CEMAAT İÇİN CENAZEYİ BEKLETMEYİN
Mahmut TOPTAŞ
Camilerde cemaatle namaz kılındıktan sonra eğer cenaze varsa Müezzin efendi tesbih çektirmeden elleri duaya kaldırtır.
Hiç düşündünüz mü neden tesbih çektirtmez diye.
Müezzin efendi sevgili peygamberimizin:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَسْرِعُوا بِالْجِنَازَةِ فَإِنْ تَكُ صَالِحَةً فَخَيْرٌ تُقَدِّمُونَهَا وَإِنْ يَكُ سِوَى ذَلِكَ فَشَرٌّ تَضَعُونَهُ عَنْ رِقَابِكُمْ
“Cenazeyi defnetmede sü’art/acele edin. Eğer cenaze, salih biri ise hemen cenazeyi sevabıyla buluşturmak onun için daha hayırlıdır. Eğer cenaze salih değilse o bir kötü iştir hemen omuzlarınızdan onu kabre koyuverin” emrine göre hareket eder.” (Buhari, Sahih, K. Cenaiz. Bab’üs-sür’atı bi’l-cenaizi)
Bu hadisi şerifi İmam Ebu Hanife fıkhına göre Ömer Nasuhi Bilmen merhumun “Büyük İslam İlmihali” isimli eserinin 257 inci sayfasında 589 nolu paragrafında şöyle yazılmıştır:
589- Hazırlanmış olan cenazeleri bir an önce götürüp kabirlerine defnetmek evladır. Mesela Cuma günü sabahleyin hazırlanmış olan bir cenazenin, cemaati çok olsun diye cuma namazından sonraya tehir edilmesi mekruhtur. Ancak cuma namazının kaçırılması korkusu ile yapılabilir.
Bayram namazı vaktinde hazırlanmış olan bir cenazenin namazı da, bayram namazından sonra hutbeden önce kılınır.”
İlmihal’in 214 üncü sayfasında 408 inci paragrafında:
“…Kerahet vakitlerinden birinde hazırlanmış olan bir cenaze namazı o vakitte kılınabilir. Hatta efdal olan da bu namazı tehir etmeyip hemen kılmaktır. Çünkü cenazelerde acele etmek matluptur.” Der.
Konya’da fıkıh konusunda akranları arasında birinci derecede sayılan Bozkırlı Mustafa (Parlaktürk) Efendi, hastalığı esnasında bir sabah namazı sonrası çocuklarına “Ben vefat edince namaz vaktine kadar bekletmeyin, sela verdirmeyin, yakınlarımıza haber verin ve defnedin” der ve biraz sonra vefat eder. Kuşluk vakti cenaze namazı kıldırılır ve defnedilir.
Ben, ikinci gün öğle namazında Konya’nın selalarla inlediğini duyunca öğrendim vefatını.
Bayram günü vefat eden bir Müslümanı bayram namazından sonra hutbeden önce kılınması, Tesbih çekmeden cenaze namazı hep Hadisin “Acele ediniz” emrine uymak içindir.
“Çok cemaat olsun” diye, kızı veya oğlu yaban ülkeden gelsin diye bekletmeler sünnete aykırıdır. Salih insanın sevabıyla buluşmasına engeldir, bu da işkencedir.
Kimsesiz bir garibin cenaze namazını Fatih camiinde kılmıştık. İki saf cemaat vardı. Çok çok ünlü ve çok hayırlı hizmetlerde bulunmuş, kafirlik akımına son nefesine kadar direnmiş bir zatın torunuydu.
Namazadn sonra değerli dostum Erol Mermer merhuma “Eğer bu cenaze filan zngin ve siyasinin yakını olsaydı bu meydan dolardı” diyerek üzüntümü bildirdiğimde, Erol da bana “O meydanda bir çoğunun abdestsiz namaz kıldığını, bir çoğunun İslama inanmadığını, burada görünmek için geldiğini, biliyorum. Bu iki saftaki garibanalrın duası yeter ona inşallah” deyiverdi.
Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek de vasıyyetinde:
“Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam;
Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam..”
Siz, Ebu Zerr gibi İslam’a sarılmaya bakın. Duası makbul insanları cenazenize Rabbim yönlendirir.