Son günlerde yine birileri bir fitne aşı kaynatma derdinde.
Sanki iyi niyetle yapılıyormuş gibi göstererek dilimize giren yabancı kelime sayılarını falan gündeme getirip yapay bir tartışma ortamı hazırlama derdinde.
Ama işin başında söyleyelim suç onların değil. Tıpkı; Türklük, milliyetçilik, kültür, toprak bütünlüğü, dini değerler gibi kavramlarda yapılan saçma ve sahte tartışmalarda olduğu gibi suçun sahibi ortada yok…
Bu tür kirliliklere sebep olan, bu konudaki otoriteler, akademisyenler ve devlet kurumları.
Doğu Anadolu’da binlerce yıldır bir arada yaşadığımız ve kaynaştığımız insanların hayatları ve kültürleri hakkında uzak duruş ve ilgisizliği görüp de bunu kullanan hainler yıllardır ülkemize neler yaşattılar.
Tarihi ve coğrafi bir bütün olduğumuz güney komşularımız ve İslam Dünyası ile ilgili gerçeklerin anlatılmaması ve gâvur tarihçilerin insafına bırakılması bölgedeki gücümüzü kullanmamıza engel olmadı mı?
Yine bir dönem Sovyet zulmü ile perişan olan etnik bağlarımız olan ülkeler ve kardeşlerimizle ilgili pek çok gerçek, hiç gündeme gelmediği için onların en küçük bir olumsuzluğunu ele alarak aramıza fitne sokmaya kalkmıyorlar mı?
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Konumuz DİLİMİZ ise tek cümle vardır: DİL HALKIN dilidir.
Halk konuşur. Halk korur. Halk yön verir. En ücra köylere gittiğinizde o arı duru, saf ve tertemiz dilimizin varlığını görürsünüz. Hatta yöresel ağızlara dönüşerek, bazen şiir tadında bestelenmiş yapısını bile fark edersiniz.
Çok şükür kültürümüzün bundan onlarca defa temiz olduğu 50-60 yıl öncelerini yaşadık. Hiçbir tahsili olmayan büyüklerimizdeki kelime hazineleri ve kelime vurguları hala hafızalarımızdadır.
Hatta konuya göre seçilen kelimelere, konunun duygularını bile yükleme becerilerine de şahit olurduk.
Bu gün dilimizdeki sorun, hangi dilden ne kadar kelime girdi, ya da bizden onların dillerine kaç kelime geçti konusu değildir.
TDK diye tabelası olan bir kurumun sözlüğünde araştırarak bulamadığımız kelime sayımız 120-130 gibi farklı rakamlar. Araştırarak bulamadık çünkü onların DİL diye bir sorunları pek görünmüyor. Yine de TDK sanal sayfasında 2021 yılındaki bir güncellemede “122.423 söz varlığı” ifadesi görünüyor.
Sorun kelime sayısı ve yabancı dillerle karışma değilse nedir?
Aşağılık kompleksidir.
Günlük hayatta bize lazım olan kelimelerin çok ama çok daha fazlası dilimizde var. Bir yerine 10-20 tane olanlar bile var.
Ama bizler küçük insan olmayı, cahil olmayı, bilgisiz olmayı asla kabul etmeyiz. Her şeyi biz biliriz. Hatta her konuda uzmanızdır. Bunun için de ne kadar üstün olduğumuz kanıtlamanın yolu o kirli kelimelerle konuşarak karşımızdakine hava basmaktır.
Gavurcadan bir kelime bilmeyen, ukala müptezel, işyerine gavurca isim koyarak daha entel, daha dantel daha kültürlü daha medeni olduğunu kanıtlama peşindedir.
Hele bir yerlerden akademik bir sıfat bulaştı ise vay canına… Türkçe kelimelerle herkesin rahat anlayacağı dille konuşursa onun kariyerinin kim farkın varacak değil mi? Olur mu efendim ver yansın çeng çing çong, fang fing fong.
Hele bir konuda adı hocaya çıkmış ise vay canına. Branşının ne kadar bilimsel sözcüğü var ise yalan yanlış, yerli yersiz fırlatıvermek maharetidir.
Elbette bunu din adamlarımız için de söyleyebiliriz. Kurandaki hali ile okuduğu ayeti güya açıklayacak ama tabi bu arada üstünlüğünü de kanıtlayacak. Güya meal yapıyor ama diline de bir tercüman lazım. Bunu da sırf bilgili, alim olduğunu ortaya koyabilmek adına yapıveriyor.
Bu gün dilimize darbeyi vuranlar örnek olması gerekenlerdir. Her kademeden eğitimci, her kademeden bürokrat, siyasetçi, bilim adamı/akademisyen, fikir adamı, edebiyatçı/şair/yazar, resmi gayrı resmi bir liderliği olanlar bu konuda örnek olmalıdır. Titiz olmalıdır. Aşağılık komplekslerini bir torbaya koyup kör kuyulara atmalıdır. AKSİ İHANETTİR.
Elbette kurumsal olarak da TDK, TRT, tüm resmi kurum yazışmaları, ilan ve reklam kurum/kuruluşları, basın, kültürel faaliyette bulunan herkes örnek olmak zorundadır. AKSİ İHANETTİR.
Bir önemli zorunluluk da dilimizde arı sütü gibi tertemiz bir kelime yerine gavurca veya uydurukça kullananları ikaz etmeliyiz. Bu ikazımıza tepkiye de ne olursa olsun razı olmalıyız. Bu ikazı yapanlara destek vermeliyiz. Bu ikazı yapanlara teşekkür edip saygı duymalıyız.
Bu ikazımız ilk ve yoğun biçimde, Karaman şehrimizdeki tabelalara göstereceğimiz tepki olabilir.
Tabelayı asanı küstürmemek adına, katledilen bir kültür ve o kültüre ihtiyacı olan milyonların KUL HAKI yenmektedir.
Küfürlü senaryoların, ahlaksızlığın normal gösterildiği yayınların da önüne geçilmeli ve dil açısından da gerekli RESMİ önlemlerin alınması şarttır.
HALKIN dilinin yaşaması için de artık şu burjuva/medeniyet/kariyer/entellik heveslerinden bir sıyrılma zamanı geldi…
Geçmek üzere bile…
20251024
DİLİMİZ DUYARLILIK BEKLİYOR
Yayınlanma :
24.10.2025 16:00
Güncelleme
: 24.10.2025 16:01
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: