Kıymetli okuyucularım, şiirin hikâyesini sona koydum. ‘Neden?’ diye soracak olursanız bu muhteşem ahengi fazla sözle boğmamak için.
Hayat denen sürüp giden yarışta
Kalsak zemheride, o kara kışta
Güngörmüş kar gibi sakın erime
Bahara az kaldı dayan Kerime
Gözlerin gönlüme tahtını kursun
Âşıklar aşkıma selâma dursun
Kalbimin kalesi, yıkılmaz sursun
İşledim adını yazdım derime
Canıma can kattın, canım Kerime
Ümitsiz yıkıldım, bittim diyordum
Kimsesiz gurbete gittim diyordum
Zifiri karanlıkta yittim diyordum
Yeniden can verdin sönen ferime
Geceme nur saçan Ay'sın Kerime
Kalburdan geçirdik ömrü eledik
Kimi gün ağladık çokça çiledik
Sıktık dişimizi sabra beledik
Rüzgâr savursa da düşme gerime
Tut elimden sarıl bana Kerime
Beraber yürüdük hayat çölünü
Birlikte savurduk zahmet külünü
Tenin kıskandırır sevda gülünü
Kokun karışırken akan terime
Âb-ı hayat oldun bana Kerime
Aşkımı faş edip kimse yaymasın
İsterse gamsızlar saygı duymasın
Aşka inanmayan sakın uymasın
Soyumun adını verdim perime
Çok yakıştı sana, "Dinnen" Kerime
Bu kara sevdayı yaz yaz bitmiyor
Kalem sustu kelimeler yetmiyor
Çok söze gerek yok, fayda etmiyor
Her an mutlu ol sen, benim yerime
Ömrümü adadım sana Kerime
WhatsApp'ta bir grup kuruldu, takriben on gün önce. Grubun ismi MALTEPE 94. İzmir Maltepe Askerî Lisesi mezunlarından oluşan bu grupta, otuz beş yıl önceki hatıralar canlandı, dile geldi, seller sular gibi zihnimizi suladı. Çok uzatmayayım efendim. Ben de en sevdiğim işi, yani şiiri gündeme getirdim o güzel mecrada. El hâsıl, 19 Şubat'ta elime geçen dördüncü şiir kitabım "BİR TUTAM HÜZÜN"ün gelirlerini de daha önceki kitaplarımda olduğu gibi "TC HARP MALÛLÜ, ŞEHİT, DUL VE YETİMLERİ DERNEĞİ"ne bağışlama fikrimi sanatsever birkaç devre arkadaşıma açtım. Bunlar içerisinden Albay Mevlüt Orhan Düzenli'ye ve Albay Barış Durgut'a özellikle teşekkür etmek istiyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: