bu kadar çok bilim dalında çalışmış ve her birinden ondan fazla dilde eserler vermiş bir tek bilim adamı var mıdır acaba?
BİRUNİYE GÖRE: Kişi yaptığı işlerden tat almalıdır.
Hak ve Hakikati araştırma zevki bulunmalıdır.
İlimler arasında bir ayırım yapmamak ve her birinin hakkını vermek lazımdır.
İlim güzeldir ve lezzeti kalıcıdır.
İlim adamı kendinden önce gelen ilim adamlarının eserlerini okumalı, en doğru ve sağlam bilgilere ulaşmalıdır. Bunun için ilmi düşünceye serbestlik tanınmalı yani ilimde söz sahibi olanlar fikir hürriyetine sahip olmalıdır.
İlmi çalışmalar açık ve sağlam metotlara dayanmalıdır.
BİRUNİ ilk eseri olan ASAR-ÜL BAKİYYE'yi 28 yaşında iken yazmıştır. Bu eser 1878-1879 ve 1923 yılında olmak üzere yeniden basılmıştır. Eser beynelmilel bir kronoloji, takvim, tarih, kültür ve astronomi konularını içermektedir.
Biruni MAHRUTİ ALET adını verdiği bir araç yaparak PİKNOMETRE ile soğuk ve sıcak su arasındaki ağırlık farkının daha o zaman 0,041677 olduğunu doğru olarak tespit etmiştir. Altın, gümüş ve zümrüt gibi madenlerin özgül ağırlıklarını ta o yıllarda tespit etmişti. KİTABÜS SAYDALA adlı eseri ise TIP VE ECZACILIK la ilgilidir. Dünyada ilk defa ışık hızının ses dâhil diğer bütün hızlardan kat be kat daha fazla olduğunu bildirmiştir.
Değerli okurlar; 973 -1051 yılları arasında yaşayan, daha Amerika'nın bile keşfedilmediği, Avrupa'nın kilise taassubu altında yaşadığı bir devirde Müslüman Türkler Kur'an’ı ve içindeki ilimle ilgili ayetleri tespit edip yaptıkları bilimsel çalışmalarla hem yeryüzü, hem de gökyüzü ile ilgili elde ettikleri bilgilerle bilime ve insanlığa çok büyük katkılarda bulunmuşlardır.
Peki, sonra ne oldu da ilimden bu kadar uzaklaştık. Şimdilerde kaç insanımız bu bilim insanlarımızı tanımaktadır? Neden okullarımıza bu bilim adamlarımızın hayatları ve buluşları ders olarak konmaz? Yoksa tanınmasını istemeyenler mi vardır? Sorunun cevabını sizlere bırakıyor hepinize sağlıklı ve huzurlu günler diler sevgi ve saygılar sunarım.