Bir bilge, bir göletin başında otururken, çok susamış bir köpeğin gölete kadar gelip, suya bakıp kaçtığını görür. Köpek bunu bir kaç defa tekrar edince, bilge kişi merakla gölete gelir suya bakar ve anlar ki! Köpek suda kendi yansımasını görüp kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini suya atar ve doyuncaya kadar sudan içip çıkıp gider.
O anda bilge kişi şöyle düşünür:'' Bundan benim çıkaracağım sonuç, bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korku ve engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir''
Bilge kişi, konu üzerinde biraz daha düşününce aslında gerçeğin öğrendiği şeyden daha farklı olduğunu düşündü.
Asıl öğrendiği şey; insanın bir bilge kişi bile olsa, bir köpekten öğrenebileceği bilgilerin var olduğudur. Bu yüzden, insan kendisinde ne kadar bilgi varsa bunları başkalarıyla paylaşmalıdır.
Başkalarıyla paylaşılmayan bilgilerin hiç kimseye faydası olmadığı gibi, kişi ölünce, kişiyle birlikte mezara girer ve yok olur.
Öğrendiklerimizi başta gençler olmak üzere, tanıdıklarımızla mutlaka paylaşarak onlarında bilgi sahibi olmalarını sağlamak bir insanın önce kendi milletine ve sonrada insanlığa olan borcudur.
Otuz yıl eğitim kademesinin her kademesinde (ilk, orta, lise ve üniversite) de öğretmen ve idareci olarak çalıştıktan sonra, emekli olduğum 1995 yılından bu yana okuyarak, kitap yazarak ve öğrendiklerimi sosyal medya da paylaşarak başta öğrencilerim olmak üzere, tüm gençlere ve dostlarıma faydalı olmaya çalışıyor ve eğitimci olma görevime devam ediyorum.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı akşamlar ve günler diler, sevgi ve saygılar sunarım.