Av.Arb.Ömer Karayumak *
Yayınlanma :
16.04.2019 14:15
Güncelleme
: 16.04.2019 14:15
Av.Arb.Ömer Karayumak *
Ermeni ilişkilerinin tarihin çok eski dönemlerine, Hunlar ve Göktürkler’e kadar
uzandığını ileri süren araştırmacılar varsa da tarihte ilk Türk-Ermeni
ilişkileri XI.YY. ın ilk çeyreğinde 1018 yılında Selçuklular
zamanında Çağrı Bey’in Doğu Anadolu bölgesine gerçekleştirdiği keşif
seferi ile başlamış ve aşağı yukarı üç yüz yıl kadar sürmüştür.
Çağrı
Bey’in üç bin kadar atlı kuvvetiyle Mavera-ün-nehr’den hareket ederek
Horasan ve Azarbaycan üzerinden Doğu Anadolu’ya ulaşıp Vangölü bölgesini alarak
(Vaspurakan) Ermeni topraklarına girmesi , Ermeni tarihlerinde uzun uzun
anlatılır. O zamana kadar hiçbir Türk askeri görmeyen Ermeniler;
“Mızrak,
ok ve yaydan silahları çekili olan , beli kemerli, kadınlarınkine benzeyen uzun
ve örgülü saçlı, rüzgar gibi uçan Türk atlıları”karşısında korku ve
dehşete kapılmışlardır. “Yağmur gibi atılan oklar” a karşı
kılıçla dövüşmekten başka bir şey bilmeyen Ermeniler bozguna
uğramışlardır.(1)
Selçuklu
Türk Devleti henüz Anadolu topraklarına hakim olmadan önce Ermeniler; Bizans
İmparatorluğuna tabi olarak, dağınık şekilde yaşayan, siyasi birlikten yoksun
kavimlerdi. Merkezleri Van, Ani, Kars ,Lori olmak üzere Doğu Karadeniz
kıyıları, Bayburt, İspir Oltu gibi memleketlerde değişik aşiretlere mensup
olarak yaşıyorlardı. Bilindiği gibi daha önceleri de İranlıların, Makedonların,
Romalıların, ,Arapların yönetimleri altında küçük prenslikler halinde
varlıklarını sürdüre gelmişlerdi. Başka bir deyişle Selçuklular Anadolu’da yurt
tutmaya başladıklarında Doğu Anadolu’da bir Ermeni prensliği yoktu.
Ermenilerin iddialarının aksine Türkler Ermeni devletini işgal ederek Ermenilerin
topraklarını ellerinden falan da almış da değillerdi .
Selçuklu
Türk Devleti döneminde Türk-Ermeni ilişkilerini en iyi anlatan kaynaklardan
Ermeni tarihçisi Urfalı Mateos, yazmış olduğu Vekay-i name isimli
eserinde Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümü üzerine Sultan’ın ölümü
hakkında: “herkesin babası, bütün insanlara karşı merhametli ve iyiniyet
sahibi sultanın ölümü, bütün dünyayı büyük bir matem içine düşürdü”(s.178)”
demektedir.(2) Amacımız herhangi şekilde bir Ermeni-Selçuklu tarihi yazmak
olmadığından konu hakkında daha fazla detaya girmek istemiyorum. Ancak
Ermeni tarihçilerin bile kaydetmeden geçemedikleri çok önemli bir hakikat
vardır.
Türkler Anadolu’ya yerleşinceye kadar Ermeniler, gerek İranlıların, gerek Romalıların gerekse Bizanslıların hakimiyeti altında yaşadıkları dönemlerde çok büyük zorluklar ve sıkıntılar çekmişler, korkunç işkencelere ve toplu sürgünlere maruz kalmışlardır. Bu nedenle, Türklerin Anadolu’yu fethetmelerini bir bayram ve şenlik havası içinde karşılamışlardır. Nitekim Bizanslılar döneminde yok edilmeye çalışılan Ermeni kiliseleri Selçuklular döneminde koruma altına alınmış, ruhban sınıfının üzerindeki bütün vergiler kaldırılmıştır. Bu durum, dini inanç ve ibadetlerine hiçbir şekilde müdahalede bulunmayan Selçuklu Türklerini adeta bir kurtarıcı olarak görmelerine neden olmuştur. Hatta bazı Ermeni aşiretleri ve beyleri salt bu yüzden kendiliklerinden Müslümanlığı kabul edip Türklerle beraber Bizanslılara karşı savaşmalarına zemin hazırlamıştır.1071 den sonra Ermeniler önce Selçuklular sonra Harzemşahlar, İlhanlılar, Moğollar, Safeviler ve Kara koyunlular idaresinde son derece geniş bir hürriyet ve müsamaha içerisinde , din ve ibadetlerini özgürce yerine getirerek yaşamlarını sürdürmüşlerdir.1071 den sonra Ermeniler önce Selçuklular sonra Harezmşahlar, İlhanlılar, Moğollar, Safeviler ve Kara koyunlu’lar idaresinde son derece geniş bir hürriyet ve müsamaha içerisinde ,din ve ibadetlerini özgürce yerine getirerek yaşamlarını sürdürmüşlerdir.(3)
*
Av.Arb. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri E. Şube müdürü Paleografya ve eski
metinler uzmanı
(1):
Ali Sevim, Prof. Dr.Selçuklu_Ermeni ilişkileri Sh.11 TTK
yay.1983
(2):Urfa’lı
Mateos,Vekayi-name, Ter.eden. Hrand Andreasyan,Ank.1962 Sh.111
(3):Ömer
Karayumak,Ermeniler,Ermeni isyanları,Ermeni katliamları, vadi yay.Ankara,2008
Devam edecek
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: