Günde üç vakit yemek yiyoruz, beş vakit namaz kılıyoruz. Bu da gösteriyor ki, ruhumuzun gıdası, vücudumuzun gıdasından daha önemli.
Ramazan ayında bizi takvaya eriştiren oruç için bugünden itibaren yiyecek ve içecek hazırlığına başladık.
Ülkenin her tarafından kamyonlar, trenler, gemiler, uçaklar, tırlar, yiyecek maddelerini tüketicilerine ulaştırmak için yol alıyorlar.
Büyük şehirlerde pazar yerleri ve marketlere canlılık gelirken, camiler, evler ve salonlara da bir hareketlilik geliyor.
Müftü efendiler hangi camilerde hatimle namaz kılınacağını, hangi camilerde hangi vâizin vaaz vereceğini belirlemeye başladılar ve mahallî gazeteler, radyolar ve TV’lerle halka duyurmaya başlayacaklar.
Kadınlar kendi aralarında hangi ev veya evlerde hatim okuyacaklarının tespitini yaptılar.
Hatmini yaptığımız Kur’an-ı Kerim’in manasını da öğrenmek için gayret gösterelim. Onu hava gibi, gıda gibi bilelim ve onsuz olamayacağımızı anlayalım.
Vücudumuzun gıdasını vermediğimizde veya mikroplu şeyler yediğimizde vücudumuzun çeşitli yerlerinden hastalık belirtileri görüldüğü gibi, toplum hayatından Kur’an’ın kurallarını çıkardığımızda, toplum, Yaradan’ın gönderdiği gıdasından mahrum kalıp kapitalizm veya komünizm pisliğine bulanmış mikroplu kurallarla beslenmeye başladığında toplumda sivilceler baş gösterir.
Kadınlaşan erkekler, erkekleşen kadınlar, gaspçılar, soyguncular, organ mafyası, uyuşturucu mafyası, siyaset mafyası, sermaye mafyası, AIDS’liler, kiralık katiller, silah satabilmek için ülkeler arasında harp çıkaran saygın siyasiler, sömürenler ve sürünenler, toplum vücudunun kanseridirler.
Bu kanser tümörlerinin ameliyatı, tedavisi, bir daha çıkmamasını sağlamak için yeniden Kur’an’a dönelim.
Kur’an’ın kuralları, aynı zamanda Müslümanların iman esaslarındandırlar.
O kanun maddesi olan ayetlerle ibadet yapılır.
Yasasını okumak ibadet olan tek din İslam’dır.
Hatimler indirilerek kanun maddeleri tekrarlanır.
Camilerde ve evlerde toplu hatimler yapılarak topluca Kur’an’ın kuralları okunur.
O kanunlar, beş vakit namazda tekrarlanırlar.
Onları uygulamak, bu dünyamızı düzenlediği gibi ahiretimizi de güzelleştirir.
Bilinen ve yaşanan kurallar, zamanla örf olur, âdet olur, anane olur ve insanları su gibi, hava gibi kuşatır ve güzel bir hayat yaşatır.
Bugünden itibaren Kur’an okumasını bilmiyorsak hemen öğretecek birini bulalım ve öğrenmeye başlayalım.
Eğer okumasını biliyorsak derhal öğretecek birini aileden de olsa en azından birini bulalım ve öğretmeye başlayalım.
Bugün öğrenmeye başlayan biri Kadir Gecesi’nde kendisi Yâsîn Sûresi’ni okuyabilir.
Okumasını bilmeyenler, bu öğrenmeyi gözlerinde büyütüyor olabilirler.
Birçok insanda denenmiştir, bir ay içinde Kur’an okumasını öğrenebilirsiniz.
Haydi, başlayıverin.
Tekrar tekrar okumak iyidir, güzeldir, kalıcıdır, sevaptır.