Bugünden itibaren zaman zaman yukarıda belirttiğim başlık altında bazı siyasi düşüncelerimi paylaşacağım.
Elbette farklı görüş ve düşüncede olan arkadaşlarımız da var. Ama kimseyi kırmadan kimseye hakaret etmeden düşüncelerimi aktaracağım. Farklı düşünenlerin fikirlerine de saygı duyarım elbette.
Biz barikai hakikat müsaademei efkardan doğar (fikirlerin çarpışmasından gerçek ortaya çıkar) sözüne inananlardanız.
BİR ŞEY YAPMALI!
Mevcut siyasetin ülkemizi getirdiği nokta ortada:
Ülkede çok ciddi bir beka sorunu var. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısı ciddi bir değişiklik ile karşı karşıya. Ekonomik dengesizlik, ekonominin kötü yönetimi halkımızın geçim sıkıntısını çok ileri boyutlara getirdi. Halkımız geçinemiyor.
Halkın, genç, orta yaşlı, yaşlı demeden büyük bir kısmında gelecek kaygısı var.
Ülkede adalet ve yargı konusundaki endişeler yaygınlaşarak artmış. Adalete güven kalmamış. Herkes kendi adaletini kendisi gerçekleştirme peşinde.
Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğinden ciddi endişe ediyoruz. Eğitimde nitelik kaybı çok fazla. Üniversiteler bile adeta Yüksek Lise haline dönüştü desek yanlış bir şey söylemiş olmayız.
Sağlık sistemimizde çok ciddi sıkıntılar var. Doktorlarımızın nitelikli bir bölümü yurt dışına gidiyor. Elbette yurt dışından gelenler de var ama niteliklerini ve ne şartlarla geldiğini bilemiyoruz.
Toplumumuz çok gergin. Hoşgörü tamamen kaybolmuş. Hem yönetimde hem bürokraside hem de halkta eleştiriye tahammül gösterilmiyor.
Siyasi belirsizlik herkesi büyük oranda huzursuz ediyor. Halkın büyük bir kısmında siyaset ve siyasetçiye olan güven azalmış durumda…
Fakat bütün bunlara rağmen halkımız yaşanan olumsuzlukları görüyor, biliyor ama farklı endişelerle, bunlara tepki göstermekte suskun kalıyor. Tepki gösterdiği zaman çok ciddi ceza işlemleriyle karşılaşacağını düşünerek susuyor. Bir de siyasette alternatif bulmakta zorlandığı için suskun kalıyor…
Ama suskun kalmak çare olmuyor. Bazılarını daha çok cesaretlendirerek olumsuzlukların ve sıkıntıların devam etmesine zemin hazırlıyor.
Oysa bir şey yapmalı! Mutlaka bir şey yapmalı. Hem de acilen bir şey yapmalı…
İç siyasetimizin önemli sorunları var. Kısaca siyaset geleceği inşa faaliyeti olarak tanımlanabilir. Bir toplumda yaşayan insanların bir araya gelerek ortak hayatlarını düzenleme çabasıdır siyaset.
Normal şartlarda bir ülkede siyaset yapanların samimi, dürüst, güvenilir, söylediğinin arkasında duran, kararlı, milli ve cesur olmaları gerekir.
Bu kriterlerden baktığımızda günümüzde siyaset yapanların birçoğunda bu açıdan büyük sıkıntılar olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum da siyasetteki alternatifsizliğin bir sebebi olarak ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde siyasetin kendine ait sorunları vardır. Bunları ahlaki sorunlar ve genel siyasi sorunlar olarak belirtebiliriz.
1-Ahlaki sorunlar olarak suistimal, yolsuzluk, şeffaf olamama, denetime karşı çıkma, eleştiri yapanları düşman görme, demokratik tavır eksikliği vb. söylenebilir…
Her kademede devlet kadrolarında bulunanların bir kısmının makam, yetki ve imkânlarını kötüye kullandıkları toplumumuzda çok yaygın bir kanaattir.
Oysa kamu kaynaklarının ve imkânlarının adil ve etkin kullanılması şarttır. Ama mesela, ihale süreçlerinin şeffaf olmaması, devlet bütçesinin nasıl harcandığının kontrol edilememesi, millete hesap verme imkanının ortadan kalkması, kamu görevlilerinin servetlerindeki aşırı artış devlet kaynaklarının ve imkânlarının adil ve etkin kullanılmadığı kanaatini pekiştirmektedir.
2-Ülkemizdeki genel siyasi sorunları da şu şekilde özetleyebiliriz:
-Toplumumuzda kutuplaşma had safhada. Siyasi sebeplerle doğru olan bir şeyi bile karşı taraftan gelince yanlış gösterme çabası, ya da yanlış olan bir şeyi propaganda ile doğru gösterme çabası almış yürümüş. Bu da toplumdaki kutuplaşmayı arttırmakta.
En yukarıdan başlayarak ayrıştırıcı sıfatlar, söylemler, ifadeler kutuplaşmayı artırdığı gibi insanlarımızı da son derece rahatsız etmekte.
-Hukuk devleti özelliği maalesef uzun zamandır uygulamadan kaldırılmış gibi. Hukukun üstünlüğü gözetilmiyor ve ülkede Yasama Yürütme ve Yargı dediğimiz erklerin ayrılığı ve bağımsızlığı konusunda çok ciddi sıkıntılar var.
-Bazı siyasetçilerimizin de dün söyleyip yapmaya çalıştıklarının bugün tam tersini yaptıklarını görüyoruz. Bu da siyasetçiye olan güveni azaltıyor ve siyaset kurumuna da zarar veriyor. Toplumda “siyaset dürüst adam işi değildir” hükmünün devamına hizmet ediyor.
Bu durum böyle devam etmemeli. Bir çözüm bulmalı.
Yani bir şey yapmalı! Mutlaka bir şey yapmalı…
Ama yapacağımız şey mutlaka siyasetin içerisinde olmalı, meşru olmalı ve siyasi yollarla yapılmalı. Çünkü bundan başka yollara tevessül etmek ülkeyi maceraya sokmak anlamına gelir ve daha çok düşmanlarımızın işine yarar.
O halde şeffaf, dürüst demokrat, milli, gerçek vatansever, yapıcı, ayrıştırıcı olmayan, aksine birleştirici olan, kucaklayıcı olan, tecrübeli, liyakatli ve güvenilir kimselerle bir araya gelmeli ve siyaset yürütmeli.
Bunun içinde bir şey yapmalı! Ama mutlaka bir şey yapmalı…
(Devam edecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: