KARAMANOĞLU BEYLİĞİNİN İLKLERİ (1)
KARAMANOĞULLARI’NIN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ
Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar
Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Selçukluların hâkim oldukları topraklar üzerinde çeşitli adlar altında çok sayıda beylikler kuruldu. Bu Beyliklerden Karamanoğulları, Selçukluların sahip oldukları topraklar üzerinde değil, başka bir devletin, Kilikya Ermeni Prensliğinin toprakları üzerinde kurulmuş tek beyliktir.
Karamanoğulları beyliğinin ermeni prensliği içindeki toprakları, Kilikya Ermeni prensliği içindeki Rubenian hanedanının hâkim olduğu topraklarla sınırlı kalmıştır.
Rubenianlar, Sultan Selahattin’in Kilikya’ya girmesiyle prensliğin yönetimine gelmişler, Selahattin’in Kilikya’dan ayrılmasıyla da iktidarı Hetumian’lara kaptırmışlardır. O nedenle o sırada iktidarda bulunan Hetumian hanedanı ile iktidar çekişmesi içindeydiler. Rubenianlar Türklerle bir yakınlaşma içine girmişlerdi. Pek çoğu Türkçe isimler kullanıyorlardı.
Karamanoğulları, Selçuklu toprakları dışında bir bölgede kurulmasına rağmen en güçlü ve en uzun ömürlü beylik olma özelliğine sahiptir. Anadolu da kurulan beyliklerin çoğu kurumsal devlet yapılanmasını gerçekleştirememişlerdir.
Karamanoğulları ise rekor sayılabilecek kadar kısa bir sürede ve o döneme göre mükemmel sayılabilecek kadar düzgün bir devlet yapılanmasını gerçekleştirmişlerdir.
Tarihçilerin bildirdiğine göre Nureddin Sofi önderliğinde Sivas dolaylarından toplanıp getirilen göçebe Türkmenlerden oluşan bir beyliğin, hiçbir devlet tecrübeleri olmadığı halde bu kadar kısa sürede ve düzgün bir devlet yapılanmasını gerçekleştirmesi çok şaşırtıcıdır.
Karamanoğullarının ilk kurulduğu sırada, Ermenek, Mut ve Gülnar’ın ele geçirilmesi sırasındaki 10 binleri ancak bulan asker sayısı çok ani ve aşırı bir artışla kısa sürede 70 binleri bulmuştur. Asker sayısı bu kadar ani artış gösteren başka bir beylik yoktur.
Osmanlı kayıtlarında Karamanoğlu topraklarından diyar-ı Rum diye bahsedilir. Diğer beyliklerde Arap harfleri kullanılırken Karamanoğullarında Grek Alfabesi kullanıldığı için bu şekilde
anıldığı sanılmaktadır. Karamanoğullarının KARAMANLİKA denilen bir yazı dili kullandıkları iddia edilir.
Yapılan araştırmalarda Karamanoğullarına ait çok sayıda Türkçe ve Grek harfleriyle yazılmış Hıristiyan mezar taşları bulunmuştur. En fazla Hıristiyan nüfus bulunduran beylik Karamanoğullarıdır.
Türk devletlerinde İslamiyet’ten önceki devirlerde Devlet yöneticisine Han veya Hakan İslamiyet’i kabul ettikten sonra ise Padişah veya Sultan ifadesi kullanılmıştır.
DEVLETİN İDARE MERKEZİNE TAHT/KARAMAN VE YÖNETİCİSİNE KRAL İFADESİNİ KULLANAN TEK BEYLİK KARAMANOĞULLARIDIR.
Gerek Selçukluların gerekse gelecekte büyük bir imparatorluğu kuracak olan Osmanlıları en çok uğraştıran tek beylik Karamanoğullarıdır. Osmanlılar Sofya’ya kadar inen Haçlı kuvvetlerini karşılamaya gittiklerinde, Osmanlı Devletini arkadan vurmakta da tereddüt etmeyecek kadar bela olan bir beyliktir.
SELÇUKLULARDAN BERİ RESMİ YAZIŞMALAR VE İLİMDE KULLANILAN ARAPÇA VE FARSÇA OLMASINA RAĞMEN, TÜRKÇEDEN BAŞKA DİL KULLANILMAMASI HAKKINDA FERMAN YAYINLAYAN TEK BEYLİK KARAMANOĞULLARIDIR.
Kerimüddin Karaman Bey’in oğlu Şemseddin I Mehmet Bey, Keykubat, Keykavuş ve Keyhüsrev ünvanları ile anılan Selçuklu Sultanlarının Fars kültürünün etkisinde kalarak uygulaya geldiklerinin aksine Farsçayı devlet dili olmaktan çıkarmış, onun yerine “Türk toplumunda Türk dili kullanılmalı ve konuşulmalıdır” ilkesini vurgulayarak meşhur tarihi fermanını Konya Sarayı önünde okutmuş.
“Bugünden sonra, divanda dergahta, barigahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya.. defterler dahi Türkçe yazıla..“ ve Arapça isteyen URBAN’a gitsin / Faris’i isteyen İRAN’a gitsin / Firngiler FRENGİSTAN’a gitsin / Biz ki Türküz bize TÜRKİ gerekir. şeklinde ki buyruğu ile Türk Milletini Türkçe ile buluşturmuş. Türkçeyi devlet dili olarak cihana ilan etmiştir.
Anadolu’da Karamanoğulları döneminde ilk Türkçe tıp kitabı “Mecmu’atu’l Feva’id” Karamanoğlu II. İbrahim Bey’in zamanında “Mahbub Oğlu Müderris Hekim Beşir Çelebi” tarafından yazılmıştır. Fatih Sultan II Mehmed’in hekim başısı olmuştur.
İlk Türkçe Kur’an tefsiri girişimi ve Kura’nı Kerim yazımı 1314 yılında Karamanoğlu Alâeddin (Ebulfeth) Halil Mirza Bey adına bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
Ermenek Akça Mescit Camii 1300 yılında Karamanoğulları zamanında Hacı Ferruh adında bir kişi tarafından yaptırılmış.
Ermenek Ulu Camii 1302 yılında Karamanoğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmış.
Göksu üzerinde ki Görmel Köprüsü 1305 yılında Karamanoğlu Alâeddin (Ebulfeth) Halil Mirza Bey tarafından yaptırılmış.
Ermenek Tol Medrese 1339 yılında Ermenek Emiri Burhaneddin Musa Bey tarafından yaptırılmıştır.
Yorumlar
Kalan Karakter: