Mustafa UYSAL
Emekli İmam Hatip
Böyle bir türkü hatırlıyorum.
Söyleyen arkadaş'ı çıkaramadım.
Fakat çok içten söyler.
Yazının sonuna doğru çıkarabilirsem yazarım.
Evet bizim memleket.
Cennet vatan da diyoruz bazen.
Doğrudur değildir bilemem.
Birgün cami dönüşü on kadar emekli konuşurken,
Bizim memleketimiz cennet öyle değilmi hocam dediler.
Ben'de bilmiyorum bildiğim bir şey var, oda cennette sahtekar olmayacak ben onu biliyorum demiştim.
Almanya'da memleket denince Türkiye kastedilir.
Toplam da yirmi beş ay Almanya da kalmışlığım var.
Herşey tamam.
Dünyalık adına eksik yok.
Kaldırım taşlarına varıncaya kadar, bir nizam, intizam denir ya öyle.
Şehir ormanın içinde kalmış.
Çayır, çimen, çiçek tam bir cümbüş.
Yıllarca ayakkabılarınız boya istemez çünkü toz yok.
Hafif şehiri çıkın geyikler vs.
Toprak zor görünüyor.
Yerine göre üç kişilik bir evde üç araba.
Şehirlerarası yol boyunca bile çöp atma kutuları.
Kaldırım taşı dedim'ya.
Bir ara kırmızı noktalı taşlar gördüm.
Üç beş metre de bir tane.
Bu nedir diye sordum.
Meğer o boya ile noktalanmış taşlar, zaman la iki cm. tabana çökmüş,
o değişecek işaretiymiş.
Eeee bu kadar düzen adamı sıkıyor arkadaş.
Dünyayı çiçek götürmüş sanıyorsunuz.
Her marketin çıkışında çiçek reyonu ve bira satış bölümü.
İllâ çiçek alıyorlar.
Üzüm üzüme baka baka kararır diyen ecdad'ı yalan çıkaracak değiliz herhalde.
Bir gün market çıkışı iki üç çeşit çiçek aldım.
Evdeyim.
Hatundan pek tabii'ki mukadder soru geldi.
-Hacım bu nedir.?
-ÇİÇEK diyorlar buna hatun.
Türkiye de market vardıda, çiçek satılırdı da bizmi almadık.
Halbuki lojmanın merdivenleri dahil her taraf çiçek.
Olsun eve çiçekle gelmek...
Bu ayrı bir şey.
Böylesine düzen nizam içinden memlekete dönüyoruz.
Ankara'dan Ramazan Ayhan dolmuşu ile ayrıldık.
Kuluyu beri geçtik.
Yeryüzünde tek ağaç yok.
Bak bakabildiğin kadar.
On km. ileriyi gör.
İleri görüşlülük bambaşka bir haz veriyor insana.
Arazinin yüzünde yeşil bir ot arayan kaburga kemikleri dolmuştan görünen inekler vs.
Az sonra Cihanbeyliden iki simit iki gazoz.
Biraz sonra balon Tekerli bisikletiyle camiye giden iki gonyalı
( Konyalı değil)
gördükmü işte memleketteyiz.
Geriye kalıyor akşam haberlerinde vatan millet aşkından,
yanıp kavrulan kurtarıcı büyüklerimizin bitmek, tükenmek bilmeyen nutuklarını dinlerken olduğun yere uyuyakalmak.
Olsun abi.
Bu memleket bize rağmen yaşanacak yer.
"Ürgüp ten çıktığımı görmüşler".
Diye türkü başlayınca ağlamaya başlayan insan var bu ülkede.
Çünkü türkünün orta yerinde,
"Al kanlar içinde kaldın cemalim" deniyor.
Biliyorum inanmayacaksınız.
Şununla bitiriyorum.
Kayınvalidem duası alınacak birisi.
Hiç boş vakti olmaz.
Çiçek yetiştirir.
Üç dört kedisi var onlara bakar.
Beş vakite ilave on vakitte kendi kılar.
Kâbe görüntüsü dahil tek kare TV. ye bakmışlığı yok.
Onun dışında elde tesbih dua eder.
(Allah'ım uzun ömürler versin)
On yıl kadar önceydi.
Bir gün dediki bana.
-Kuzum bu İsrail ne tarafta.?
- Hayırdır İsrail'de nerden çıktı anam.?
- Radyoda duydum Filistin'de çocukları öldürürlermiş, o tarafa dönüp dua edeceğim,
Allah'ım BUNLAR'a insaf merhamet ver yoksa kahreyle diyeceğim ve o tarafa üfleyeceğim.
Aha anacığım şu tarafta.
Onu bitirince şurda iki km. Ötede bana zulüm edenler var bir duada onlara yapta bari başka müslüman lara demiştim ki....
Yok yok bu dua müslüman a yapılmaz bu İsrail'e yapılır deyince yığıldım kaldım.
Desene bu gidişle senin torunlarda,
bir ömür mazlumiyn sınıfında ömür tüketecek.
Evet bizim memleket....
Rabbim bu günümüze bin şükür.
Şükür deme bahtiyarlığına erdiğimiz için ayrıca şükürler olsun.
Az sonra mezarlığa gideceğim.
Tavsiye ederim.
İyi geliyor, geçicide olsa rahatlatıyor insanı.
Güller açmış yemyeşil her taraf.
Maskede soran yok.
Orası bütün maskelerin söküldüğü yer biliyorsunuz.
İyi tatiller.
Sağlıcakla kalın.