Öncelikle MERHABALAR.
Ramazan'ımız mübârek ola.
Rabb'im cümlemizi bayrama erdirsin inşallah.
AMİN.
Hayat tamamen sürprizlerle dolu.
En azından benimki öyle.
İşte bir örnek:
Dün benim doğum günümdü malüm.
Sizlerde kutladınız bol bol.
Çok çok sağolun.
Bugün tatil olunca,
Aziz Nesin'lik bir konu yazayım istedim.
Buyurunuz başlıyorum.
Rahmetli babacığım derdi ki;
Oğlum sen son güzlerde doğdun.
Bağ bozumuna yakın yani.
Tarihi sorardım.
Onuncu ayın onu derdi.
Yıl?
1951.
O zaman ben, 10/10/1951 doğumluyum derdim.
Babacığım heye öyle derdi.
E niye 29/11/1952 yazar hüviyet cüzdanımda dediğimde,
Karaman'a o zaman gidebilmişiz demek ki derdi.
Ettimi iki doğum tarihi.
Tarih doksanların ortası.
Geçtiğimiz yüzyılın sonları yani.
Nüfus dairesinde işim var.
O zaman O eski koca koca kara kaplı nüfus defterleri zamanı.
Ve nüfusta müdür dâhil 3 kişi çalışırdı.
Kolu kolcaklı memur arkadaş KOZLUBUCAK yazılı olanı getirdi masasına koydu.
Yüzüme baktı veeee..
Beyefendi sizin işiniz olmaz dedi.
Eyvaaah.
Niçin dedim.
Doğum tarihiniz yanlış dedi.
Nasıl olur ben kırk küsür yaşımdayım.
Tarih nasıl yanlış olabilir.?
Dedim ama devletin memuru diretti.
Ve aynen şöyle dedi.
Sizin doğum tarihinizin ay bölümü romen rakamı ile yazılı.
Yani sizin 11 (onbir) diye okuduğunuz rakam, aslında romen rakamı ile ikidir.
Memur arkadaşa göre,
sekiz rakamdan ikisi romen rakamı diğerleri Latin rakamı oluyor herhalde.
Ey Yüce Rabbim sana sığınıyorum dedim içimden.
Ne yapacağız o zaman,
çaresi nedir deyince ne dese beğenirsiniz.
Ben düzeltirim demezmi.?
O zaman hemen düzeltelim dedim.
Yahu resmi evrakta değişiklik.
Nasıl olur?
Hoca kurcalama, devletin memuru düzeltirim diyorsa düzeltir.
Dahada düzgününü bizim refah partisi gelince,
yaparız dedim kendi kendime.
Düzeltti memur arkadaş.
Oldukmu şimdi, 29/02/1952 doğumlu.
Dün Ay'ın kaçıydı?
28 şubat.
Ne yapsın yurdum insanı, gelmeyen 29 şubat yerine 28 ini kutluyor.
Tarihlerden bir tarih, Kabristandan dönüyoruz.
Yanımda (bana göre) Karamanımızın âkil adamı var.
Ooo hocam hazır denk geçmişken deyip O'na bu başıma gelenleri anlattım.
Tabii ki çaresini sordum.
Boşuna âkil adam demiyorum, dediki muhterem hocam.
İnternetten bak, 1952 yılının şubat ayı 29 çekmiyorsa olay düzelir.
Ancak 29 çekiyorsa çare yok.
Âkil adam dediğim kadar varmış değil mi?
Kimmi?
İzinsiz yazamam.
İleride izin alırsam yazarım inşallah.
Eve nasıl geldiğimi tahmin edebilirsiniz.
Sonuç?
Mübarek Şubat ayı 1952 yılında 29 çekmiş iyimi?
Vay benim kem talihim.
Yani dostlar benim kimliğimde yazan bütün tarihler doğru değil.
Varsın olsun hocam, hayatta neler doğru ki, diyebilirsiniz.
O'da başım gözüm üstüne.
Nasıl
Benim korkum şubatın 34.ünde falan ölmesem bari.
Hocam şubatın 34.ü, ne iş demeyin.
Burası Türkiye.
Benim biricik, uğruna canlar fedâ dediğim ülkem.
Derdi bile tatlı.
Öyle değil mi ama?
Hoşçakalın.
Mustafa Uysal
Kmü ilahiyat fakültesi.
2/A 009.