Toprak bedenimizin içerisinde ve onun her hücresinde yer alan, onu kuşatan, onu ayakta tutan, onun direği sayılan bu ENERJİ ya da MANYETİK bedenimiz, toprak bedenimizden tahminen 1-2 cm daha büyük olduğu, toprak bedenimizin dışına taştığı KİRLİAN (yüksek bioelekromanyetik) fotoğrafçılık tekniği ile tesbit edilmiş ve insanların psikolojik durumlarına göre (üzüntü, sevinç) renk değiştirdiği, sinirli ve kızgın olduğu zamanlarda kırmızı renge büründüğu görülmüştür.
İslami verilere göre enerji bedenimiz, madde âlemi ile mana âlemi arasında bir ara bölgedir. Einstein'nin değerlilik formülüne göre E=m.c kare, yani ENERJİ maddeye hâkimdir, enerjiye ise beşinci boyut adı verilen AKIL boyutu (takyon) yani BİLİNÇ=ŞUUR hükmetmektedir.
Yapılan laboratuvar deneylerinde görüldü ki, enerji bedenimiz, maddi olan fizik bedenimizi yönetip, yönlendirmede onu tıpkı bir vasıta gibi kullanmaktadır. Enerji bedenimiz olmasaydı, toprak bedenimiz boş bir çuval gibi olur yere yığılır ve hiçbir hayati fonksiyonunu yerine getiremeyen bir ceset olurdu.
Toprak bedenden dışına doğru taşan bu enerji beden öyle bir manyetik alan oluşturur ki aklımız, idrakimiz, düşüncemiz, hayallerimiz, zekâmız hep o astral bedenimiz içerisindedir. Dolayısıyla ayrı bir boyuttur.
Dünyayı dengede tutan ve ileriye götüren kuvvetlerin hepsi bu enerji bedende tasarlanır ve toprak bedenin aracılığı ile uygulamaya konulur.
Yapı itibariyle âlemde bulunan her şey KUANT’lardan meydana gelmiştir. Dolayısıyla tüm evren bir bütün, yaşayan canlı bir organizma gibi doğar, büyür, gelişir, genişler ve ölür. Âlemde organizmalar gibi bir gün takdir edildiği zamanda ölüp yok olup gidecektir.
Enerji bedenle astral seyahat yapılabilir mi? Sorusunun cevabı ileride verilecektir.
Bütün bu bilgiler ve diğerleri en geniş haliyle ALTIN IŞIK adlı kitabımdan takip edilebilir.