Baş döndürücü olayla ve gelişmelerin yaşadığı bir çağdayız. Elli yıl öncesine göre değişmiş yüzlerce, binlerce şey var.
Bunlardan birisi de şehirlerin kirliliği.
Evler önüne tenekeler içinde çıkarılan çöpler daha sonra poşete veya çuvala döndü. Derken adına “çöp deposu, çöp bidonu” dersek çok cahil cühela görüneceğimizden konteynır dediğimiz şekle büründü.
Bunların hiçbirisi yoktu eskiden. Neden gerek görüldü? Üretim toplumu olmaktan çıkıp tüketen, yok eden, öğüten bir toplum olduk da ondan.
Tüketirken de ihtiyaç gidermenin çok ötesine geçip sadece keyif almak, mutlu olmak için tüketir hale geldik.
Sonuç çevremiz çöplüğe dönüştü.
O canla başla ve özveri ile çalışan temizlik işçilerimiz yetişemez oldu bu kirlenmeye…
Cadde ve sokaklarımızda her metrede 3-5 atık. Üstelik neredeyse hepsi ambalaj atığı. Tüketim için ödemelerimizin nerede ise dörtte biri ambalaj… İçindeki üründen daha pahalı ambalajlar… Üretici içindeki maldan çok ambalaja fark yükleyerek kazanıyor.
İyi ki bir geri dönüşüm keşfedildi de atıkların bir kısmı maddi değeri olduğundan toplanmaya başladı.
Yeni bir iş kolu türedi. Biz genelledik adına “kâğıt toplayıcılığı dedik.
Kimi motorize kimi el arabaları ile kimi market arabaları ile bu işi yapmakta. Geçim dünyası… Zor bir iş ile hayat mücadelesi.
Ama gözlemlerimiz onların ne kadar da büyük bir iş başardıkları yönünde…
Yüzde doksanı ambalaj atığı olan ve yine büyük oranda geri dönüşüm malzemesi olacak şeyleri çöp sepetlerine, çöp bidonlarına atma alışkanlığımız nerede ise sıfır. Cıgaramız bittiği anda yeri cadde veya kaldırım. Yediğimiz atıştırmalığın son yudumundan sonraki hareketimiz yola fırlatmak, biten içecek kabını kaldırıp atmak, araba camından yola çöp fırlatma ise bir yarış halinde.
Nush ile uslanmayan bir toplumuz. Hakkımız kötek. Ama maalesef bu konuda yetkiler zayıf, cezalar yetersiz veya komik, eğitim deseniz sıfır…
Bu konu mutlaka acil ve ciddi bir şekilde çözülmeli.
Bu çözüm içinde bu toplayıcılara da bir el atılmalı, daha doğrusu bir el uzatılmalı. Çok kıt imkânlarla, çaresizliklerine bir çare, görünümlerine bir çeki düzen verilmeli.
Çalmıyor çırpmıyor, yasa dışı yollara sapmıyor. Çok büyük bir gayretle ve yine çok büyük bir çaresizlikle bu işi yapmaya çalışıyor.
O protokolün yüce makamlarından çevre bakanlığımız, bunun taşra teşkilatları var. Bir de belediyelerimiz. Ortak bir proje çalışması yapsalar ne güzel olur. Bir süre bu kişiler izlense. Tespitleri yapılsa. Bunların o ilkelin de ilkeli şartlarına daha verimli, kolay ve üretken çözümler üretilse. Bunlara uygun araçlar, belirgin kıyafetler, sağlıklı şartlar oluşturulsa… Sağlanan bu imkanlar için biraz hibe, biraz destek, biraz kredi, biraz sponsor ile temin edilse.
Örneğin bir ulusal ya da uluslararası bir büyük firma bu şartları taşıyan seri araçlar temin etse ve bunlara zimmetlese. Bundan büyük hizmet ve reklam olur mu?
Ürettikleri ürünlerin ambalajları bilinçsiz tüketiciler sayesinde çevreyi kirletirken toplumun dikkatini bir noktaya çekmez mi?
Belediye o adına gavurdan alınan ifadesi ile konteynır denilen çöp bidonlarına iki bölüm oluşturup biyolojik atıkları ve geri dönüşüm atıklarını iki bölüme atılmasını sağlayamaz mı? Konulan geri dönüşüm dolapları yetersiz kalıyor. Burjuvazi bir görünüm ile itici oluyor.
Bu konuda faaliyet gösteren hayır kurumları da bu işe dahil olarak gelirlerini arttırabilirler.
Detayları çok kolay ve güzel bir iş olur.
Karaman da dünyada belki bir ilk olur.
Diğer şehirlere ve günümüzün duyarsız toplumuna güzel bir örnek olur.
ÖNEMLİ BİR GÖREV DE DAHA GÜZEL BİR YÖNTEMLE YAPILMIŞ OLUR.
20250626
Yorumlar
Kalan Karakter: