İbrahim ismi çok sevimli gelir bana.
Hakkı savunan,
Hak taraftarı,
Hakkın yanında olan manasına gelir biliyorsunuz İbrahim.
Ülkemizde 570.000 civarında İbrahim ismi var deniyor.
Ben'imde pekçok İbrahim adında tanıdığım oldu.
Bugün onlardan yazmak istiyorum.
Önceliği Çerkes amcaya vereceğim izninizle.
Gayretli çalışkan adamı severim.
Helede yalnızca Allah rızası için çalışıyorsa.
Bir'de hiç art niyet taşımayan biriyse.
Kendi çapında cömertse.
Gelde sevme.
Cemaatimdendi Bağlarbaşında.
Çerkes İbrahim derlerdi.
İki metre civarında boyuyla heybetli bir dedeydi.
Hastane'den emekliymiş.
Kalorifer görevlisiymiş.
"İbadet dirisi" diye bir tabir vardır dilimizde bilirsiniz.
Sanki onun için söylenmiş o söz.
Pek severdim sohbetini.
Bir'de Çerkes şivesiyle olunca ufff.
Unuttum söylemeyi.
Eminler çerkesiydi İbrahim dede.
Menzil cemaatindendi.
Sen bizim seydaya benziyorsun derdi arasıra.
O kadar saf ve temizdiki, bazen düşünürdüm.
Hem insan hem bu kadar ard niyetsiz, arı duru bir kişi.
Allah'ın ne kulları var demek ki arz üzerinde.
Hayret ki ne hayret.
Ben resmi görevli olduğum halde sabahları hiç ondan önce gelemedim camiye.
Ezanımızı sürekli o okurdu mübarek.
Birgün sordum:
Dede sen kaçta kalkıp geliyorsun.?
Üçte camiyi açıyorum deyince.
Bir utandımki dostlar o kadar yâni.
Yine sordum ne yapıyorsun burada.
Benim'ki de soru güya.
Camide ne yapılır.?
Dedi'ki mübarek...
Bir günlük kaza namazı kılıyorum.
Günlük tesbihimi(virdimi) çekiyorum.
Din düşmanlarına beddua ediyorum.
Müminlere dua ediyorum.
Cami avlusunda yapılacak iş varsa( kazım vs) onu yapıyorum.
Sen'i bekliyorum.
Bunu öyle safiyâne söylerdi ki imrenirdiniz.
Din düşmanlarına beddua değil dua et.
Hidâyet dile, onlarda secdeye varsın lar diyecek olurum, kırılır diye söyleyemem.
Allah'ım dede duayı beddua sanıyor sen iyiysini bilensin der susardım.
Çerkes dededen:
Hoca efendi ben beş havayı(80 kg) mısırı dişimle kaldırırdım.
Şimdi kocakarı yardım etmezse yerimden kalkamıyorum.
Camiye gelirken çocuklara şeker verir gelirmiş.
Çocuklar arasında ki adı şekerci dedeymiş.
Bir cuma günü Mevlasına emanetini teslim etti.
Kimi var kimi yok demiştim birgün.
Besler lokantasında oğlu çalışır demişlerdi cemaatten.
Allah'ım taksiratını affeylesin, mekanın cennet olsun Çerkes dedem.
Yıl doksan sekiz.(1998).
Hac görevlisiyim.
Müftülük te seminer var.
İlk defa orada gördüm.
Müftü bey tanıyormuş ama ben tanımıyorum.
İbrahim Evren.
Kasabalı boz İbrahim lakabıyla bilinen birisiymiş.
Yiğit lakabıyla denirya öyle.
Veya Java cı İbrahim .
Konuşkan,
Şakacı,
Aşırı sosyal bir kişilik.
Köyü sinciye bekar bir imam gelir bir vakit.
İbrahim amca derki İmam Hatip arkadaş a.
Bak oğlum sen hiç telaş etme.
Benim de burda kimsem yok.
Ayşe teyzen yapsın yemekleri sende gel bizimle ye.
Hemde biz'e yoldaş ol.
Böyle iyi bir insandı İbrahim amca.
Hanımı Ayşe Teyze ye radikal müslüman diyordu sürekli.
Bir gün arabada giderken bir gence adres sorarlar.
Genç derki:
Bak hacı amca şuradan şöyle...
Hacı amcamı..?
Hanım hazırlan hacıya gidiyoruz der İbrahim amca.
Ayşe teyze hayırdır ne oldu sana..?
Duymadınmı genci hacı amca dedi bana gidiyoruz vesselam.
İbrahim amca sık sık hoca buraya gel diyordu o topraklarda.
-Hayırdır dede ne var.?
-Resim çekineceğiz.
-Niçin.?
-Ben'im hacca geldiğime inanmayanlar olur onlara göstereceğim.
Müftü bey de hacdaydı o yıl.
Müftü bey'e sormuş bir gün.
Bu sen'in hanımla bizimki sürekli kabeye gidiyorlar.
Sen o kadar değilsin.
Müftü bey, onlar nafile tavafa giderler der.
İbrahim amca Ayşe teyze ye:
Sizin yaptığınız nafileymiş müftü bey söyledi.
Döndükten sonra bir yıl kadar yaşadı galiba.
Köyüne ( sinci) defnettik.
Allah'ım taksiratını affeylesin mekanı cennet olsun inşallah.
Niyetimde iki İbrahim daha vardı.
Maalesef yazı uzadı başka zaman inşallah.
Sağlıcakla kalın.