Her devletin, her dinin, her milletin, her kabilenin, her şirketin şiarı, sembolü, alameti, işareti logosu olduğu gibi, İslam dininin de Şeairi/sembolleri, işaretleri, alametleri vardır.
Namaz, Zekât, Hac, Kâbe, Arafat, Müzdelife, Safa, Merve, Kurban, Ezan gibi Şeairi vardır.
Şeairden sayılanlar, ister farz olsun, ister vacip olsun, ister Sünnet olsun o ihmal edilmez.
Namaz vaktini bildirmek için ezan okumak “Sünnettir” diyerek hafife alınıp terk edilemez.
Terk edilirse milletin bütün fertleri, güçleri oranında sorumlu olurlar.
Kurban bayramımızda Kurban namazı kılmak ve kurban kesmek de şeairden sayılır ve gücü yetenlerin ihmal etmemesi gerekir.
Rabbimizin, her emir ve yasağı, bizim iki dünyamızın güzel olması içindir.
Yani her ibadetimiz toplumsaldır.
Yarın, Pazar günü Türkiye’de ve tüm dünyada iki milyar Müslüman, Bayram namazı kılacak.
Türkiye için söyleyelim, Erzurum ile Edirne arasında bir saatlik farkla, nüfusumuzun yarısının yüzde seksen beşi Kurban namazında bir araya gelecekler, omuz omuza verecekler ve dokuz tekbirli, iki rekâtlı Kurban bayramı namazı kılacaklar.
Yarın, camide ön, arka, sağ ve solunuzdakilere dikkat ediniz.
Dışarda hiçbir zaman, bir araya gelemeyecek insanlarımız ancak, yalnız camide ve namazda bir araya gelebildiklerini göreceğiz.
Dikkat ediniz, bizi birbirimizden ayıran kurumların hepsi batı logosunu, armasını, simgesini taşırlar.
Herkes, kendini özgür/köle gibi gördüğünden, “En büyük filan, benim adam seninkinden büyük…” kavgalarıyla kardeşi, arkadaşı, komşusuyla arayı açanların hepsi birden camide, “Allahü Ekber/En büyük Allah” demeyi koro halinde tekrarlayacaklar.
Siyasiler, mafya elemanları, zenginler, zalimler, mazlumlar, erler generaller hepsi aynı safta omuz omuza olacaklar.
En büyük kendisinin olduğunu zannedenler, halkın Hak huzurunda en büyük olarak onu değil Allah’ı kabul ettiklerini görecekler.
Biz, ne yapalım:
Sabah namazı için erkenden kalkalım.
Banyo yapalım, dişlerimizi fırçalayalım.
Bayram namazından dönünceye kadar midemize bir şey almayalım.
Evdeki en temiz ve güzel elbiseler giyelim.
Güzel kokular sürünelim.
Evde ailemize güler yüz, tatlı dil bal gibi sözler söyleyelim.
Evden çıkarken sağ ayakla çıkalım ve Besmele çekelim.
Camiye giderken tekbir getirerek gidelim.
Tekbiri bahane ederek selamı terk etmeyelim.
Yanından geçtiğimiz herkese selam verelim.
Daha çok insanla karşılaşmak ve selam vermek için gittiğimiz sokaktan değil, başka sokaktan dönelim evimize.
Camiye girerken Besmeleyle ve sağ ayağımızla gireceğiz.
Ön safın sevabını alacağım diyerek cemaatin omuzlarına basarak ilerlemek sevap yerine günah kazandırır.
Kimseyi incitmemeye dikkat edeceğiz.
Namazdan çıkarken önce sağ tarafa selam veriyoruz, sonra sol tarafa selam veriyoruz.
Sağımızdaki safta yer alanların partisi, derneği, mektebi, meşrebi, ırkı, rengi ne olursa olsun onların hepsine sağdaki paralel ve meridyenlerdeki bütün Müslümanlara ve meleklere selam vererek inkar bataklığından, isyan mikrobundan, hastalıklardan, borçlardan selamet bulması ve ahirette cehennem ateşinden uzak, selamet yurdu cennete girmesi için selametler diliyoruz.
Sola selam verirken de, sol taraftaki bütün paralel ve meridyenlerde yaşayan Müslümanlara, meleklere, dua ediyoruz.
Camide selam veriyoruz da dışarı çıkınca neden selamı sabahı kesiyoruz?
Kurban etlerimizi üçe ayırıp üçte birini fakirlere, üçte birini dostlara, üçte birini ailemize taksim ettiğimiz gibi, tamamını kesip bir fakir aileye de verebilir veya taksim edebilirsiniz.
Derisini hayır kurumlarına verebiliriz.
Bulunduğunuz sokaktaki yaşayanların hiç birini atlamadan bayram ziyareti yapınız.
Ben yıllarca yaptım.
Hocalarınızı, akrabalarınızı, dostlarınızı, arkadaşlarınızı yaş farkı gözetmeden, kırgınlıkları hatırlamadan, ziyaret mümkinse ziyaret edelim, mümkin değilse görüntülü telefonlarla tebrik edelim.
Kinayeli sözlerden, dert anlatan durumlardan uzak duralım.
Bayramlarımızı, bayram gibi kutlayalım.
Bayramınız mübarek olsun