Bayram vaazımda cemaate bir kısa ayet ve kısa bir hadis ezberlettim.
Koro halinde, topluca ayet ve hadisi, manasıyla beraber üç defa tekrarlattım.
Namaza beş dakika kala dikkatleri üzerime çektikten sonra, “Hepiniz sağ tarafınıza bakınız ve saftaki cemaatin hepsini tanımaya çalışınız” dedim, bakmayan kalmadı.
Türkiye’de, bizi böyle birleştirecek başka bir mekân yoktur.
Hatta bazı mekânların girişinde “Üye olmayanlar giremez” yazısı bile vardır.
Politika merkezleri, iki dini bayram hariç 360 gün birbirlerine çamur atmakla siyaset yaptığını zannediyorlar.
Bu İslam dininin bir tek emri bütün bir millet tarafından saygıyla karşılaması nedeniyle hepimiz omuz omuza geldik.
“Allah-u ekber/En büyük Allah’tır” diyerek ve bunu birkaç defa tekrarlayarak “En büyük filan, yok en büyük filan” diyerek kavgalar yaptığımız çatışmalara inat hep bir ağızdan Allah-u Ekber dedik.
Zengin fakir ayırımı olmadan camiye ilk gelenler en öne, son gelenler en sona oturarak sınıf farkını ortadan kaldırdık.
Kapitalist kanunların etkisiyle etlerin yalnız zenginler evine girdiğinin yanlışlığını ortaya koyduk ve her eve Kurban etinin girmesini sağlamakla kalmadık, yüzün üzerinde devletlerin fakirlerine de kurban etinden dağıtmayı başardık.
“Allah üçtür”, “Allah hiçtir/yoktur” diyenlere toplu halde “Allah-u ekber/Allah en büyüktür” diyerek, her ikisine de cevabını verdik.
Damarlarımızdaki cimrilik tıkanmalarını, cömertlik anjiyosuyla açtık.
Neredeyse put yaptığımız paramızı, “Venhar/Kurban kes” emrine uyarak, bıçakla Hak için kestik ve fakir halka dağıttık.
Yastık altında veya banka cüzdanının altında gözlerden uzak sakladığımız paramızdan bir kısmını alıp herkesin görebileceği kesimhanelerde kesip ihtiyaç sahiplerine dağıttığımız gibi, kurbanlıkları taşıyan kamyonlara, kasaplara, bıçakçılara, besicilere, yemcilere, bıçak bileyicilerine… dağıtarak saklı milyarlarca parayı tedavüle koyduk.
Maliye bakanının yapamadığını, Rabbimizin bir tek “Venhar” emri yerine getirdi.
Hem de bu para akışı, kapitalist ekonomide olduğu gibi, fakirden zengine olmadı.
Zenginden, fakire aktı.
Ya Rabbimizin mali ibadetler konusunda indirdiği ayetlerin tamamı uygulansa neler olabileceğini siz hayal ediniz.
Rabbimizin bir tek emri, sosyal barışı da sağladı.
Evler, perdeler, elbiseler, yollar, dişler tertemiz.
“Dillerde tekbir, Allah-u Ekber.”
Annelerin, babaların, dedelerin, elleri öpülür.
El öpmesi olarak herkes gücü oranında paralar dağıtır.
Özellikle çocukların sevineceği paralar verilir.
Güzel kokular, dualara sarılarak çıkar gökyüzüne doğru.
Gökyüzünden Rabbimizin indirdiği güneş ışınlarının, yağmurların, suların üç günde temizlediği kurbanlık atıklarının kokusundan daha tehlikeli olan inkâr, isyan, gasp, haram, yalan, taciz, tecavüz… gibi pisliklerin geçici olarak temizliğini sağlar “Fe salli” ile “venhar” emrini yerine getirmek.
Gönüllerde sevginin, saygının, hürmetin, şefkat, nezaketin, merhametin… 365 günde, seher yeli gibi esmesi için 365 günü yaratanın bütün emir ve yasaklarının, her hücremizde, kanımızda, canımızda, hayat bulması ve bize hayat vermesi gerekir.
Rabbimiz yardımcımız olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: