Kabuğumuzu; kırdığımızı düşünüyorum.
Onun için çok çok umutluyum.
Tıpkı bir civcivin yumurtadan çıkışı gibi.
Görenler çoktur civcivin kabuğunu kırışını.
Tam yumurtanın şekline göre büzütmüş vaziyette yatır içerde.
Vakit saat dolduğunda kabuğunu çatlatır içerden.
Hiç görmeyenler internet te belki vardır baksınlar isterim.
Biz'de kırdık kabuğumuzu.
Geç oldu ama başardık.
Elhamdülillah.
Genç nesilden çok fazla umutluyum meselâ.
Herkese çok düz bakıyorlar.
Şimdilerde yirmi üçünde olan torunumla bayram namazına giriyorduk o yıl kadar önce.
Ayağında marka ayakkabısı vardı.
Girişte DEDİM'Kİ:
Kuzum şöyle en üste koy.
Mümkünse biraz diplere koy.
Niye de dede dedi çocuk.
Çalarlar.
Dedim ama kafam dank etti.
Keşke demez olaydım.
Dede namaza gelen kişi niye ayakkabı çalsın dediğinde;
anladım yanlış yaptığımı.
Fakat demiş bulundum.
Her neyse.
İşte bu yeni nesil bir beyaz sayfa bana göre.
Gerçi bizimki Avrupa'da büyüdü.
Fakat buradakiler de öyle kanımca.
Yeterki biz ihtiyarlar kötü örnek olmayalım.
Geçen haftaydı:
Bir eski solcu arkadaş.
Bir eski ülkücü arkadaş.
(Biliyorum solcunun, ülkücünün eskisi olmaz diyen çıkacak. Yetmişlere gelmiş arkadaşlara taze diyemedim de onun için eski dedim.)
Ve bendeniz buluştuk.
Akran sayılırız.
Mîrîm kıvamında sohbet ettik.
Tabii'ki maziden lafladık.
Genellikle yanlışlarımızdan söz ettik.
Onlar birbirlerine karşıydılar vaktiyle.
Biz ise; biz'im dışımızda herkes'e karşıydık.
Kıbleden başka yön,
ilkbahardan başka mevsim tanımadığımız yıllar.
Günün sonunda; anladık ki:
Biz arı duru anadoluyuz.
Aynı pekmeze, aynı turşuya, aynı lezzete talibiz.
İyilikte yarışmak,
kötülükle mücadele etmek ve
doğrudan sapmamak konusunda müttefikiz.
Pekî doğru ne?
Doğru:
Manifaturacıdaki metre.
Belediye mühürlü terazi.
Güneşli güne gündüz demek.
Ortalık zifiri karanlıksa gece demek.
Bu kadar net.
Kargadan başka binlerce kuş var demek.
Ve doğru hiçbirimizin tekelinde değildir demek.
Doğruyu yapan japonsa doğrudur.
Yanlış yapan biz'im mahalleden bile olsa yanlıştır.
İnsan yaşlandıkça olgunlaşıyor anlaşılan.
"Olsun varsın düzelir" kıvamına geliyor bence.
"Bilseydi yapmazdı" deyiveriyor çoğu zaman.
"Amaaaan kusursuz adam aramaktan vazgeç" be arkadaş diyor kendi kendine.
"Olacağı varmış da öyle olmuş" kıyamet mi koptu sanki diyorum genellikle.
Netice-i kelâm:
Herşey olacağına varıyor.
Herkesin bir hesabı olabilir.
Fakat doğruların hesabını Allah tutuyor.
Bendeniz buna sonuna kadar inanıyorum.
Biz yeterki ev ödevimizi ihmal etmeyelim.
Kalın sağlıcakla.