Zormuş AKRANSIZLIK.
Herhalde yâni hocam diyorsunuz.
Nereden çıktı şimdi bu diyorsunuz.
Nereden çıkacak.
Tabii ki okuldan.
Düşünsenize yedi bin kişinin olduğu avlunun içinde tek yaşıtınız yok.
Akranınız yok yâni.
Ben yirmi bir bin diye duymuştum.
O ilçelerle berabermiş.
Her neyse.
Telefonda soran var.
Çarşıda, camide, yolda belde soran var.
Okul nasıl gidiyor diye.
Cevap veriyorum.
Çok çok iyi gidiyor.
Ben'de şimdilik pekiyi gidiyorum.
Sabah dördüncü haftaya başlıyoruz.
Devamsızlığım yok.
İnşallah olmazda.
Bir sevincim var.
Sınıfım zemin katta.
Merdiven tırmanma sorunum yok.
Öğle namazına kadar tabii ki.
Çünkü mescit birinci katta.
Ben'den başka herkes merdivenleri düz çıkıyor.
Ben demirlerden tutunarak.
Bir zamanlar üçer üçer çıkıyordum.
O bir zamanlardı.
Geçtik.
Sınıfta 30 a yakın arkadaşız.
Üçte iki hanım kızlar.
Hâlbuki ben erkek öğrenciler daha çok olur sanıyordum.
Yedinci hafta vizeler var diyor arkadaşlarım.
Vize nasıl bir şey onu da bilmiyorum.
Araba vizesine benzer bir şey mi nedir?
Öğretirler Hocam der gibisiniz.
Dedesinden selâm getiren var.
Babasından haber getiren var.
Benim kızların arkadaşları var.
Teneffüste bir şey sorabilir miyiz? deyip konuşmak isteyen var.
Amca sen ÖSYM'nin sınavına girdin mi? diyen var.
Yaşlı kontenjanından girdiğimi sanan var.
İmamlıktan sınavsız atladığımı sanan var.
Var da var.
Yok yok anlayacağınız.
Mustafa Hocam diyen var.
Mustafa bey diyen var.
Mustafa amca diyen çoğunlukta.
Çünkü öğrenci arkadaşlarım öyle diyorlar.
Hocalarımız tıpkı arkadaş gibiler.
Sağ olsunlar.
Bir'de her hoca illâki nasılsınız diye hal hatır soruyor.
O çok hoşuma gidiyor doğrusu.
Çıkarın kâğıdı kalemi yazılı var demiyorlar.
Hocalarımızın girişinde ayağa kalkmıyoruz.
Samimi söylüyorum utanıyorum.
Önüme bakıyorum o zaman.
Bir'de tahtayı kendileri siliyorlar o'da iyi olmuyor aslında.
Hayır bizim örfümüzde yok bu.
Bir'de bir söz öğrendik derste.
"İLMİN BEREKETİ HOCAYA TA'ZİMDEDİR" diye.
Bilmiyorum yâni.
Musiki dersimiz var.
Hem de haftanın sonunda.
Türk İslam musikisi.
Tam benlik.
Hocamdan izin alarak dedim ki:
"Hocam bu derse çok sevindim.
Ben Türk Sanat Müziği hastasıyım.
Ama Barış Manço, Cem Karaca da dinlerim"
Meselâ Cem Karaca dan "Kerkük’ün zindanlarını bulun dinleyin.
Seveceğinizi garanti ederim.
Galiba hocam benim müzik sever olduğuma sevindi.
İşte musiki hocamdan orijinal bir hatıra söz.
"Çok insan anlamaz eski musikimizden.
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden"
Çok güzel değil mi?
Osmanlıca okuma dersimiz var.
Meselâ örnek bir dörtlük:
Kahvelerim pişti gel.
Köpükleri taştı gel.
İyi gündeki dostum.
Kötü günüm geçti gel.
Nasıl ama.
Harika değil mi?
Tabii ki meslek derslerimiz var.
Akademik yazım dersi var meselâ.
Bundan sonra akademik ağızla yazmaya kalkarsam şaşırmayın.
Gerçi o işi pek becereceğimi sanmıyorum.
Çünkü dönem ödevi diye seçtiğim konumu hocam uygun bulmadı.
Hangi konuyu mu seçtim?
Aslında tam benlik.
"Günümüz toplumunda örnek Müslüman'a olan ihtiyaç"
Kaynakça konusunda zorlanırmışım.
Hocam ben kendim başlı başıma bir kaynak sayılırım diyemedim tabii'ki.
Görüyorsunuz kıymetli arkadaşlarım.
Çok renkli sayılabilecek bir tahsil hayatım var diyebilirim.
Sınıf arkadaşlarıma kısa kısa hayata dair aktarım yapıyorum.
Bu kadar gıdı gıdı yeter sanırım.
Sizin zamanınız değerli biliyorum.
Uyku tutmadı uğraştık biraz.
Herkes e iyi haftalar diliyorum.
Kalın sağlıcakla.