DÜŞMANIN SİLAHI OLMAYALIM
Mahmut TOPTAŞ
Şarap gibi Rakı gibi haram içecekler, içenin dengesini bozdukları, düz çizgiyi eğir gördükleri halde, faiz, hırsızlık, gasp, rüşvet, irtikap, zimmet, kumar gibi batıl yollardan elde edilenlerin yenmesi veya kullanılması halinde sarhoşluk vermediği zannedilir.
Bedenin dengesini bozmuyor gibi görürüz ama kişinin kalp gözünü şaşılaştırır, haramları helal görmeye, kişinin cebindeki elli lira için öldürmeyi kendince haklı hissettirmeye başlar.
Aslında bu tür servet, şöhret, şehvet sarhoşluğunun tehlikesi şarap sarhoşluğundan eroin bağımlılığından daha tehlikelidir.
Eroin ve şarap gibiler kişiyi sızdırır, zararsız hale getirir, araba sürerse hem kendine hem bir başkasına zarar verir am zararı sınırlıdır.
Bedeni sarhoş etmeyen haramları yiyen kişinin zararı ise gücünün yetebildiği yere kadar uzanır.
Rabbimiz, uyuşturucuların haramlığını ve onların şeytan işi olduğunu”.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْأَنْصَابُ وَالْأَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Ey iman edenler, şarap (Sarhoş edenler), kumar, putlar ve fal okları şeytanın işinden olan bi¬rer pisliktir, ondan sakının, ola ki kur¬tulursunuz.” (Maide süresi ayet 5/90)
Ayet uyuşturucunun durumunun böyle olduğunu haber verirken faiz için “Eğer iman ediyorsanız derhal vazgeçin ve faiz almaya devam ederseniz Allah’a ve Rasülüne harp açtığınızın bilin” diye şöyle haber verir:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
“Ey iman edenler, eğer Al¬lah'a iman etmiş¬seniz Allah'tan sakının ve faiz¬den arta kalanı bı¬ra¬kın (Ana paranızı alın, faizini almayın).”
فَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ (279)
279- Eğer böyle yapmaz (faizi bırakmaz) sanız Allah'a ve Rasülüne harp (aç¬tığınızı) bilin. Eğer tevbe ederseniz ana serma¬yeniz si¬zindir. (Böylece) hak¬sızlık etmemiş ve de haksızlığa uğ¬ra¬ma¬mış olursu¬nuz.” (Bakara süresi ayet 2/279)
Şam, Bağdat, Musul, Halep gibi eski vilayetlerimizden yirminin üzerinde Müslüman gurubu birbiriyle çarpıştıran, hangisi üstün gelemeye başlamışsa üzerine uçaklarla bombalar atan, arada bir “Yanlışlık oldu” diyerek niyetini gizlemeye çalışan bu kefere gurubuna karşı siyasilerimiz ve askerlerimiz doğru olanı yaparlarken, seksen milyon insanımız televizyondan sinema seyreder gibi bakmak yerine bizler de İslami birliğimizi kuvvetlendirecek eğitim kurumları oluşturmaya, okullarımızda bizi ancak İslam’ın birlikte tutacağı bilgiler sunmaya, aynı dinden insanlarımızın ırki damarlarının öne çıkarılmasından nasıl zararlar gördüğümüzü görüntülü olarak anlatmaya çalışalım.
İman ve amel güçlendirilirken ekonomik yönden de çalışmalara devam edelim ama sakın ha sakın, “zengin olursak kurtuluruz” mantığını ileri götürüp helal-haram demeden kazanmaya yönelmeyelim.
“Ama hocam, yüz milyar doları uyuşturucudan, zimmetten, faizden, fuhuştan kazansak da, o paraları İslam için harcasak, her köy ve kasabaya Kur’an kursları açsak, imam-hatipler açsak….. batının silahıyla onları vursak daha iyi olmaz mı?
Bu mantıkla kırk yıl önce İslami cemaatten ayrılanlar, tepeyi aştıktan, köşeyi döndükten sonra bir daha geri gelmediler.
Meğer haramların fetvasını onlar veriyorlar, düşmanın silahıyla silahlandıktan sonra düşman safında Müslümana silahı onlar çekiyorlarmış.
Eğitimimiz, siyasetimiz, adaletimiz, ticaretimiz, barışımız, savaşımız ve her şeyimiz, bize her an nefes lütfeden Rabbimizin kurallarına göre olsun.