AV.ARB. Ömer KARAYUMAK
Yayınlanma :
16.05.2019 13:46
Güncelleme
: 16.05.2019 13:46
AV.ARB. Ömer KARAYUMAK
Makalenin içeriğine baktığımda anladım ki aradan on üç yıla rağmen
ne hazindir ki hiçbir şeyin değişmediğini eski hataların, vurdumduymazlığın,
bana neciliğin hala hiç değişmeden devam ettiğini üzülerek müşahade
ettim.
Tam on üç yıl önce aynen şunları yazmışım:
“Kelimelerin arkasına gizlenmeye, ne şiş yansın ne kebap cinsinden lafı
eveleyip gevelemeye de gerek yok. Büyük işler yapıyormuş gibi görünüp hiçbir
sonuca ulaşmayacak, hiçbir sorunu çözemeyecek resmi demeçlerle göz
boyamanın da anlamı yok. Herkesin eteğindeki taşı döküp teklif, düşünce ve
fikirlerini açıkça ifade etmenin zamanı geldi ve geçti bile.
“
Karaman Türk Dil bayramı ve Yunus Emre ‘yi anma” törenlerinin
tanıtımı, organizasyonu ve içeriği üzerinde ne yazık ki kırk yıldır bir arpa
boyu yol alınamamıştır. Dahası gittikçe daha da kötüye gitmiş, 1960 lı
yıllardan beridir devam eden anma törenlerinde arzu ettiğimiz amaç ve sonuca
ulaşılamadığını artık herkesin kabul etmesi gerekmektedir.
Amatörce bir tanıtım sistemi, her yıl daha da kötüleşen organizasyon bozukluğu,
kimlerle ve ne şekilde görüşüp konuşulacağı bilinmeyen bir iletişim
noksanlığı, en önemlisi de ne yapacağımızı , ne istediğimizi bilememenin
şaşkınlığından kurtulmanın zamanı gelmedi mi halâ? “
Demek
ki zamanı gelmemiş, demek ki zamanı ileriye değil geriye sarmışız.demek ki
zaman tünelinde seyahat ederken vitesi hep geriye takışız.
Doğru oturup açık konuşalım. Son derece yanlış bir tanıtım ve organizasyon
metodu uygulanıyor halâ. Çağımızın getirdiği iletişim araçları,
bilgisayar,internet, network ağları ile bütün dünya ile dakikada
iletişim, tanıtım ve pazarlama imkanları var iken , kırk yıldır aynı şeyleri
tekrar ede ede Karaman halkına bile “yeter yahuu!” dedirten
çağdışı metotlarda neden ısrar edildiğini anlayabilmek mümkün değildir.
Bu uğurda tamamen iyi niyetlerle işini gücünü bırakarak, sadece Karaman’a bir
şeyler yapabilmenin arzusuyla yanıp tutuşan, gerektiğinde zamanını,
parasını, varını yoğunu harcayan Karaman’lı hemşehrilerimize şükran
borçluyuz.
Ancak
bir acı gerçeği de burada dile getirmeden geçmek, son derece büyük haksızlık
olacaktır. Sadece Karaman sevgisi, Karaman aşkı yüzünden bu ulvi gaye uğruna
bir takım akademisyen hocalarımız ve arkadaşlarımızla birlikte bir
belge, bir bilgi bulabilmek için elimizden gelen her türlü fedakârlığı
yaparken, mikrofon fanatiği bir takım kişi ve grupların,
narsist
ve egoist duygularını tatmin etmek amacıyla her yapılan hizmete sahip
çıkmaları karşısında nasıl hayal kırıklığına uğradığımızı, tören
meydanlarında bile yer verilmediğini; üstüne üstlük bir takım kendini bilmez
kişiler tarafından insafsızca karalanarak nasıl küstürülüp bir kenara
konulduğunu, kendi yalnızlık köşelerine çekilmek zorunda bırakıldıklarını
da bilmek zorundayız.
Ne var ki, meşhur bir Arap atasözünde belirtildiği gibi” hepsi yapılamayanın
hepsi terkedilmez” . Karaman’ın tanıtılması, pazarlanması, Karaman’ın sosyal,
kültürel, tarihsel ve ekonomik büyüklüğünün bütün bir dünyaya yayılması
ve duyurulması için yepyeni, bir anlayışa, çağdaş ve bilimsel bir düşünce
yapısına profesyonel bir tanıtım ve organizasyon sistematiğine ve
metodolojisine şiddetle ihtiyaç vardır.
Elini taşın altına sokmaktan korkan insanlar için en kolay şey her
yapılanı tenkit etmektir. Hayatında hiçbir dernek, vakıf, sivil toplum
örgütünde görev almamış, hiçbir miting ve toplantıya katılmamış, ulusal ve
uluslararası hiçbir geziye çıkmamış, yerli ve uluslararası fuarlarda yer
almamış, hiçbir seminer, panel, konferans ve açık oturumları takip etmemiş
siyasi ve yerel yöneticilerin veya onların idaresindeki insanların her yıl aynı
nakaratla tekrarlanan vizyonsuz, misyonsuz resmi nutuklarıyla bir yere
varılamayacağını hepimiz biliyoruz.
Yine biliyoruz ki “ Karaman Türk Dil bayramı ve Yunus Emre anma
törenleri” bu mantalite ile bu kafa yapısı ile devam ettiği sürece
her geçen yıl daha da geriye gidecektir.
Kadim
bir medeniyetin sosyal, kültürel, ekonomik, tarihi tanıtımını ,şehir ve
medeniyet kavramının içinde baş köşede yer alan, folklorunu, edebiyatını,
sanatını, tarihsel ve doğal zenginliklerini, örfünü, adetini, yaşam
biçimlerini, düşünce yapısını , bu şehrin ileri gelen kurumlarının
yapması gereken tanıtım hizmetlerini tutar da bir üniversitenin
üzerine yüklemeye kalkarsak sonucun da fiyasko olacağını önceden görmemiz
ve bilmemiz gerekir. Akademik ve Bürokratik problemlerden başını kaşımaya
fırsat bulamayan bir üniversitenin zoraki olarak yerine getirmeye çalıştığı
bu zor görevi de hiç kimse kınamaya ve tenkit etmeye kalkmamalıdır.
Artık aklımızı başımıza almak zorundayız. Bu tür organizasyonlar
günü kurtarmak için , “ biz yaptık oldu” kabilinden kısır ve cılız
programlarla sonuç alınacak işler değildir. Emek ister, çalışmak ister, özveri
ister, akıl ister, tecrübe ister. Uzmanlık ister. Bir yürüyüşle, birkaç zoraki
nutukla masal söyletişiyle şiir dinletisiyle, üniversite öğrencilerine
yapılan bir iki konuşmayla , araya da çeşni olsun kabilinden konulan bir
kaç Yunus ‘dan aşırılmış ilahilerle ne YUNUS EMRE anlatılır, ne Türk Dili
tanıtılır ne de Karaman tanıtılır.
Öyleyse ne yapacağız? Bu sorunun cevabını da da gelecek
günlerde nasip olursa vermeye çalışacağız.
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: