18.Yüzyılda
XIX.Yüzyılın
ilk çeyreğinde dönemin Avrupa ‘sına ve bütünüyle dünyaya baktığımız
zaman hemen hemen bütün dünyanın küresel bir sömürgeler alemi olduğunu
görmekteyiz. Gerçekten de XIX. Yüzyıl dünyasının sosyo-politik durumuna
göz attığımız zaman , dünya devletlerinin “sömüren” ve “sömürülen” devletler
diye ikiye ayrıldığını görüyoruz. Sanayi devriminin getirdiği imkanları çok iyi
değerlendiren İngiltere, Fransa, Hollanda, Portekiz, İspanya ile daha sonraki
yıllarda bu devletler listesine dahil olan Almanya, İtalya gibi Avrupa
devletleri ile Amerika Birleşik Devletleri bütün bir Asya ve Afrika kıtalarının
bakir topraklarını sömürge alanı haline getirmişler, oralarda yaşayan
devletlerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürüp tüketmişlerdir. (1)
"Küreselleşme" ve "Globalleşme"
kavramlarını kendi iğrenç emellerine göre tanımlayan sömürgeci devletler,
Birleşmiş Milletler kararlarını, evrensel insan hakları kurallarını,
milletlerarası sözleşmeler ile bu sözleşmelerin temelini oluşturan
milletlerarası kongreleri de kendi istedikleri gibi yönlendirerek, kendi
istedikleri şekilde kararlar aldırarak masum ve mazlum milletleri
köleleştirmeye, toplu katliamlar yapmaya ve sömürmeye devam
etmektedirler. Bunun en son örneğini Libya sorununa bir çözüm
bulmak için toplanan yeni Berlin kongresinde görmekteyiz.
Sırası
gelmişken Osmanlı Devleti için çok önemli antlaşmalardan
birisi olan "Berlin antlaşması" na ev sahipliği
yapan "Berlin Kongresi" ile, bu kongrede zamanın
emperyalist devletlerinin Osmanlı Devleti aleyhine oynadıkları gizli ve kirli
oyunları yeniden hatırlamak ve 19 Ocak 2020 tarihinde
yine Almanya'da Berlin'de yapılan yeni Berlin Kongresi' nde alınan
kararları tarihin süzgecinden geçirerek yeniden irdelemek gerektiği
kanaatindeyim.
İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya- Macaristan, İtalya,
Almanya ve Osmanlı Devletinin katıldığı Berlin kongresine Almanya Başbakanı
Bismark’ ın başkanlığında 13 Haziran 1878 de başlamış olup, 13 Temmuz
1878 de bitmiştir.
Uzun süren tartışmalar
sonucunda, 3 Mart 1878 tarihli Ayastefanos Antlaşmasının 16.maddesi
Osmanlı Devletinin bütün itirazlarına rağmen bir değişikliğe uğramadan
Berlin ‘de yapılan 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin kongresin’ de de aynen kabul
ediliyor, Berlin Antlaşmasının 61. maddesi olarak aynen yerini koruyordu.
Tarihimizde
93 harbi diye anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonucunda Osmanlı
Devletinin yenilmesi ve Rus ordularının bazı Türk Şehirlerini işgal ettikten
sonra Yeşilköy’e kadar dayanmaları ve sonrasında yapılan Ayastefanos
antlaşması ve Berlin kongrelerinde alınan kararlarla görünürde Osmanlı Devleti
içerisinde kalan gayri Müslimlere özellikle de Ermenilere sağlanacak
ıslahat hareketlerini esas aldığı sanılan Ayastefanos Antlaşmasının, aslında
Osmanlı devleti üzerindeki Ruslarla –İngilizlerin menfaat çatışmasından
başka bir şey olmadığı açıkça ortaya çıkmıştı. Bu iki devlet nerdeyse birbirine
savaş ilan edecekti ki, savaşı göze alamayan Rusya, İngiltere’nin teklifini
kabul ederek Ayastefanos Antlaşmasının diğer Avrupa Devletlerinin de
katılımıyla Berlin Kongresinde yeniden görüşülmesini kabul etmişti.(2)
Berlin
Kongresine Almanya adına katılan Bismark; Tıpkı günümüzde AB adına Almanya
temsilcisi olarak katılan Şansölye Merkel gibi Berlin Kongresini tahakkümü
altına almıştı.Kongre Başkanı olması hasebiyle diğer kongre
üyelerine karşı tepeden bakarak onları küçük düşürmek için
çabalardı. Diğer kongre üyelerine söz hakkı vermeden kendi fikirlerini
empoze etmek, zaman zaman onların düşünce ve itirazlarını dinlemeden
karar vermek değişmez karakteri idi. Özellikle Osmanlı Devletini temsilen
kongrede bulunan Mehmed Ali Paşa,Sadullah Paşa ve Kara Todori Paşa ne
zaman söz alsalar onların sözlerini kesmekten hatta hakaret vari konuşmaktan
geri kalmıyordu.Nitekim kongrenin açılış konuşmasında Osmanlı heyetine
dönerek:
“Tarafımdan
göreceğiniz samimiyeti başkalarından göremeyeceksiniz. Halihazır durumu sizden
saklamak istemem. Kongrenin Osmanlı Devleti için toplandığını sanarak kendinizi
aldatmayınız. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan Ayastefanos Andlaşması
Avrupa Devletlerinin menfaatlerine dokunahn bazı maddeleri ihtive etmeseydi
olduğu gibi bırakılırdı. Bu menfaatlerin istenilen ölçüde sağlanması için
devletler bir kongre toplanmasına karar verdiler. Ben de bu Kongrenin
başkanlığını kabul ettim. Mevcut müşkilatın halledilmesinde Ayastefanos
Andlaşması hükümlerinden bazılarının hafifletilmesi mümkün ve
belki tabiidir. Bu düzeltmelerden istifade edersiniz. Fakat daha ileri
gitmek isterseniz hiç bir şey elde edemezsiniz."(3)
Bu
sözler, Osmanlı Devleti murahhas heyeti için tam bir
tehdit taşıyordu. Kongrede Osmanlı Devletine karşı tam bir cephe alındığı
ortadaydı. Osmanlı Devleti yalnız bırakılmıştı. Bu durumu Avusturya ve İngiliz
delegeleri de gayet açık şekilde görüyorlardı. Ancak kulislerde yapılan
gizli konuşmalarda Bosna-Hersek’in Avusturya’ ya verileceği için
seslerini çıkartmıyorlardı. İngilizler ise Kıbrıs adası söz konusu olduğu için
duymamazlıktan geliyorlardı. Prens Bismark, “kongreye münakaşa etmek için
gelinmez” sözünü sık sık tekrarlayarak , “ eğer şarkla ilgili bütün
güçlüklerin halledilmesini arzu edecek olursak, yüz sene bununla uğraşmak
zorunda kalırız” (4) diyerek Osmanlı Devleti delegelerinin söz
söylemesine, hatta diğer ülkelerin delegeleri ile istişare etmelerine bile izin
vermiyordu. Bu kongre aslında batılı devletlerin kendi fikir ve düşünce
ve kararlarını Prens Bismark kanalıyla Osmanlı
delegelerine dikte ettirmekten başka bir şey değildi .
Berlin
Kongresinde Almanlar bir taraftan Osmanlı Devleti ile dost olduklarını “düvel-i
muazzama”ya karşı Osmanlı Devleti’nin yanında olduklarını ileri sürerken, diğer
taraftan kongre başkanı Prens Bismark vasıtasıyla emperyalist
emellerini uygulamaktan geri kalmıyorlardı.
Devam edecek
---------------------------
*Tarihçi,
Yazar. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Em. Şube Müdürü, Paleografya
uzmanı
(1) :Yılmaz Öztuna, “Osmanlının son
döneminde Ermeniler, Ermeni sorununun oluşturduğu siyasal ortam.Sh.43 Kültür
-sanat yay.Ank.202”
(2):Ercüment Kuran,Prof.Dr.”Ermeni
meselesinin milletlerarası boyutu” Yeni Türkiye 32/235
(3):Mahmut Celaleddin
Paşa,Mirat-ı Hakikat,Haz.ismet Miroğlu,Bereket yay.İst.1983 sh.600
(4):Mahmut Celaleddin Paşa ,a.g.e Sh.649
Yorumlar
Kalan Karakter: