Şerafettin GÜÇ
Emekli
Öğretmen
Karamanoğulları
Tarihi Araştırmacısı Yazar
Kerimüddin
Böyle
bir şartlı isteğin varlığını İbni Bibi’nin bir eserinden öğrenilmektedir.
“Al
Avâmir-ül Alâiye” adlı Farsça eserinde, Karamanoğullarının Konya’yı zabt
ettiklerinde kurulan divanda tutulacak tutanakların başına şöyle yazılmasını
istediklerini bildirmektedir:
“Bâdel-yevm
ber-divan, ber-dergâh, ber-barigâh, der-Meclis, der-meydan, çün be-zeban-ı
Türkî, zeban-ı diğer nedâret.”
İbni
Bibî'nin, eserinde naklettiği bu fermanı; Yazıcı-Zâde, “Tevârih-i Al-i Selçuk”
adlı eserinde şöyle tercüme etmiştir:
“Şimdiden
girü hiç kimse ne kapuda ve divanda ve meclis ve seyranda Türkî dilinden gayri
dil söylemeye.”
Fermanın
şuan ki kullanımı (TDK tarafından 2000 yılında sadeleştirilmiştir) :
"Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden
başka dil kullanmaya."
Tarihsel
gelişmeye bakılacak olursa 1243 Kösedağ savaşında Selçukluların Moğollara
yenilgisinden sonra Konya merkezli Selçuklu sınırlarında taht, saltanat kavgası
ne yazık ki başlamıştır.
FERMAN
SAHİBİ ŞEMSEDDİN I. MEHMET BEY’İN ŞİKÂRİ’NİN KARAMANAMESİ KİTABINDA ÖLÜMÜNÜN
ANLATIMI AYNEN ŞÖYLEDİR :
[
Kerimüddin Karaman Bey’in oğlu Şemseddin I. Mehmed Bey’in mezarının (ferman
sahibi) Ermenek Balkusan Köyü külliyesinde olduğu rivayet edilmektedir. Benim
tespitlerimde buradaki Mehmet Bey; Sultan Alaaddin Âli (1361 - 1398 I. Murat’ın
kızı Nefise Sultan ile evli idi.) oğullarından Sultan II. Mehmet’tir. (1423 -
1465)]
Ez-in-cânib,
vezir eydür : - Devletlü hân! Bunlar, muttasıl böyle ceng edici dilâverlerdir,
dedi. Mehmed Beg muhkem yorulub kondular. Mehemmed Beg dönüb şehre geldi. Gördü
karındaş dahi gelmemiş.
Eydür
: - Ey begler! Tatarı şehre getürmekden şehid olmak yeğdür. İki küçek karındaş
bile- alub on yedi bin er ile yürüdü. Kızıltağ önünde râst gelüb tîğ çeküb Tekbîr
getürüb Tatar içerisine koyuldular. Üç gün üç gice ceng olub yerin bir katı
(39b) tozub göğe çıkdı. Gâziler mest pelenge dündüler, kan içmekden.
Ez-in-cânib,
eydür Mehemmed Beg: - Bin dilâver ile sürüb hânın ‘âlemin yıkdı. Hân bildi ki
tuğun yıkan Karamanoğludur. On bin Tatarı çevirüb öğle zamânına degin ceng
kıldılar. Bin yiğidi şehid eylediler. Mehemmed Begin üç kerre atın yıkdılar.
Yine atlandı.
Râvi
eydür : Mehemmed Beg kendü kılıcıyla dört yüz yigirmi baş kesdi, bir nice
def’a. Sonra kendisünü şehid eylediler. Karamanîler sınub kaçdılar. Tatar gelüb
Lârende’yi yakub yağma eylediler.
Şehnâme’de
Mehemmed Begin şehid olduğu mahâlde bu beyitleri yazmış :
Şehîd-i
gâziyân budend îşân
Kucâ
ân serverân hoş hırâmân
Be-mürdend
hâk heftend
Nîce
İskender türâb olmuş nice Dârâ yatur
Be-devlet
hoş zebân budend îşân
Kucâ
ân gül-ruhân nîk nâmân
Be-zîr-i
hâk heme sünbül tehfend (nühüftend) (?)
[Var
fenâ destin temâşâ kıl açub ‘ibret gözü]
Günümüz
Türkçesine göre anlatımı:
Onlar
gazi ve şehid oldular
Hoş
dil ve devlet nail oldular
İyi
kalpli gül gibi olan O ruhlar nerede
Onların
ruhu ebediyen arş-ı âlâda huzur içindedirler
Onlar
ölmemiştir, toprakta gömülüdürler
Toprağın
altında serpilmiş sümbüldürler.
Nice
İskender türab olmuş nice Dara yatar
Ez-in-cânib,
Lârende’yi Tatar harâb edüb oturub bir zamân sultândan haber geldi ki sultân
demiş :
-
Ey hân! Ta’cil varub Mut’a ve Ermenâk’e Karamanoğlu’nun aslın ve neslin kır
demiş.
Râvi
eydür : Yetmiş bin Tatar Deve meydânına (40a) tüfenk gibi geçüb Mut Ovasına
gelüb kal’ayı çevirüb üç gün ceng eylediler. Ez-in-cânib, Mahmud Beg, Sivas’dan
otuz üç bin er ile Bolkar’a çıkmış idi. Bolkar kavmi hâzır idi. Ol mahalde
Mehemmed Begin şehâdeti haberi geldi. Mahmud Beg âh edüb Kendüsünü yerden yere
urdu.
Mirzâ
eydür : - Ne turursun? Mut’u yıktılar. Eger tiz varmazsan cümle mülk elinden
gider, dedi. Mahmud Beg buyurdu. Bolkar kavmi derbendleri bağladılar. Kendüsü
otuz bin Kürd Türkmân ve Moğol ‘askeri ile kös nakkare dögüb Mut’a geldiler.
Tatar’a şöyle tîğı urdular ki Tatar sınub kaçub derbende geldiler. Bolkar’ın on
bin seng-endâzları şöyle urdular taşı-kim, bir bâş kurtarmadılar. Bin dânesin
dutub esir eylediler. Mâ’adâsın kırdılar. Yağma olan rızkı heb sâhibine
verdiler.
Kerimüddin
Karaman'ın oğlu, Şemseddin I. Mehmed Bey’in mezarının (ferman sahibi) Ermenek
Balkusan Köyü’ndeki külliyede olduğu söylenmekte ise; Dr. Mehmet Armutlu’nun
(Türkçenin Yeniden Devlet Dili oluşunun 724. Yıl Dönümü etkinlikler anısına,
Karaman Valiliği’nce Başbakanlık Tanıtma Fonunun katkılarıyla bastırılan)
“KARAMANOĞULLARI TARİHİ” kitabında şu araştırma ifadeleri vardır: (Sayfa 116,
117, 118)
Kerimüddin
Karaman bey’in oğulları;
1.Şemseddin
I. Mehmed Bey,
2.Halil
Bey
3.Kasım
Bey’in mezarlarının burada olduğu ifade edilmektedir.
KAYNAKLAR
Janos
Eckmann Anadolu Karamanlı Ağzına Ait Araştırmalar AÜ DTCF Dergisi Cilt VIII
sayı 1-2 Mart Haziran 1950
Claude
Cahen Osmanlılardan Önce Anadolu’da Türkler, Çev. Yıldız Moran, e Yayınları
İstanbul 1979
kı
Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, TTK
Yayınları VIII, İstanbul, 1989
İslam
Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Cilt 24 ss 454-462
Şikari,
Karamanoğuları Tarihi, Yeni Kitap Basımevi Konya 1946
Şikâri,
Karamannâme, Zamanın Kahramanı Karamanilerin Tarihi, (ed.) Metin Sözen, Metin Sakaoğlu,
ÇEKÜL, İstanbul, 2005
İ.
Hakkı Konyalı, Abidelerle ve Kitabelerle Karaman Tarihi, Baha Matbaası Ankara
1967
Zeynep
Korkmaz Türk Dili Üzerine Araştırmalar TDK Yayınları Cilt I s.248
Semavi
Eyice, Anadolu’da “Karamanlıca” Kitabeler TTK Belleten, Ocak 1975 sayı 153
J.Eckmann,
bu konuyla ilgili olarak T. Halasi Kun’un “Gennadios török hitvallasa” başlıklı
yazısını gösteriyor.
J.
Eckmann, Anadolu Karamanlı Ağızlarına İlişkin Araştırmalar, AÜ DTCF Dergisi,
Cilt VIII Sayı 1-2 Mart Haziran 1950
Bu
konudaki kaynak E.Rossi Canto Turco del Secolo XVI in Caratteri Greci: Annali
del R.Instituto Superiore Orientale di Napoli. Nuova Serie I 1940 237-39 olarak
verilmiştir.
J.Eckmann,
Yunan Harfli Karamanlı İmlası Hakkında, TTK Basımevi Ankara 1950 ss 27-31
Yorumlar
Kalan Karakter: