Batıda Roma İmparatorluğu, doğuda Pers İmparatorluğu, Afrika’da Habeş İmparatorluğunun ortasında Mekke’de Allah’ın elçisi olarak gönderilen sevgili peygamberimizin, “Kula kul olmayın, Allah’a kul olun” çağrısına savaş açanlar, onunla başa çıkamayacaklarını anlayınca,
“Seni devlet başkanı yapalım, dilersen en güzel kadınlarla evlendirelim veya şehrin en zengini sen ol” dediklerinde,
“Vallahi, eğer güneşi sağ elime, ay’ı sol elime koysalar, ben bu İslâm davetini Allah onu izhar (açıklayıp üstün) edinceye kadar veya ben bu yolda yok oluncaya kadar terk etmem” diye cevaplar. (Beyhaki, Delail-un-Nübüvve 2/187, ibni Hişam, sire 1/266)
Bir üst makam veya para için can ciğer arkadaşını, dostunu, partisini değiştirmeyen, dinini, imanını ölürken bir tevbe veya hac ve umreye havale etme gafletine bir göz açıp kapayıncaya kadar bile razı olmayanlar diriltirler insanlığı.
Su, ölü toprakları dirilttiği gibi, Kur’an ayetleri de ölü ruhları diriltir.
Gökyüzünden yağan yağmurlar, yağarken gül ile diken, bülbül ile akrep arasında ayırım yapmadan yağdığı ve hepsine rahmet olduğu gibi, Kur’an ayetleri de Mü’min ve Kâfir üzerine yaşarsa her ikisine de rahmet olur.
Sevgili rahmet peygamberimiz, dünyanın en bedevi insanlarını eğitim yoluyla en medeni hale getirmiş.
İman edenlerin yanında bir insanın Müslüman olması, yeryüzü dolusu altına sahip olmaktan daha değerli kabul edilmiş.
Sevgili peygamberimizin, Medine’de kurduğu on yıllık devleti, bir buçuk milyon kilometre kare toprak üzerinde yaşayan insanların gönlünü fethetmiş ve ona karşı savaş açanlarla harp meydanlarında ölenlerin sayısı iki taraftan iki yüz elliyi geçmemiş. (Bak, Prof. Dr. Muhammet Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaşları, sayfa:11,Dr. Salih Tuğ çevirisi, Yağmur yayınları, İst.1962)
Rabbimiz, Maide süresinin 32 inci ayetinde “Bundan dolayı İsrail oğullarına şöyle yazdık: "Kim, adam öldürmeyen, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir adamı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibidir. Elçilerimiz onlara apaçık delillerle geldiler. Bundan sonra da onlardan birçoğu yeryüzünde aşırı gittiler.”
"Kim, adam öldürmeyen, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir adamı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibidir. Buyurur. Sevgili peygamberimiz de, “Müslüman bir insanın öldürülmesinden, (insansız) bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir” buyurmuş. (Tirmizi, Diyat 5, İbni Mace, Diyat,1)
Bu imanla büyüyen İmamı Gazalinin hocası, İmam-ül Harameyn-el Cüveyni (H.419-478)
“Dünya malının tamamı, bir damla kanla tartılsa kana denk olmaz” der. (el-Ğıyasi s:256) Aynı ma’nayı İmam Gazali de el-Müstasfa 1/314 de tekrarlamış.
Aynı kültürden sulanan Mehmet Akif Merhumda:
“Bütün dünya için bir damla kan çoktur” diyorlar, sen,
Şu ma’sum ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden” deyivermiş.
Beşinci halife denilen, iki buçuk yıl Emevi devletini yöneten, halifelik veraset yoluyla geçtiği için kabul etmeyen ve seçim yaptırarak yönetime gelen, yönetimi süresince ücret almayan Halife Ömer bin Abdülaziz döneminde zenginler, zekât verecek adam bulamamışlar.
İşte o halife, Malatya dolaylarında tebliğ görevi yapmak için görev verdiği Ca’vene bin Haris’ten bir elçi geldiğinde durumu sormuş hep iyi haberler almış.
Müslümanların hepsi selamette mi” diye sorduğunda elçi, bir tanesi bineğinden kar üzerine düştü ve öldü” haberini duyunca Ömer:
“Allaha yemin olsun ki, bir tek Müslüman, benim yanımda bütün Rum diyarından ve o ülke içinde olanların tamamından daha sevimlidir” buyurmuş. (Dolabi (224-310 Hicri) el Küna ve’l Esma, 553, İbni Asakir, Tarihü Dımışk no 473)
İbni Asakir bir başka yerinde elçinin “Bir adamcağız düştü öldü” haberindeki o “cağız” aşağılamasına, Ömer’in kızdığını ve ondan sonra Rum diyarı ve içindekilerden o ölen bir tek Müslümanın daha değerli olduğunu söyler.
Âlemlere rahmet peygamberi olarak gönderilen sevgili peygamberimiz, bir gün hasta olduğunu öğrendiği bir Yahudi gencini ziyarete gider ve hastalığının ağır olduğunu görünce delikanlıya Müslüman olmasını teklif eder.
Delikanlı babasına doğru bakar. Babası da “Ebul Kasım’ın dediğini tut” der. Bunun üzerine delikanlı Müslüman olur. Sevgili peygamberimiz: “Bu delikanlıyı ateşken kurtarana Allaha hamdolsun” der. ( Buhari, Cenaiz, bab 78, hadis 1290)
Rahmet yanmaz, rahmet değişime uğramaz.
Rahmet peygamberinin rahmet ümmeti, gam yükünü, günah yükünü, imansızların maddi manevi baskılarını, “Allah var, keder yok“, “Hasbünallah ve ni’mel vekil” haplarıyla üzerinden atar