Hafta sonu iki ayrı günde, mezarlıktaydım.
Cumartesi definden sonra şehitler caddesindeyiz.
Eve dönüyoruz.
Üç dört arkadaş beraberiz.
Arkamızdan bir grup geliyor.
Henüz mezarlığın içindeyiz.
Hatta tam ortasında sayılırız.
Arkamızdaki grup sesli sesli tartışıyorlar.
Neyimi.
İCARDİ'NİN penaltısını tabii ki.
Belli ki grup konunun uzmanı.
Nereden mi biliyorum.
Ee, bizde külliyen cahil değiliz o konuda.
Ülkemizdeki hemen hemen her insan dört konuda uzman sayılır.
Din, sağlık, futbol, enflasyon.
Peki burada garip olan nedir?
Şudur.
Anneyi defnettiğimiz yere henüz 200 metre uzaklıktayız.
Bari mezarlıkta kabir hayatını düşünelim.
Fakat gençler o kıvamda değiller.
Veya ölümü düşünecek yaşa gelmemişler.
Gerçi yaşı altmışı geçmişlerin, çimento pazarlığına şahit olmuşluğumuz da var bu mezarlıkta.
Peki günah mı bunları konuşmak?
Sanmıyorum.
Ayıp mı?
Onu da sanmıyorum.
Nedir öyleyse?
Şık düşmüyor diyelim.
Uygun değil diyelim.
Hani denmiş ya.
Her sözün bir mekânı olur.
Her mekânın bir sözü olur diye.
İşte tam da öyle.
Bunların ki hiç değilse gıybet değil.
Politik hakaret değil.
Su-i'zan değil.
Aslında yeri uygun olsa, bu pozisyon tartışmasını dinlemek veya izlemek çok dinlendirici bir aktivite.
Ancak dediğim gibi yer ve ortam önemli.
Yurdum insanının gündeminde kavga, hakaret, lânet, iftira, sinkaf olmasında:
Varsın İCARDİ'NİN penaltısı olsun.
Bazen duyarız bu futbol, insanları ciddi konulardan uzakta tutmak için icat edildi diye.
Öyledir değildir bilmeyiz.
Ama akranlar arasında stres atma vesilesidir o kadar.
En azından ben böyle düşünüyorum.
Siz farklı düşünebilirsiniz.
Herkese sağlıklı günler dilerim.