Ecelin değişmeyeceğine aklı başında herkes inanır.
Çünkü Lokman Hekim öldü. İbn-i Sina 57 yaşında öldü.
Dünyanın en donanımlı hastanesinde, en başarılı doktorların gözetiminde, hastane sahibinin gencecik oğlu, doktorların gözleri önünde dünyaya gözlerini yumdu.
Ölenler arasında doğup dünyadan bir nefse alıp ölenler olduğu gibi, yüz yaşını geçerek ölenler de var.
Onun için gerçek, kâmil Müslümana, kimse zarar veremez.
Çünkü kişi için en değerli şey canıdır.
Ecel gelmeden kimse bir diğerinin canını almaya sebep olamaz.
Biz, Filistin olayında seyirci kamerasında üzüntülü görünme rolünü seçmişiz.
Asıl acınması gereken bizlerken, elli bin civarındaki Şehit oldukları Hüsnü zannında olduğumuz, “Kardeş” demeye yüzümüz olmadan üzüldüğümüz kardeşlerimizin duasına muhtacız.
Dünya devletlerinde bir yıllık ölümleri araştırmışlar.
Ülkelere göre bir yılda bin kişiden kaç kişi ölür araştırmasında binde 21.5 le Lesotho birinci.
Birleşik Arap Emirlikleri binde 0.9 la sonuncu; yani en az ölüm burada oluyor.
Türkiye binde 6.11, ABD binde 8.1, İsrail binde 5.3.
Her yıl Türkiye’de 518 500 insan vefat ediyor.
On milyonluk işgalci İsrail’de, binde 5.3 ü ölüyorsa, yılda elli üç bin insan ölüyor.
Yani Filistin’ de elli milyon şehit var, İşgalcilerden Elli üç bin çocuk, kadın, erkek, genç ve ihtiyar öldü.
Gerçek kâmil Müslümanı, Rabbimiz tarif ediyor:
“Siz, insanlar için çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten yasaklar, Allah'a iman edersiniz. Ehli Kitap da iman etse idi, onlar için daha hayırlı olurdu. Gerçi içlerinden iman edenler vardır. Çoğunluk fasıktır.” (Al-i Imran süresi ayet 3/110)
Yalnız yaratana kul olan, emir ve yasak koyma yetkisinin yalnız Allah’a ve Rasülüne ait olduğunu bildiren, yaratılanların kriterlerine uyarak kula kul olanları, Allah’a imana davet eden, iyiliği emredip kötülükleri yasaklayan, bu kötülükleri yapan ve insanları kula kul yaparak bütün kurumlar aracılığıyla başta kendisini, ailesini ve milletini cehenneme sevk memuru gibi çalışanların yoluna dikilip bu yolun yanlış olduğunu anlatma konusunda malından ve canından geçen insanlara, kimsenin zarar veremeyeceğini Rabbimiz şöyle haber verir:
“Onlar, size ezadan başka zarar veremeyecekler. Eğer sizinle harp ederlerse, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım edilmez.” (Al-i Imran süresi ayet 3/110)
İşgalci İsrail’in terörist askerleri, Filistinli mücahitlerle göğüs göğüse gelemediler. Uçakların, tankların içinden, İHA lardan, attıkları füzelerle yakıp-yıkmaya devam ediyorlar. Kaçmanın bir başka çeşidi.
Bunlar da zarar veremezler.
Zalim hükümdarın sorguladığı bir davada, zalim, “Atın bunu zindana” dediğinde o âlim adam sevinivermiş.
Zalim sorar, “Neden sevindin?”
Âlim, “Yıllardır, okumaktan ve okutmaktan nafile ibadetlere zaman ayıramamıştım. Şimdi zindanda tekk başıma bunu yapacağım için sevindim” der.
Zalim, “Sürgüne gönderim” der.
Âlim, yine sevinir.
Zalim, “Neden sevindin?” deyince,
Âlim, “Yıllardır aynı şehirdeyim, bu sürgünle bir başka şehir ve diğer insanları da göreceğimden sevindim” der.
Zalim, “Asın bunu” deyince, daha fazla sevinince,
Zalim “Şimdi neden sevindin? Der.
Âlim, “Bir Müslümanın en fazla istediği Şehit olarak Rabbin huzuruna varmasıdır. Galiba bu gerçekleşecek” deyince,
Zalim, “Serbest bırakın” der.
Sevgili peygamberimiz bizi uyarıyor:
Abdullah bin Abbas anlatıyor, “Bir gün Allah Rasülünün arkasında idim, dedi ki, “Delikanlı, sana birkaç kelime öğreteceğim. Allah’ın dinini koru ki, Allah da seni korusun. Allah’ın dinine göre yaşa ki, Allah her an sana yardım etsin. Bir şey isteyeceğinde Allah’tan iste. Yardım isteyeceğinde yine Allah’tan iste.
İyi bil ki, bütün bir millet sana fayda vermek için toplansalar, Allah o faydayı sana yazmamışsa, fayda veremezler.
Eğer bütün bir millet sana zarar vermek için toplansalar, Allah da o zararı sana yazmamışsa, sana zarar veremezler.
Kalemler kaldırıldı, sahifeler kurudu” (Tirmizi, Sünen, K. Kıyamet, bab 59, Hadis no 2516, Ahmet Müsned, Abdullah bin Abbas hadisi)
Görevimizi, ben belirleme yetkisine sahip değilim.
El-Esma’ül-husnasından biri Darr, biri Nafi’ olan zararı da faydayı da yaratan Allah celle celalühe kulak verelim; gönlümüzü bu isimlerle süsleyelim ve O’nun bütün emir ve yasaklarına uyarak hayatımızı düzene koyalım, sonra tevekküle sarılalım.
Buyurun Ayet-i Kerimeyi okuyun:
“Ey iman edenler, size gereken kendinizi (ve toplumunuzu) düzeltmektir. Siz doğru yolda olduğunuz zaman sapıtanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.” (Maide süresi ayet 5/105)