Kur’an-i Kerim’e iman eden bütün Müslümanlar, İbrahim aleyhisselamın Yahudi veya Hristiyan olmadığını haber verir:
“İbrahim, Yahudi de değildi, Hıristiyan da değildi. O ancak hanif (Hep doğruya meyilli) bir Müslümandı ve müşriklerden olmadı.” (Al-i İmran süresi, ayet 3/67)
Musa aleyhisselam da, İsa aleyhisselam da İbrahim aleyhisselamdan sonra peygamber olarak gönderildiler.
Nemrut, İbrahim aleyhisselamı ateşe attığında atalarınız Nemrut’un yanında yer almış olmalılar.
Siz, İbrahim aleyhisselamın oğlu İshak aleyhisselamın torunlarından olan ve Yahudi ırkından olan İsa aleyhisselamı bile öldürmeye kalktınız, hatta sizin ve Abraham Accords/İbrahimi Anlaşmayı imzalayan ABD bile Yahudilerin, İsa aleyhisselamı öldürmek için Romalı komutanla iş birliği yapıp öldürdüğünüze inanıyorsunuz.
“Geçen geçmiştir” diyebiliriz ama şu son iki yıl içinde onlarca İbrahim, Musa, İsa isimli Gazzeli Müslümanları şehit ettiniz.
İbrahim aleyhisselamın oğlu İsmail aleyhisselamın torunlarına binlerce yıl düşman gözüyle baktığınız gibi bugün de düşmanca muamele ediyorsunuz.
Sizi, kendini Rab ilan eden Firavun’un zulmünden kurtaran Musa aleyhisselamı bile yalnız bıraktınız ve altından bir put/inek yapıp ona taptınız.
Abraham Accords’ta insan onurundan ve özgürlükten bahsediyorsunuz.
İki bin yıl, sizi ülkesine kabul eden ülkelere zarar vermeye başlayınca hep sürgünde yaşayanda onur mu olur?
Altına, paraya, mala tapanların hiçbiri kendi iç dünyasında özgür olamaz.
Hangi ülke veya şahısta sizin o madde putunu görseniz hemen onun canını alıp putunuza kavuşmaya çalışırsınız.
Putunuzun kölesi olarak ölüyorsunuz.
1948’den bu yana yaptığınız anlaşmaların hiçbirine sadık kalmadınız.
Tahrif ettiğiniz/bozup dağıttığınız Tevrat’ın aslına iman, bizim asıl Müslüman olma şartlarımızdandır.
Tahrif ettiğiniz kitaba göre kendinizi Allah’ın seçilmiş oğulları olarak görüp bütün insanlığı kendinize köle yapmaya çalışırken, kendi tuzağınıza düşüp iki bin yıldır sürgün hayatı yaşarken insanlıktan çıktınız.
Gazze’de İbrahim adında kaç tane çocuk, genç ve ihtiyarı şehit ettiniz.
Musa’ları, İsa’ları şehit ettiniz, ekmeğe, suya ambargo koyduğunuz gibi kefene bile ambargo koydunuz.
Hak din İslam ile tahrif edilmiş dininizi aynı satırda yazmayınız, aynı kefeye koymayınız.
Kelimelerdeki harfleri incitirsiniz.
İbrahim’i Anlaşma/Abraham Accords ile barış kültürünü geliştirmeyi istiyormuşsunuz.
Hazreti Musa’ya ihanet ettiğiniz günden beri barışık olduğunuz bir tek ülke, millet var mıdır?
Şu anda barışık olduğunuz ABD vatandaşlarının ve sekiz milyarın cebinden her gün dolar düzenlemesi adıyla paralarını çalmaya devam ediyorsunuz.
Anlaşmada “hoşgörü ve saygı”dan bahsediyorsunuz.
Gazze’de altmış bine yakın kadın, erkek, çocuk, ihtiyar insanı çağın en ileri silahlarıyla Nemrut’a rahmet okutturacak şekilde yaktınız, yıktınız.
“Güvenlikten” bahsetmeyin. Akrep sofrasında örümcekler, fareler, kırkayaklar, yerde dolaşan küçük yaratıkların yenmesinden önce, akrep başının yaptığı “Güvendesiniz” konuşmasına benzer.
Bu anlaşmayla “radikalizm”i sona erdireceklermiş.
Kim o radikaller?
Avrupa ve Amerika, Almanya’da beş milyon Yahudi’yi yakan Alman politikacıları, askerler, doktorlar, mühendisler, o politikacılara oy veren halkın yaptıklarından sonra her devlet bu fırsattan yararlanarak bağırsaklarında dolaşan Yahudilere “Size bir yurt verelim” dediler, gemilere yüklediler, Filistin sahiline damperli arabadan çöp boşaltır gibi döküverdiler, kaçtılar.
Onlar da ilk evden başlayarak sahibini öldürüp kendileri yerleşerek bu hale getirdiler.
İsterseniz internete sorun 1948’deki İsrail haritası ile bugünküne bir bakıverin.
İşte o evlerde babası ve annesi öldürülen ve yakılan Müslüman ailelerin çocukları evlerini, yurtlarını istiyorlar ve onların bağırmalarından rahatsız olduklarından onlara “radikal” diyorlar ve bizi de onlarla savaşmaya çağırıyorlar.
Biz diyalogdan kaçmayız ve 1400 yıldır diyalog ayetini okuruz:
“De ki: “Ey kitap ehli, Allah’tan başkasına kulluk yapmamak, hiçbir şeyi O’na ortak koşmamak, Allah’tan başka bazımız bazımızı Rab edinmemek için, bizimle sizin aranızdaki ortak bir kelimeye geliniz. Eğer yüz çevirirlerse ‘Şahit olun biz Müslüman’ız’ deyin.” (Al-i İmran süresi, ayet 3/64)
Ve Rabbimiz, bütün Müslümanlara ve bütün insanlığa:
“Yahudi veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, biz tek Allah'a inanan ve müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine tabi oluruz.” (Bakara süresi, ayet 2/135, Al-i İmran süresi, ayet 3/95)
Ortak kelime de, La ilahe illallah, Muhammedün rasulüllah/Allah’tan başka yaratan, yaşatan, yöneten ve donatan yoktur; Muhammed, Allah’ın Rasulüdür.
Ne Trump, ne Putin ne de Şi, benim neyi nasıl yapacağımı belirleyemez ve bana dayatamaz.
Ben Rabbimin kuluyum, O’nun emir ve yasaklarına uyarım, yaratılan hiçbir kimsenin kulu, kölesi değilim.
İşte özgürlük bu…
Yorumlar
Kalan Karakter: