Hiçbir güç bizi durduramaz
Mahmut Toptaş
Bazı firmaların ambleminin altında kuruluş tarihi olarak yüz yıl, yüz elli yıl öncesi tarihler yazılır. Dededen toruna intikal eden kuruluşlar vardır.
Bu arada beş yıl içinde milyar dolarlar kazanıp, iki yıl içinde iflas eden adı bir varmış bir yokmuşlar arasına katılan banker, holdinkçi, ihaleci olan, köksüz dikenler gibi oradan oraya yuvarlanan insanlar da vardır.
Sayın Necmettin Erbakan, siyasete atılmadan önce il ve ilçelerimizde iki belediye başkanı adayı olurdu. Genellikle biri sağcı sarhoş, öbürü solcu sarhoş olurdu. Hatta o günlerde ağzına içki koymayan değerli bir aday için sevenleri, "Seni severiz ama oy vermeyiz. Çünkü sen, Bakan bey gelince içki içmezsin, içirmezsin" diyorlardı.
Şimdilerde devran değişti. Eskiden ayaklar baş idi. Şimdilerde tekrar başlar baş ayaklar ayak olmaya başladı ve bütün partiler, şehrin en dindar, en erdemli ve en çalışkan insanını aday göstermeye başladı.
Bu seçimde en sol partilerden en liberaline kadar bütün partiler vitrinlik milletvekili adayı olarak, ilâhiyat profesörü, müftü, vaiz, şeyh, imam aramaya başladılar.
Marks'tan, Lenin'den, Engels'ten aldığı taktiklerle hep batağa saplanan siyasilerimiz, şimdilerde Yunus Emre'lerden, Hacıbektaş-ı Veli'lerden, Şeyh Edebali'lerden, Hoca Ahmet Yesevi'lerden feyiz almaya başladıklarını deklere ediyorlar.
Sağcı solcu milletvekilleri Cuma ve bayram namazlarında görünmek için özel gayret sarf ediyorlar.
"Bütün bunlar halkımızı kandırmak için yapılıyor" denebilir.
Ama burada yüzde 98'i Müslüman olan insanımızın hassasiyetinin İslâm ve onun yansıması olan dürüstlük olduğu ortaya çıkar.
Naylon gömlekler ilk çıktığı günlerde fiyatı, yün ve pamukluların çok üstünde idi. Aradan yirmi yıl geçmeden, Hz. Âdem'in giydiği yün, tekrar değerini buldu ve kimse mecbur kalmadıkça naylon gömlek giymiyor.
Naylon marka düşünceler, fikir çöplüğüne atıldı. İnsanı yaratan Allah (C.C.)'ın ilâhi mesajları tekrar yeniden değer kazanmaya başladı.
Sayıları kelaynak kuşları kadar dahi olmayan bazıları bu görüntüleri görerek kuduruyorlar. Yazdığı yazıyı sayfaya bağlayan, yaptığı konuşmanın filmini alan, basan, paketleyen, kamyona yükleyen ve Anadolu'da dağıtan insanların, kendisi gibi düşünmediğini görünce kuduruyor.
Dünya matematik olimpiyatlarını, fizik, kimya olimpiyatlarını alnı secdeli gencecik delikanlıların alması bazılarının fıttırmasına sebep oluyor.
Bir üst düzey yetkili, bir zamanlar: "İmam hatipler kapatıldı ama liseler imam hatip gibi oldu" demişti.
Dünyanın her tarafında ilâhi bir hava esiyor. Bu milletin bağrına İslâm'ın cemresi düştü.
Hiçbir güç, ürettiği asit yağmurlarıyla dünyanın her tarafında açan çiçekleri soldurabilecek güçte değildir.