KARAMANOĞLU BEYLİĞİNİN İLKLERİ (2)
KARAMANOĞULLARI’NIN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ
Şerafettin GÜÇ
Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar
Karamanoğulları mimaride, dil ve kültürde yeri ve özelliği olan bir devlet olarak Ermenek merkezli bir egemenlik kurmuş olsalar da 1476 yılında Osmanlı tarafından beyliğin yıkılmasından sonra Karamanoğullarına ait bütün değerler tarih sahnesinden silinmeye çalışılmıştır.
Osmanlı yönetimince halk başta Kıbrıs adasına olmak üzere başka bölgelere Makedonya’ya, Ege’ye (Muğla ve Denizli) ve Karadeniz yöresine sürgün edilmiş mabetleri, türbeleri, eserleri yıkılmaya ve yok olmaya terk edilmiştir.
Karamanoğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü Taşeli bölgesinin tümü ile Osmanlı tarafından cezalandırılmış, yörede ki hâkimiyetleri boyunca bir tek Osmanlı eseri dahi gerçekleştirmek inşa etmek gereği duyulmamış ve taş üstünde taş konulmamıştır. Cami, mescit gibi birkaç sayılı eser de yöre halkının anonim çabasının eseridir. Bölge Cumhuriyetin kuruluşuna kadar adeta unutulmuştur.
Dünya haritasını çizen Piri Reis gibi bir şahsiyet Karaman Hatuniye Medresesinde 8-9 yaşına kadar eğitim almıştır. Karamanlı bir ailenin çocuğu olan Ahmet Muhyiddin Piri’nin ailesi II. Mehmed devrinde padişahın emri ile Karaman'dan İstanbul'a göç ettirilen ailelerdendir. Aile bir süre İstanbul'da yaşamış, sonra Gelibolu'ya göç etmiştir. Piri Reis'in babası Karamanlı Hacı Mehmet, amcası ise ünlü denizci Kemal Reis'tir.
Mısır Kaptanı Pîrî Reis 1552'de Umman ve Basra üzerine 30 gemiyle çıktığı seferde, Hürmüz Kalesi'ni kuşatmıştı. Portekizlilerden aldığı haraç karşılığı kuşatmayı kaldırdı ve donanmasıyla Basra'ya döndü. Tamire muhtaç donanmayı orada bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır'a döndü, gemilerden birisi yolda battı. Donanmayı Basra'da bırakması kusur sayıldığı için Mısır'da hapsedildi. Basra valisi Kubat Paşa'ya ganimetten istediği haracı vermemesi, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın politik hırsı yüzünden hakkında padişaha olumsuz rapor verildi ve dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te boynu vurularak idam edildi. İdam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Pîrî Reis'in terekesine devletçe el konuldu.
Türklerin Anadolu’da ilk yerleşik düzene geçtikleri yer, Bursa Yenişehir ile Karamanoğullarının ilk başkenti olan Ermenek ilçesidir.
Türklerin Dünyada ki rengi olan Turkuaz rengini en büyük tuğ olan Hakan Tuğbalarında kullanan ilk Karamanoğulları olmuştur. Turkuaz rengi Osmanlı Devletine hediye edilmiştir. İznik çinilerinin vazgeçilmez rengi turkuaz olmuştur.
Şuan ki kullanılan mehter takımı teşkilatını tarihte NEVBENT adı altında ilk kuran Karamanoğullarıdır. Bu müzik teşkilatı o devirde başta savaşlarda ve özel günlerde kullanılmıştır. Mehter takımının baş çalgı aleti NEKKARE denilen bugünkü kudüme benzeyen yan yana duran iki küçük davuldur. NEKKARE’yi ilk kullanan Karamanoğullarıdır. HALÎLE denilen birbirine çarpan zilleri halen tasavvuf müziğinde kullanılıyor.
Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru I. Manuel Komnenos arasında, Denizli Çivril Düzbel geçidi yakınlarında Miryokefalon'da (Myriokephalon) yapılan savaşta (17 Eylül 1176) Anadolu uç beylerinden olan İbrahim Han oğlu Sadedin Bey (Karamanoğullarının kurcusu Nure Sofi’nin babası) askeri destek vermiştir. Tarihte ilk defa DAVUDİ ZIRH yapımı Karamanoğulları tarafın yapılmış ve bu savaşta kullanılmıştır. Daha sonradan bu teknik Osmanlıya öğretilmiştir.
Siyahser Sultanın esas adı Alâeddin Rumi, diğer bir adı da Alâeddin Ebdal’dir. İri vücutlu, esmer benizli, daima siyah elbise ve kaftan giyip, başına siyah sarık sarardı. Siyah yağız ata binmesi sebebi ile Siyahser Sultan (Karabaş Veli)denmiştir. Kuran tahsiline başlayanların ellerine aldığı ilk tecvit kitabı olan “Karabaş Tecvidi’ni” Siyahser Sultan yazmıştır. Siyahser sultan 1465 yılında Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Siyahser Camiinin batı kısmındaki mezarlığa defnedilerek üzerine türbe yapılmıştır. Mezar taşı Karaman müzesinde saklanmaktadır. Kitabede ise şeyh’ul-arifin, kutbu’l-muhakkikin, Mevlana Alaaddin, Şevval senete seb’in ve semani-mie (h.870-m.1465) yazılmaktadır. Mezarı Karamandadır.
Anadolu’nun konargöçer Yörüklerinin atası Karamanoğullarının Orta Asya’dan keçi tuluğunun içindeki getirdikleri KÜFLÜ PEYNİR, bugün bile hâlâ Karaman'ın (Larende) Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman Köyü'nde doğal yöntemlerle üretilen ve yerin 36 metre altındaki mağarada bekletilen Divle obruk peyniridir. Kendine has tadı ve aromasıyla dünyanın en kaliteli 5 peyniri dense de bence ilk sıradadır. Karamanoğulları Devlet-i Aliyye’nin (Osmanlının) Hacegân sofrasının başköşesine bunu yerleştirmiştir.
Anadolu çileğinin ilk üretildiği coğrafi bölge Taşlık Kilikya bölgesinin Akdeniz kıyılarıdır. Yöre halkının yazın meyvesini, kışında tatlı ihtiyacını karşıladığı ÇİLEK üretimini Devlet-i Aliyye’nin sürgün tokadını yiyen Karamanoğulları bu becerisini Karadeniz kıyılarına sürülürken beraberinde götürmüştür. Bugün Akçakoca, Alaplı sahillerinde ki çileklerin ilk kökleri buralardan götürülmedir. Aynı zamanda bu meyve Osmanlı Hanedanlığının
zenginliğini ve kuvvetini göstermek için 12 ay sofrasında bulunurdu. Yurtdışı konuklarına bu meyveden ikram edilirdi. Karamanoğulları Devlet-i Aliyye’nin (Osmanlının) Hacegân sofrasının başköşesine bunu da yerleştirmiştir.