NE YAPACAĞI BELLİ Mahmut TOPTAŞ “Onun nerede ne yapacağı belli değil” dediğinizde o kişinin yanlış yapma durumu olduğu gibi doğru yapma durumu da var demektir. “Onu yanımıza almayalım, ne yapacağı belli olmaz” dediğiniz aslında sizin arkadaşınız. İyi tarafları var ve o iyi tarafları nedeniyle seviyorsunuz onu. Ama gideceğiniz yerde ne yapacağını kestiremediğinizden ona haber etmiyorsunuz. Siyonistler için bu söz de geçerli değildir. Çünkü onların ne yapacağı belli. Kendilerini Firavunun zulmünden kurtaran Musa aleyhisselama bile ihanet etmişler, peygamberlerini öldürmüşler. Ateşin ne yapacağı konusunda hiç kimse kafa yormaz. Mikrobun nelere sebep olacağı hiç tartışma yapılmaz. Bu ikisi için ancak önlem toplantıları yapılır, çareler aranır. Ateş, kendisinden korkanı da yakar, korkmayanı da yakar. Seksen yıl tapınakta ateş yakan zerdüştü de ateş yakar. Onun için korkunun ecele faydası yok. Beyaz Saray’da elli yıl muhabirlik yapan Helen Thomas (08 Ağutos1920-20 Temmuz 2013) 2010 yılında “İsrail, Filistin’den defolup gitmeli, Almanya, Polonya, Amerika’ya dönmeli” dediği için Beyaz Saray’daki elli yıllık gazetecilik görevine son verilir. Filistin’i çağdaş açık hava hapishanesine döndüren, gökyüzünden hava yerine zehirli gaz indiren Siyonistler, yalnız Filistinli Müslümanlara ambargo uygulamıyorlar. Onların Filistin’den defolup gitmesini isteyen Amerikan vatandaşı Helana Thomas’ı kovdurdukları için ona da ekonomik ambargo uyguluyorlar. İsrailli futbolcunun forma değiştirmek istediği Ronaldo “Formamı çocuk katillerinin sırtında kirletemem” anlamına gelen sözler söylediği için FİFA’ya müracaat edip ekmeğini kesmeye çalışmaları da karakterlerini ortaya koyar. Ateş, doğuda, batıda, güneyde ve kuzeyde aynı etkiyi gösterir. Ateş, ilk önce kendini yakar. Elli yıllık Beyaz Saray muhabirliği o kadına bu sözleri söyletiyor. O kadın, bizim bilmediğimiz ve ileride de bilemeyeceğimiz on binlerce pisliğin nerelerde nasıl tutulduğunu biliyordu. Görevi gereği biliyordu. Bu sözü söylediğinde yaşı 89. 89 yıllık tecrübe konuşmuş. “Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum futbolcu” sloganı 1970’li yılların korkaklarının geliştirdiği savunma mekanizmasıydı. Sanki futbolcular siyasetle ilgilenmezlermiş gibi bir algı saldılar ortaya. İsrail’in son saldırılarına daha fazla dayanamayan Amerikalı ünlü basketbolcu Dwight Howard’ın da başına gelir. NBA takımlarından Houston Rockets’ta forma giyen Howard, 5.2 milyon takipçisiyle ‘Özgür Filistin’ tweet’ini paylaşır ama gelen baskılar nedeniyle hemen siler ve pişmanlığını dile getirir. Ünlü şarkıcı Rihanna da “Özgür Filistin” yazıyor Twitter’inden sekiz dakika sonra siliyor. Yani baskı yalnız Filistin’de değil. Sekiz milyara yakın insan, bir avuç Siyonist’in baskısı altında. Rock sanatçısı Levent Yüksel, Filistin üzerine şarkı sözü yazıp besteliyor ve Muğla’nın Bodrum kazasında eli oynaşta, gönlü Filistin’de olan vatandaşlarımıza şarkısını okuyor: “Nasılsınız kardeşlerim nasılsınız sevdiklerim Nasılsınız kardeşlerim nasılsınız dostlarım Soruyorum ama iyi olmadığınızı biliyorum Çocuklarınız halen her şeyden mahrum mu Çocuklar silahları tutmadan Şekerler yiyebiliyorlar mı Parklarda oynayabiliyorlar mı Kalbimdesin eyy Filistin Dünya alem bilsin ve herkes duysun Ben de sizinleyim ben de yanınızdayım Biri daha sizi bırakmayacak Yarın binlercesi olacaktır Bu savaş artık son bulmalıdır!..” diye feryat ediyor. Diyarbakır’da 72 Sivil Toplum Örgütü, Amerika’nın Adana Başkonsolosunun Diyarbakır’da verdiği İftar yemeğini basıyor ve Filistin’de çocukları ekmeksiz bırakacaksınız burada yemek vereceksiniz anlamında yemeği protesto ediyor. Aslında Siyonistler, kendi sonlarını hızlandırıyorlar. Sekiz milyarın düşmanlığını geçelim, Sevgili Peygamberimiz, onlara taşların ve Ğargad ağacının da düşman olacağını ve arkasına sığınanları haber vereceğini haber verir. (Buhari, Sahih, K. Cihad ve siyer, bab Kıtal’ül Yehud, Müslim, Sahih, hadis no 2922)