Celal ARSLAN
Batı Avrupa TÜRK’leri adına son bir ay içinde yazdığım bu üçüncü köşe yazım olacak. Tatilini öz vatanında geçirmek isteyen gurbetten gelen kardeşlerimizin durumlarını anlatmaya çalıştım. Çarşı merkezinde oluşum ve her gün değişik insanlardan bazı esnaflarımızla alakalı şikayetler gelmesi üzerine tekrar bir yazı daha yazma ihtiyacı hissettim.
Bu konu hakkında sayın valimiz Sayın Süleyman KAHRAMAN’ın iki hafta önce yaptığı esnaf gezisindeki konuyla alakalı açıklamalarını tekrar vererek yazıma giriyorum.
Sayın valimiz Beraberindeki heyet ile İsmet Paşa Caddesi üzerinde bulunan esnafları ziyaret ederken, gurbetçilerin yaptıkları harcamaların Karaman ekonomisine katkı sağlaması adına kentte esnaflara “Sılaya gelen vatandaşlarımıza ürünlerinizde indirim uygulayın ki, böylece gurbetçilerimizin ve diğer vatandaşlarımızın parası burada kalsın dedi. Yani gurbetçi vatandaşımız aldıkları ürünü Konya, Ankara gibi şehirler yerine Karaman’da çok daha uygun fiyata alabilsin. Ümit ediyorum ki, bu çağrı sılaya gelen vatandaşlarımız kadar esnaflarımızı da mutlu edecektir. Bizler Karaman’daki güzellikleri artırmak istiyoruz. Esnafımız ürünlerine bu aylarda zam yerine indirim yapsın daha çok kazansın” dedi.
Teşekkürler sayın valim.
Sevgili esnaf arkadaşlarımız:
Sayın valimiz böyle bir açıklama yapma ihtiyacını neden yaptı?
Bana bu yazıyı yazdıran sebep nedir acaba?
Gurbetten sılaya gelen bizim insanımız, bu insanlar bir defalığına gelmiyorlar her yıl izinlerini burada geçiriyorlar. Ayrıca çoğumuzun, eşi, dostu, akrabası veya köylüsü.Tamamı bir aylık bir izin yapacaklar bu izinlerini zehir etmeye kimsenin hakkı yok. En çok şikayet ettikleri konuların başında ustalar ve işçiler gelmektedir. İşlerinin zamanında işi bitirilemeyişi, yapılan işlerin kalitesinin olmayışı, fazla fiyat istemeleri v.b. konular.
Bu insanların kaderi hep soyulmak olmamalı.Geçtikleri ülkelerde zaten soyup soğana çevriliyorlar, bari bizler biraz insaflı davranalım.
Bakın shell istasyonlarında motorin 3,75 olması gerekirken 3,95 olmuş.
Şehrimizde dondurmanın kilosu bir ay önce 10-12 tl idi, şimdi olmuş 14 ile 20 tl. Baklava ha keza.
Bir ay önce metresini 40 tl’ye aldığımız halıya 62 tl istediler.
Küçük pet şişe su 2,5 krş. İken bazı yerlerde 5 krş. satılır olmuş.
Arsa, ev fiyatlarında birden fahiş yükselmeler oldu.
Düğün salonlarının fiyatları üçe beşe katlamış durumda.
Tatile gelen bir arkadaşım anlatıyor. Bir dükkana alış veriş için girdik, fiyatını sordum bir meblağ söyledi olmaz dedim biraz indirim yaptı. Tekrar ne olur dedim biraz daha indirdi, kalsın deyip yürüyünce gel sana son şu olur dedi. İlk söylediği rakamla son bıraktığı rakam arasında %60 fark vardı aklım karıştı almadan çıktım. Bu olayı yaşayınca acaba bütün herkes böylemidir diye düşünmeye başladım.
Yerli halktan bazıları aynen şu ifadeleri kullanmakta. İzinciler dönene kadar mecbur kalmadığımız şeyleri ailecek almamaya karar verdik. Çok zorda kalırsak Konya’ya gidip büyük alışverişlerimizi oradan yapıyoruz. Demek ki olan yerli halkada oluyor.
Bizler gerçekten vicdanımızın sesini dinleyerek, helalinden kazanç dileyerek, malımızı değer fiyatına satarsak huzur buluruz, rahat oluruz.
İnsanlarımızın her şeyi devletten beklemek gibi de bir lüksü var. Bu her yerde mümkün olamaz, devlet her esnafın başına bir görevli dikemez. En büyük ölçü sizlerin vicdanları olmalı.
Burada şehrimizdeki dürüst esnaflarımızı tenzih ediyorum ve onlara rabbimden bol kazançlar diliyorum. Beni bu yazıyı yazmaya mecbur bıraktıranlar kendilerini iyi biliyor, onlar utansınlar.
Ne mutlu vicdanlarının sesini dinleyerek satış yapan esnaf kardeşlerimize.
Onları buradan tebrik ediyorum. Hepinizin ve bütün Müslümanların mubarek Ramazan’ının bereketli, sağlıklı ve huzurlu geçmesini canı gönülden diliyorum.