Yağmurların ağacı ve yeşilliği bol olan yerlere yağdığını ilim adamlarımız söylediği gibi, halkımız da yağmurların nerelerde daha çok yağdığını bilir.
Bülbül, üç bin kilometre uzaktaki Isparta’da güllerin açtığını anlar ve yola çıkar.
İklimlere göre sebze ve meyvelerin yetiştiğini hepimiz biliyoruz.
Büyün bunlar gösteriyor ki, okyanusun binlerce metre derinliğindeki kum tanesi ile Everest Tepesi’ndeki toprak arasında bağlantı ve etkileşme vardır.
Bir de, kendimize bakalım.
Rabbimiz, Müslümanları:
“…Birbirine kurşunla kaynaştırılmış bir binanın (tuğlaları) gibidirler” buyurdu. ((Saf süresi ayet 61/4)
Yani o görünmeyen iman cevherinde, büyük bir kaynaştırma gücü var.
“Öyle ise Müslümanların imanı neden onları bir araya getiremiyor?”
Mıknatıs, küflü iğneyi kendine çekemediğinde, kabahat mıknatıs da mı yoksa küflü iğnede mi?
Sevgili Peygamberimiz de onu açıklar mahiyette:
“Sen, müminleri, merhamette, sevgide, yardımlaşmada bir vücut gibi görürsün. Vücudun organlarından biri rahatsız olduğunda vücudun bütün organları uykusuzluk ve ateşlenmeyle ona yardıma koşarlar” buyurur. (Buhari, Sahih, K. Edep, bab 27 Rahmetü’nasi ve’l- behaimi)
Saçımızın teli ile ayağımızın tırnağı arasında bağlantı ve yardımlaşma olduğu gibi, milyarlarca hücremiz arasında da yardımlaşma vardır.
Depremler, Amerika’daki hortumlar, fırtınalar, kasırgalar, cinayetler, kan emici devlet başkanlarının olması, Japonya’da tsunamiler, hepsi tabiat olayıdır.
Tabiata bu kanunu koyan Allah’tır.
Çocuğun ana karnından büyüyüp doğması da tabii bir olaydır ama bunun için bir erkekle bir kadının evlenmesi gerekir.
Biz, sebepler dünyasında yaşıyoruz.
Sebepleri yaratan da Allah’tır.
Araba yerinde dururken kapısının açılması için kilidi aç düğmesine basacak birine ihtiyaç var.
İleriki zamanlarda, gözümüzün bakışıyla arabamızın kilidini açabiliriz.
İnsanı birisine âşık eden gözün bakışıdır.
İnsanı idam sehpasına çıkaran bir tek sözdür.
Yine insanı idam sehpasından indiren de bir tek sözdür.
Davranışlarımız da öyledir; ya âşık eder, ya âşıkları ayırır.
Ya kaçırır, ya kavuşturur.
Güzel bakışlar, hüsnü zanlar, iyilikler, yardımlaşmalar, dayanışmalar… gibi iyi ve güzel şeyler de hem o kişi üzerinde olumlu etkiler meydana getirdiği gibi, hem de tabiata iyi enerji yayarak tabiatı da insana hizmet eder hale getirilebilir.
İhtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılamanız, kendi çocuklarınızın daha iyi olmasını tetiklediği gibi, gelirinizin bereketli olmasını, iyi yerden geldiği gibi iyi yere gitmesini de sağlar.
Sözlerimizin ve eylemlerimizin olumlu veya olumsuz etkilerini görüp duruyoruz.
Kalem süresinde 17-33 ayetleri arasında, “Aramıza fakir girmesin” diyenlerin bu dünyada mallarının bir gecede kararıverdiğini haber verir Rabbimiz.
İsa aleyhisselama, “Allah’ın oğlu” diyenlerin sözlerinin ağırlığını anlatmak için Rabbimiz:
88 "Rahman çocuk edindi" dediler.
89 Yemin olsun ki çok kötü bir şey yaptınız.
90 (Bu sözden) Neredeyse gökyüzü çatlayacak, yeryüzü yarılacak ve dağlar devrilecekti.
91 Rahman’a çocuk iddia ettiler diye.” Buyurur. (Meryem süresi ayet 18/88-91)
“Eğer onlar doğru yola gitselerdi, biz onları bol su ile sulardık.” (Cin süresi ayet 72/16)
Allah’ akıl vermeye kalkan Yahudi ve Hıristiyanlara Rabbimiz:
“Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i kendilerine Rablerinden geleni ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından yerlerdi. Onların içinde orta yolu takip eden (Muhammed'e ve ona indirilene iman eden) bir ümmet vardır. Onlardan birçoğu ise ne kötü şeyler yapıyorlar.” (Maide süresi ayet 5/66)
İnsanların elleriyle yaptıkları sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıktı. Belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara tattırmak için (bozulma ortaya çıktı).
De ki, "Yeryüzünde dolaşın da, daha öncekilerin sonu nasıl olmuş bir görün. Onların çoğunluğu müşrik idi.” (Rum süresi ayet 30/41-42)
Havaya kötü söz, kötü koku, karamsar düşünce, kâfirlik, haset, kıskançlık… gibi kötü şeyler salmamaya dikkat edelim.
Havaya, suya, toprağa, denize, yıldıza… Allah’ın kitabı Kur’an’a ve onu tebliğ eden, açıklayan ve nasıl yapılacağını gösteren Sevgili Peygamberimizin sünnetine uygun söz ve amel/eylem salalım ki, tabiat da homurdanmasın