Hiç şüphe yok ki! Milli tarihimiz olan Türk tarihine esas olacak eserleri, gençlerimizin önüne koyabilecek milli bir eğitim ve milli bir kültür temeline ve yapısına maalesef sahip değiliz.
Tarih yaşanılan devirlere ait ne bir kaside ve nede bir masal değildir.
Yaşanılan devirleri iyisini kötüsünü düşünmeden öven, kendi düşüncesinde olmayan devirleri yeren, gerçek tarihçilikten çok, eyyam tarihçiliği yapan bir takım sözde tarihçiler dün olduğu gibi, bugünde piyasalarda ahkâm kesmektedirler.
Geçmişte yaşadıkları devirlerdeki gerçekleri ve hakikat ışıklarını bizlere kadar ulaştırabilmiş çok değerli tarihçilerimiz olmuştur. Onları minnetle ve şükranla yad ediyorum.
Tarih, bir milletin hafızası ve milli tecrübelerinin toplamıdır.
Milletler, tarihi hadiselerin ikaz ve irşadına daima muhtaçtırlar.
Bulunduğu coğrafya da, geçmişte yaşanılan olayları detaylı olarak bilmeden, öğrenmeden alınacak kararlar, yapılacak her eylem daima başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Yanlış yapmamak için tarihten ibret ve ders alınmalıdır.
Devlet yönetiminde bulunanların yanlış yapmamaları, geçmişte yaşanmış benzer olayları hatırlamaları için bu yaşanmış olayları kendilerine hatırlatacak en az iki tarihçi danışmanları yanlarında bulundurmalı ve yeri geldiğinde onlara danışarak yanlış karar almalarının önüne geçilmelidir.
Tarihin tekerrür etmemesi için tarihten ders alınmalıdır. Türk tarihi bilinmeden tarihe yön vermek mümkün değildir. Tarihte yaşanmış olaylar, yaşanacak her devir için bir yol gösterici ve bir meşaledir.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler diler, sevgi ve saygılar sunarım.