Ne diyor Mehmet Akif hazretleri.?
"Kaç hakiki müslüman gördümse makberdedir.
Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir."
Ya yeryüzünde.?
Helede Akif hazretlerinin yaşadığı yıllarda.
Şimdiyi görse ne derdi aceba mübarek.
Bazen düşünürüm.
Yeryüzünde ki sekiz milyar insandan neden bir milyarı müslüman diye.
O bir milyarın içinde ben'de varım.
Aklıma gelmiyor değil.
Aceba bana bakıp ta,
Müslümanlığa muhabbeti artan olmuşmudur diye.
İtiraf edeyim.
İçimden rahatça olmuştur diyemiyorum.
İnşallah olmuştur diyebiliyorum.
Aklıma geliyor.
Allah'ın Resulü:
Ben sizin şirke düşmenizden korkmuyorum.
Dünya ya meylinizin artmasından,
o yollada dalalete düşmenizden korkuyorum buyurmuşlar.
Manada eksiğim varsa Rabbim affetsin.
Halimize bakıyorum da hadisin işaret buyurduğu husus ayniyle vâki.
Yahu bumudur.?
Dünyalık denen murdar bumudur.?
Para denen şeytan bumudur.?
Hani para el kiriydi.
Hani rızka Allah kefildi.
Hani Errızku alellah tı.
Hani Tevekkeltü alellah tı.
Hani dünya malı dünyada kalırdı.
Hani kefenin cebi yoktu.
Hani öteki dünyaya götürmüşmü vardı.
Nedir bu deniz suyu içme sevdası.
İçtikçe susamak.
Susadıkca içmek.
Bu yaşıma kadar gördüğüm şudur.
Müslümanlar iki konuda tefrikaya düştüler.
1- Ticaret. (yani para).
2- Siyaset. (yâni politika.)
Eskiden yağmur duası,
şehrin biraz dışında yapılırdı.
Yaya olarak gidilirdi.
Koyun kuzu, davar davşan götürülürdü.
Yolda helalleşme olurdu.
Elbiseler (ceket, cübbe)ters giyilirdi.
Çocuklar özellikle götürülürdü.
Manzara Allah'ımızın rahmetini celbederdi.
Çoğu kez Yağmur yağdığı olurdu.
Şimdi mi.?
Allah'ım bizi affetsin.
Particilerin görüntü verdiği.
Hempalarının etraflarında fır döndüğü merasime dönmüş durumda.
Yağmur duası deyince aklıma geldi.
Yine böyle duâya gidilirken,
umur görmüş bir ihtiyar:
İnanmadığınız duâya Amiiin mi diyeceksiniz der.
Niye inanmıyalım baba der cemaat.
İnanıyoruz elbette.
Ne bileyim evladım.
Hiç birinizin elinde şemsiye yokta.
Onun için söyledim.
Dört kişilik sosyalist arkadaşım var.
Hiç biri diğerini tanımıyor.
Zaman zaman konuşuyoruz.
Bir'i cuma kılıyor bazen.
Ortak yönleri:
Allah ile aldatıldıklarını söylemeleri.
İslam'a direkt karşı değiller.
Gariptir;
Çok dürüst ve çalışkan bir halleri var.
Güven verir bir tutum içindeler.
Birine dedim'ki:
Peygamber efendimiz buyuruyorlar:
"Kurbanlık hayvanı kesim yerine nezaketle götürünüz."
İki dakika sonra kesilecek hayvana nazik davranın diyen bir nizamın nesine itiraz ediyorsun.
Dinleyince anladım ki;
İtirazı İslam'a değil.
Bizim Müslümanlığımızın arızalı yanlarına.
İnanın ürperdim.
Allah'ım biz'e bakıp ta böyle sen'in nizamına sırt dönen ne kadar var aceba.?
Her müslüman dininin temsilcisidir.
Tekrar söylüyorum.
HEPİMİZ DİNİMİZİN TEMSİLCİSİYİZ.
Ve bundan sorulacağız.
Olduğu gibi görünmeyen,
Göründüğü gibi olmayan,
Yâni sahtekar her müslüman,
Allah'ın nizamından bir tuğla söküyor demektir.
Biliyorum pek çok samimi müslüman bu konudan muzdarip.
Ne yapalım ki elmanın kurdu kendi içinden çıkıyor.
Ne mutlu Allah biz'e yeter diyenlere.
Ne mutlu, tevhidin başındaki "LÂ"yı iyi anlayanlara.
Ne mutlu, ölümün uzaklarda olmadığı şuuru ile yaşayan bahtiyarlara.
Ne mutlu,
Ahiretin daha hayırlı ve bâkî olduğunu bilerek yaşayanlara.
Sağlıcakla kalınız.