CEHENNEMLİK MANTIĞI
Mahmut TOPTAŞ
Cehennem yolunda yürüyenlerden biri bir gün öğrencilerine sorar,
- Çocuklar, Allah merhametli değil mi?
- Evet öğretmenim, merhametli.
- Ne kadar merhametli?
- Her şeyi merhametiyle kuşatmıştır.
- Öyle ise biz kullarını nasıl cehennemine atacak?
Öğrenciler bir müddet susarlar ve hiç akıllarına gelmeyen bu soruya cevap ararlar.
- İçlerinden biri, Öğretenim, sen bizi seviyorsun değil mi?
- Evet seviyorum.
- Ne kadar seviyorsun?
- Sizi çok çok seviyorum.
- İmtihanda sorulara cevap yazamayan arkadaşları neden sınıfta bırakıyorsunuz?
- Cevap veremediği için.
- İşte cehennemlikler de cevap veremediklerinden orada, cehennem sınıfına dolduruluyorlar. Sen, bizim kopye çekmemize izin vermiyorsun. Halbuki o merhametli olan Allah, kopye çeksinler diye Kur’anını göndermiş, nasıl yaşanacağını görsünler diye peygamberini göndermiş. Sen, bizim tenimiz ve canımıza hiç bir katkıda bulunmuyorsun ama Allah bize her an nefes aldırıyor, baktırıyor, konuşmamızı sağlıyor, kalbimizi çalıştırıyor, kanımızı her kılcal damarımıza ulaştırıyor. Buna rağmen, yaratanı bırakıp yaratılan insanlardan bir gurubun koyduğu kurallara uyarsa içte o yanmayı hak ediyor.” Der.
Güzel bir kadını veya erkeği gördükten sonra onun cehennemde yanmasına gönlün razı olmaması çok tabiidir ve de dinidir.
Kişi, kendi güzelliğini vereni tanır ve onun koyduğu kurallara göre hareket ederse, Allah onu yakmayacağını haber veriyor. Onun için önce kişinin kendisi kendini korumalıdır.
İkinci olarak hasta olduğu halde tedavi olmayan adamı çevresinin onu doktora götürdüğü gibi kendisine hakim olamayanlarla da Müslümanların ilgilenmesi gerekir.
İşte İslam’da davet ve cihad faaliyeti kendini ve çocuklarını cehenneme postalama kurumları kuranları uyarma ve engelleme hareketidir.
Ayrıca güzellik, çirkinlik, acı, tatlı, aydınlık, karanlık... gibi şeyler, bizler içindir.
Sevgili peygamberimiz, bu konuyu açıklamak için “Eğer dünya, Allah katında bir sineğin kanadı kadar değeri olsaydı, kafirlere bir damla su içirmezdi” buyurmuş. (Tirmizi, Sünen, Kitab’üz-Zühd, Babu Hevaniddünya, Hadis no 2242, İbni Mace, Sünen, K. Zühd, Babu meseliddünya, hadis no 4100)
Zuhruf süresinin 33-35 inci ayetlerinin tefsirini Şifa Tefsiri’nden bir okuyuverin.
Su, bizim için hayati maddedir ama Allah için hiç bir şey değildir.
Hatalarımızın ana maddesi nefsimizdir.
Kendimizi o kadar önemsiyoruz ki, Allah’ın gücünü, sanatını, koyduğu kurallarını kendimizle kıyaslıyoruz ve hatayı işte orada yapıyoruz.
Onun için sevgili peygamberimizin en çok okuduğu dualarından biri “Rabbim, bir göz açıp kapayıncaya kadar beni bana bırakma” duasıdır. (Ebu Davud, Edep 10)