Niye dört günlük dendiğini tabii ki bilmiyorum.
Benim bildiğim üç günlüktü.
Dün, bugün, yarın.
Dün gitti.
Yarın gelmedi.
(gelip gelmeyeceğini de bilmiyoruz)
Ve bugün var elde.
Onu'da tam gün yaşayacağımız belli değil.
Demek ki aslında dünya bir anlık.
O'da "hay huy arasında" geçip gidiyor demiş erenler.
Keşke hay huy arasında geçse diyorum bende.
Ne gezer.
Farkında bile olmadan geçirdiğimiz kıymetli ömrümüz.
Sözün bu tarafı çok gider dönelim.
Ne diyorduk.?
Evet dört günlük dünya.
Hattâ bir'de "yalan" ilavesi var.
Yalan dünya ha!
Hâlbuki:
"Yalandan yüzüme gülen dünyada" diyen,
Neşet Ertaş yalan oldu gitti.
Dünyamı.?
O biz'i avutma ya devam ediyor.
Yalan olduğunu bile bile nasıl da sarılıyoruz değil mi.
Yok be arkadaşım ne yalanı.
Bak dünya yerinde duruyor.
Ona yalan diyenler yalan olup gidiyor.
Hem de ânî ölümlerle.
Geçen hafta hatırımı soran bir eski cemaatimin üç gün sonra salâsını verdiler.
Ellili yaşlarındaydı.
Kalb varmış dediler.
İsimsiz ölüm yok bilirsiniz.
Rahman sûresinde şöyle buyrulur.
"(Dünyanın) Üzerindeki her şey fânidir."
Gelip geçicidir yâni.
Bugün var yarın yok yâni.
Bir varmış, bir yokmuş yâni.
İşte böyle yânisi bol bir dünyadayız yâni dostlar.
Şu günlerde on iki torundan altısı burada.
Dördü akran sayılır.
En büyüğü altı yaşında.
Bir dünyaları varki sormayın.
Ben'im bütün dünya ile irtibatımı koparan bir dünya onların ki.
Onları seyretmek anlatılır gibi değil.
Herkes bir çuval oyuncakla geldi.
Neler yok ki içlerinde.
Gergedan dan, spor arabaya.
Boyama kitabından, oyun hamuruna kadar.
Dünya onların dünyası.
Kırlent dedikleri nesneler var'ya işte onlar, kendi yerleri hariç her yerdeler.
Evin içi harpten çıkmış gibi.
Olsun varsın.
Çok bekledim bu anı.
Abi yok böyle bir dünya.
Seyrine doyum olmuyor denir ya.
İşte tam da bu.
En son yatıp, ilk önce uyanmak onlarda.
Hepsi bana bir şeyler anlatıyor ki, ağzım kulaklarımda.
Bazen anlamaza verdiğimde ki çabayı görmelisiniz.
Haplarımı, soğuk suyumu, acı biberimi sormaları yokmu.?
Bitiyorum be arkadaş.
Herkes e ayrı çatal kaşık.
Ayrı tabak, ayrı su bardağı.
Ve çizgi film eşliğinde kahvaltı.
O yaşta yiyecek seçmeler.
Herşeyin olgunu,
ancak çocukların ham'ı tatlı olurmuş.
Bunu söyleyen doğru söylemiş.
İşte mutluluk.
İşte saadet.
Bayram sonu herkes evine dönecek.
Ben yine balkonumdan Karadağa bakarak,
"Sizi bekleyen var biz'im ellerde,
Biz'im ele doğru uçun turnalar" türküsünü dinleyip ağlıyacağım.
Herkes doğduğu yerde değil, doyduğu yerde gerek.
Canları sağ olsun da varsın gurbette olsunlar.
Alt ucu dört günlük dünyamı demiştik ilk başta.
Aynen öyle gardaşım.
Yalan veya esah.
Onu bilemeyiz.
Bildiğimiz tek şey;
dünyanın kalb kırmaya değmeyecek kadar kısa olduğudur.
Bayram geliyor.
Hoş gelsin.
Safalar getirsin.
Dünyamıza barış ve esenlik getirsin inşallah.
Sağlıcakla kalınız.