Beraberce camideyiz.
Aynı yöne durmuşuz.
Aynı imama uymuşuz.
Kıyamsa kıyam, selamsa selam.
Ne zamana kadar mı?
Ne zamana kadar olacak.
Parti'den söz açılana kadar.
İşte orada sinyal kesiliyor.
İrtibat kopuyor.
Herkes torbasında biriktirdiği yanlış çetelesini çıkarıyor.
Tabir caizse eteğindeki taşı,
az önce aynı safta beraber durduğu mümine atıyor.
İşte bu hastalıklı hâli öyle iyi bilirim ki.
Karşıdakini reddetmek için bizden olmaması yetiyordu bize.
Bizimkisi gençlik hâliydi haydi.
Veya köylülüktü(imkânsızlık yâni)
Veya partiyi "İslam teâli cemiyeti" sanmaktı.
Veya din iman davası sanmaktı.
Her neyse.
Ya şimdi bu çağda?
Parti lafında onlarca yanlış sıralanabiliyor.
Hepsinin öteki hakkında dediği doğru.
Ama kimse kendi partisinin yanlışına yanlış demiyor.
Dön dolaş, bir türlü çıkış kapısını bulamıyorsunuz.
İnsan bu, elbette yanlışta yapacak.
O'da doğru.
Diyorsunuz ki,
Arkadaşlar şu yanlışa doğru demek zorundamıyız?
Gelin şu yanlışa yardım ve yataklıktan vaz geçelim.
Tavır koyalım.
Farz-ı muhal, on kişi var her biri ayrı yönlere doğru imamlık yapmak istiyor.
Hiç birinin yönü kıbleye yönelik değil.
Bunların birinin ardına durmak zorundamıyız?
Çekilelim kendimiz kıbleye doğru kılalım.
En fazla itiraz da buna geliyor iyimi.
Seninki düşmana fırsat tanımaktır deniyor.
Yani bizim karşımızdakine yardım sayılır seninki itirazı geliyor.
Eeee ben, hesap gününde yanlışa doğru demekten mahkûm olursam.
Hesap günü, hiç hesapta yok galiba.
Almanya da duymuştum.
Hocam bu Almanlar oğlunu bile polise şikâyet eder diye.
Yeterki yanlışını görsün.
Ya bizde?
Hiç girmeyelim değilmi?
Çünkü ele alınacak hâlimiz yok biliyorum.
Ve biz Müslümanız.
Tevhid okuyan her fert;
Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye yemin etmiş adam demektir.
Bunu bir mümin günde yüz defa hatırlamak zorundadır.
Daha doğrusu bunu unutmayacak.
Biz müminiz.
Bizim tek doğrumuz vardır.
O'da hak olandır.
Mümin ile müşrik adalet önünde aynı hakka sahiptirler.
Ve biz bugünün müşrik kişisinin, yarım saat sonra mümin olma ihtimalini göz önünde tutarız.
İslam’ın SEYFULLAH'ı denilen HalidBin Velid, Uhud'da peygamber ordusuna karşı kılıç sallamıştır.
Hocam parti politika işini buralara karıştırmamak lazım denirse, işte onu bilemem.
Onların hesabı ayrımı olur, onu hiç bilemem.
Hasıl-ı kelâm aziz dostlar.
Keser gibi hep kendine yontan bir toplumda hayat böyle.
Bu kafayla düzelirmiyiz?
Konya'ya doğru giden otobüs,
Mersin'e çıkar varırsa bizde düzeliriz.
Yinede ALLAH'ım imdat ederse neden olmasın diyelim.
Kalın sağlıcakla.