Aynanın karşısında, kendinize çeki düzen verirken, boy posunuza, kılık kıyafetinize baktıktan sonra, birkaç dakika da saçınızdan tırnağınıza kadar hayranlıkla seyrettiğiniz vücudunuzun her bir organını düşünün.
İpek saçlarınız için yaratana, teşekkür edip etmediğinizi hatırlamaya çalışın.
Saç ektirenlerin her saç tanesi için kaç lira ödediğini hayal edin.
Aynı saçlarla bir ömür sürmediğinizi, dökülenlerin yerine yeniden gelenleri düşünün.
Ağzınızdaki 32 dişin her birinin değerini hatırlayın.
Baba veya annenizin implandı için diş doktorunun çıkardığı faturayla kıyaslayın size parasız verilen 32 dişi.
Sonra takma dişin hiçbir zaman aslının yerini tutmadığını da unutmayın.
Büyüdünüz. Nasıl büyüdüğünüzü kendiniz göremediğiniz için ailede yeni doğan çocuğunuzu göz önüne alın.
Dünyanın hiçbir fabrikasında böyle bir çocuk yapma gerçekleşmiş değil.
Yapay zekâ takılan robotlar bile, insan tarafından yapıldığı gibi hep bir üst modelini geliştirmek yine insanla olacak.
“Yapay zekâlı robot yapacak, robotlar yapılacak, insana ihtiyaç kalmayacak” diyenler, yapay zekâyı yapanlar değiller.
Kaldırım mühendisçikleri söyler bu sözleri.
Çocuk doğduğu müjdesi verildiğinde ve camın arkasından gösterildiğinde, ailenin bütün fertlerini bir mutluluk kaplar.
Çocukta öyle bir özellik vardır.
Yapay zekâ takılmış bir çocuk da yapıp satın alanlar, yapma bebek alan çocukların birkaç gün oymadıktan sonra atacakları bir eşyadan öteye gitmez ama beş yaşındaki çocuk, yeni doğan kardeşini bir ömür boyu sever.
Yeni doğan çocukta bir ruh vardır.
İnsanın icatlarında her şey, her an, yeni gelişmelerle yeni buluşlar devam eder.
İnsan ise, mükemmel yaratılmıştır.
İlk insan ile dünyaya gelecek olan en son insanın mükemmelliği aynıdır.
Ama herkes doğduğu zaman ve mekânın imkânlarıyla icatlarını yapmışlar ve geliştirmişler.
Rabbimiz bize, kendimize bakmamızı teklif eder:
“İnsan neden yaratıldığına bir baksın” (Tarık süresi ayet 86/5)
Haydi, yeniden kendimize bakalım.
Veya etrafımıza bakalım.
Neyi görürseniz görünüz, o, sizi Rabbinize götürür.
Rabbimiz buyurur:
“(Allah’ın varlığına, birliğine delil olan) Ayetlerimizi onlara, ufuklarda ve kendi canlarında (içlerinde) göstereceğiz ki, onun (Kur'an'ın) hak olduğu onlara apaçık belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olduğu yetmez mi?” (Fussılet süresi ayet 41/53)
Üzerimizde taşıdığımız bize göre sayısız hücrelerimizin meydana getirdiği organlarınızın hiçbiri bu dünyada insanlar tarafından yapılmış değil.
O zaman her organımızla Allah celle celalüh, hepimizi kendisine kulluğa davet ediyor.
Çocuk dünyaya geldiği gün, annenin göğüslerinden süt iniyor.
Çocuğun isteği, annenin verme arzusu birleşince, Allah celle celalüh süt lütfediyor.
Rızık endişesine kapılanlar, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, haram-helal bütün yolları denesinler, Rabbimizin takdirinden öteye gitmezler.
Ortaokulu bitirememiş, haritada kendi köyünü bulamayanın yanında üç dil bilen ekonomi profesörü, danışman olarak çalışıyor.
Profesör, çok para kazanmak, zengin olmak için bütün sınıflarını birincilikle geçerek, rakiplerini arkada bırakarak, dünya parasının trafiğinin nereden nereye, kimlerin kontrolünde aktığını öğrenerek en zirveye çıkmış.
Ama kendisine takdir edilen Prof’luk maaşıyla, danışmanlık maaşının ötesine geçememiş.
Başta bu dünya nimetlerinin taksiminde kapitalistlerin, komünistlerin ve bütün …istlerin taksimi değil, bütün kainatı/evreni yaratanın taksiminin geçerli olması için O’nun koyduğu ahkamın uygulanması gerekir isteği olacak.
İstek yeterli değil, bir saatlik çocuğun, ağzını sağa sola çevirerek üt istediği gibi, yeryüzünün tamamını dolaşarak yeryüzü nimetlerinin meşru olanlarını elde etmek ev yeryüzündeki bütün insanların hakkını hakkıyla teslim etme azmine girecek ve çalışmaya başlayacak.
Rabbimiz buyurur:
“Bir kere de azmettin mi, Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah tevekkül edenleri sever.”
Sevgili Peygamberimiz, evden çıkarken, “Bismillah, tevekkeltü alellah, la havle vela kuvvete illa billah/Allah’ın adıyla çıkarım, Allaha güvenir, O’na dayanırım, O’ndan başka (sınırsız) güç ve kuvvet sahibi yoktur” dermiş. Biz de bunu ezberleyip her gün evden çıkarken okuyalım.
Birçok hadis kitabında kelime değişiklikleriyle rivayet edilmiştir.