Vaktiyle bir sorgulamanın tam üstüne varmıştım.
İsteyiciyi sorguluyordu varsıl arkadaş.
İsteyen ayakta pek tabii ki.
Varsıl koltuğunda.
Elindeki beş TL’yi vermeden önce sorguya çekiyordu yoksulu.
- Namaz kılıyonmu.?
- Kılamıyorum abi.
- Camiye gidiyonmu.?
- Gidemiyorum abi.
- Sigara içiyonmu.?
- İçmiyorum abi.
- Kur’an biliyonmu.?
- Bilmiyorum abi.?
Benim ters ters bakışımı görünce yoksulu hemen gönderdi.
Namaz Kılamıyorum abi diyene, camiye gidiyor musun denir mi?
Laf işte.
Dedim ki:
Adama melek misin değil misin deseydin ya.
Yahu melek olsa çarşıda ne işi var.
Melek olsa parayı ne yapsın.
Melek olsa lastik ayakkabıyla dolaşır mı?
Kaldı ki elin üç kuruş para görünceye kadar sende namazsızdın.
Sonra Allah sana mal mülk verirken hiç sordu mu bunları?
Vücudunu,
komple organlarını verirken dilekçe bile istedi mi?
- Bak Kur’an'ı Kerim’de ne deniyor.
- Ne deniyor HOCA'm?
- “Verecek bir şeyin yoksa güzel söz söyle” İsrâ sûresi âyet 28.
- “İsteyeni azarlama. “Duha sûresi âyet 10.”
Bazen sadaka yerine, Allah versin diye akıl veren var.
Allah’a da söylüyor mu gayri bilmiyorum.
Bunları biraz görüp gözetmesini.
Tevbe Estağfurullah.
Vilayetini soran var.
Mahallesini soran var.
Soyadından ötürü yurttaşı yaftalayan var.
Tarikatını soran var.
Aptalmı, acemmi neme lazım hocam diyen var.
Kulağı küpeli, kolu dövmeli diye kafirlikle suçlayan var.
Düne kadar saçı uzun diye Barış Manço’ya, Cem Karaca ya neler neler denmedi.
Bazen sinirlenip söylüyorum;
Ataistlerle, deistlerle, komünistlerle, faşistlerle vs. akrabayız diyorum.
Nereden akrabayız.?
Adem aleyhisselamdan.
Değil miyiz?
Bir manimi var?
Genellikle yoksul sorgulanır ülkemizde.
Varsılı sorgulamak kimin haddine.
Onu çoğu zaman devlet bile sorgulayamıyor.
Onun sorgusu öteye havale.
Fakat yoksula muamelede dikkat edelim demek isterim.
“Fukara gönlüne, her kim dokuna.
Dokuna yüreği Allah ok'una”
denmiştir.
Fakirin gönül teli; cereyan teline benzer dokunmaya gelmez der büyüklerimiz.
“Yeryüzünde böbürlenerek yürüme” buyurulur Kur'an’ı Kerim’de.
Dünür oluşlarda çoğu kez sorulmadan söylenir pek çok şey.
Yazın hocaya gidişler.
İki defa hatim inişler vs.vs.
Orda da uzmanlık sınavı vs.mi sorulur bilmiyorum ki.
Hiç öyle bir duruma şahit olmuşluğumuz olmayınca...
Bitirirken içimden geçen şunlar:
Biz Ademin çocukları...
Siyahı, beyazı, kumralı, sarışını hepimiz iki ayak, iki kulak sahibiyiz.
Hepimizin gözleri aynı yerde.
Diş sayımıza kadar aynıyız.
Parmaklarlarımız ve tırnaklarımız....
Hasılı aynı güç bize hükmetmiş...
Var mı bunun ötesi.
Ben'ce yok.
Bir ötesi var ki ordanda gelen yok.
Esen kalın.
Not: “Varsıl” yalnızca bu yazı için kullanılmıştır.