Yaptığı ilk çağrışım cami görevlisi.
Farsça kökenli bir kelime.
Eş anlamlı kelimeler ise:
Müderris, muallim, öğretmen vs.
Dediğim gibi eskiden biz'im gibi cami görevlilerine denirdi.
Şimdi antrenörden müzisyene kadar söyleniyor.
Bir mahzuru varmı.?
Hayır.
Öğretici anlamında söylenebilir.
Geçen cuma bir İmam Hatip dinledim.
Diyanet hutbesi okudu.
Fakat kendini işine öyle vermiş ki; okumuyor irticâlen konuşuyor sanırsınız.
Galiba hafızlık ta var.
Vurgulamalar, akıcılık fevkalâde.
Orta yaşın verdiği heybet.
Biraz da boy pos olunca...
Yakışıklılık ta Allah vergisi olarak var.
Daha ne olsun.
Allah nazarlardan korusun.
Keyf aldım doğrusu.
Namaz sonrası tebrik ettim.
Tanıştık, meğer aile boyu din hizmeti yapıyorlarmış.
Diyanet işleri başkanlığımız yeni bir cübbe uygulaması başlattı.
Şimdi ki İmam Hatip arkadaşların giydiği cübbe.
Halbuki siyah cübbe sünnet diye biliyorum ben.
Çünkü insanı heybetli gösterir diye okuduğumu hatırlıyorum.
Kaliteli siyah kumaştan, dökümlü bir cübbe ehlinin elinden çıkmış ise,
harika görünür diye düşünüyorum.
Her neyse.
Hitabet dersimize giren Muammer Tan HOCA'm derdiki:
Hitabet te kılık kıyafet çok mühimdir.
Gerçi yalnız hitabette değil şimdi her zaman önemli kanımca.
Haddim olmayarak demek isterim ki;
Hoca olan bir cami görevlisinde;
Kibire kaçmayan vakarlılık şart.
Hoca adam bir kerre işini benimseyecek.
Onu severek yapacak.
Minberden indiğinde teri gömleğinin dışına çıkacak.
Tatlı sert vurguluca, tam isabet yıldız cümlelerle hutbe tad verir.
Cemaat bilmediği şeyler duymalı camide.
"Ben'de çok şeyler biliyormuşum" dememeli der bu işin ehli.
Hutbe günlük hayata yön vermeliymiş.
Geçen haftayı tahlil etmeli, gelecek hafta ile ilgili bilgi vermeliymiş.
Şahsi kanaatim odur ki;
Esnafa sunulan hutbe ile köyde kasabada yaşayan Müslümana yapılan konuşma farklı olmalı meselâ.
Üniversite camiinin hutbesi özel olmalı diye düşünüyorum.
"İnsanlara akıllarına göre konuşun"; tembihi göz ardı edilmemeli.
Belki bazı yerler iki üç kez vurgulanmalı.
Örneğin geçen haftaki hutbede bir bölüm vardı.
Daha doğrusu bir âyet meâli.
"Siz onların kutsallarına kötü demeyinki, onlarda sizin Rabbinize bilgisizce kötü söylemesinler."
Bu konu başlı başına bir hutbe mevzuu diye düşünüyorum.
İyi de adam ineğe tapıyor denebilir.
İşte o da onun kutsalı.
Belki yanlış diyebilirsin ama hakaret edemezsin.
İneğe tapanı görürken; paraya tapanı hemen yanıbaşımızda farketmiyor olmamız da; ayrı bir facia.
Onada kötü diyemeyiz.
Çok klasik olacak belki.
Biz hasta ile değil, mikrop ile uğraşmak zorundayız.
Hâsılı HOCA olmak zor iş.
HOCA kalmak ondanda zor iş.
Hangi zor bir iş varki, işte o iş;
er kişi işidir.
Her ne kadar biz kara düzen,
harman yeri güreşi tutar gibi yapmış olsakta,
mühim mi mühim bir görev.
Şimdi ki devir Akif merhumun tabiri ile "Yontulmuş adam devri".
Çok dikkat ister.
Tıpkı bir tıp doktoru hassasiyeti ister kanaatindeyim.
Cumalar mübarek olsun.
Kalın sağlıcakla.