Bütün konuşma ve yazılarımda “Eşler” kelimesini kullanıyorum.
Dinleyen veya okuyan ister kadın ister erkek olsun, sözü kendine alsın diye böyle yapıyorum.
Rabbimiz, “Ey İnsanlar” “Ey iman edenler” “Ey Âdem’in çocukları” “Ey ehli kitap” gibi kadın ve erkeği içine alacak şekilde hitap ettiği için, ben de her ikisini içine alacak şekilde “Eşler” diyorum.
Eşlerden her biri, Hazreti Âdem ile Hazreti Havva’dan çoğaldığımızı hatırlarından çıkarmamalıdırlar.
Hepimiz, peygamber çocuğuyuz.
Maymundan gelmediğimiz için hayvanlara özenmeye gerek yok.
İnsanlığın ilk eğitimi cennette olduğundan ruh genlerimizde iyiye, güzele, doğruya meyil ve ilgi vardır.
Onun için eşler, evlerini cennet köşelerinden bir köşeye çevirebilirler.
Bir dalda açmış iki çiçek gibi olmalısınız.
Aslınız aynı.
İkiye bölünmüş bir elma gibisiniz.
Nikâhla bir araya geldiniz ve her ikiniz de tam oldunuz.
Nikâh, yalnız sizi değil, iki tarafın akrabalarını da hısım yaptı.
Sizin sevginiz, onlarca evlere hava gibi sızdı ve yeni bir hayat verdi.
Sizin evde esen sevgi ve hoşgörü havaları, iki tarafın evlerinde yaşayanların hepsinin gönlünde bahar yelleri gibi eser ve yürekte saklı muhabbet tohumları çimlenir ve çiçek açar.
Muhabbet rüzgârları karanfil kokulu bad-ı sabadan daha etkilidir.
Nefesleriniz birbirine karışıyor.
Sırları sırrınız oluyor.
Anne ve babanıza açamadığını sır ve teninizi açtığınızla berabersiniz.
Size sizden daha yakın Allah’tan sonra, en yakınınız, eşinizdir.
Eşinizi kendinizin aynası gibi görünüz.
Gülmesini beklemeyiniz, önce siz gülünüz.
Yedi milyar insandan herhangi birine gülerseniz o da güler.
Gülmek ortak dilimizdir.
Gelmesini, hizmet etmesini, vermesini beklemeyiniz.
Giderseniz gelir, hizmet ederseniz hizmet eder, verirseniz verir.
Sevdiğini severseniz, o da sizin sevdiklerinizi sever.
Böylece temiz sularda dolaşan balık sürüleri gibi, havada katar katar uçan kuşlar gibi mutlu olursunuz.
Şüphe ve şikâyeti gönül kapısından değil, evin kapısından içeri almayınız.
Boğazınızdan haram içeri girmesin, dilinizden yalan dışarı çıkmasın.
Tatlı dil, gülen yüz ve bal gibi sözler tütsün yuvadan buram buram.
Kıskanın ama kıskançlık hastası olmayın.
Ayıp açıcı değil, ayıpları kapatan olunuz.
Yüreğiniz, okyanuslardan daha geniş, yağmur yüklü bulutlardan daha cömert, en verimli topraklardan daha bereketli olsun.
Can sahiplerine verdiğiniz bir damla, cennette deryaya dönüşür.
Yanlışları af silgisiyle silin.
Eksikleri din bilgisiyle tamamlayın.
Evi havalandırdığınız gibi gönül evinizin muhabbet pencerelerini daima açık tutun ki havanız kirlenmesin.
Gözünüze sürme çekin, gönlünüze hoşgörü tohumu ekin ve güzelleşin.
Günde beş vakitte abdest alarak iç ve dış temizliği yapın.
Cömert olun. Tükeneceğinden korkmayın.
Hazreti Ademden beri bütün insanlar ve hayvanlar yedi bitiremedi yaratanın hazinesini.
Eşinizin alnı çatılmışsa tam ortasına bir öpücük kondurun, bakın neler olacak.
İncinmek istemiyorsanız, incitmeyiniz.