Tarihler 17.06.2023 ü gösteriyordu.
O tarihte randevum vardı ÖSYM ile.
Beni TOOB fen lisesi bekliyordu.
İşte şu kapı önündeki resmim, o randevuya doğru gidişimi gösteriyor.
Şimdi bakınca heyecanımı görüyorum.
Dört ay geceli gündüzlü çalıştım.
Gece üç'lerde divan edebiyatı videosu dinledim.
Sabah namazdan sonra dünya haritasında bitki örtüsü çalıştım.
Neler duymadımki o sıralar.
Ben dünyanın en verimli toprağı biz'im Aşıran'ın toprağı sanırdım.
Meğer Ukrayna'nın toprağı bir numaraymış.
Bering boğazının yerini, Panama kanalının önemini o dönemde öğrendim.
Kaşgarlı Mahmut'dan, HOCA Ahmet Yesevi ye kadar kimlerin hayatını okumadım ki.
Hasılı ikinci fotoğraf taki görüntü ortaya böylece çıktı.
Hedefim dörtyüzü (400) geçmekti.
O olmadı görünüyor.
Maksadım İslami ilimleri tutturmaktı, şimdilik ona rahat ulaşmış gibiyim.
Daha doğrusu dershane öyle diyor.
Tabii'ki bu sonuçta tek kişilik sırada oturmanın büyük katkısı inkar edilemez.
(Biz'im öğrenciliğimizde üç kişilik sıralarda güçbela otururduk.)
Ucu harika açılmış bir çift kalemi görünce nasıl sevinmiştim o gün.
Hele geçtiği yerde hiç iz bırakmayan silgiye şükran borçluyum.
İkide şeker varmış, eve gelince gördüm.
Peçeteyi yine öyle.
Ayt çok önemli demişti rehber öğretmen arkadaş.
O kategori de ilk 145.000 e girmiş görünüyorum.
15 kişilik sınıfta 11 kişi vardı.
Onların da bir'i taze lise mezunuydu.
Geri kalanı çalışan memur arkadaşlardı.
Kırklı yaşlarda insanlar.
Tabii ben'im yanımda genç duruyorlardı.
Şimdi mi?
Eylülü dört değil on altı gözle bekliyorum.
1974 te oturamadığım sıraya oturacağım için, için de bulunduğum ruh halini siz tahmin edin.
Büyük ihtimal ağlarım.
Çünkü o zaman İmam Hatip lisesini bir yılda iki sınıf geçen altı kişiydik.
Yalnızca ben gidememiştim Konya yüksek İslam enstitüsüne.
Sınavı kırk puan fazlasıyla kazanmama rağmen.
Sebeb; kalenderlik.
Geçtik.
Bu garibin işleri birazda hep böyle gitti bir ömür.
Şaşkın ördek misali.
Kısmet bügüneymiş diyelim.
Kader çizgimizi santim sapmadan yaşamaya imanımız tam elhamdülillah.
YÂ ALLAH, BİSMİLLAH...
Nerede kalmıştık.
Bekle beni yerleşke, kampüs, külliye.
Kalın sağlıcakla.
(Açık teşekkür:
Bu yola çıkmama cesaretlendirici sözleriyle vesile olan kıymetli bilim insanı profesör Abdulvahid Sayaslan HOCA'ma çok ama çok teşekkür ediyorum.
Bu değerli kardeşim kmü mühendislikte öğretim üyesi.
Üniversitemizin kuruluşundan beri emeği olan bu kıymetli kardeşime yeni unvanı ile hayırlı hizmetler diliyorum. Saygılar sunuyorum Abdulvahid hocam.)
Muhterem Mustafa hocam; başarınız ve azminizden dolayı sizi tekrar tebrik ediyorum, hayırlı olsun. Selam ve hurmetlerimle