Yazıya nasıl bir başlık koysam diye düşünürken, radyoda bir İlhan Şeşen şarkısı çalmaya başladı.
"Şimdi ben bu şarkıları kime söyleyeyim" Müzik dünyasında onu hep o beyefendi, sakin, suyun üzerinde bir gül yaprağı gibi hatırlayacağız. Ruhu şâd olsun.
"21 Haziran"
Her şehir kendine özgü bir kimlik sunar. Şüphesiz Karaman bu kimlikler içinde bütün şehirlerin kimlik atası olan "Türkçe"dir.
Şimdiii!
Bu yazı burada ikiye ayrılabilir. Türkçe bizim marka değerimizdir diye de devam edebilir, biz ne kadar Türkçeyiz diye de!
Bilmem ki kaçıncı kez yazdık bütün bunları... Şimdi ben bu yazıları kime yazayım?
"Türkçe'den alâ marka değer mi var?"
Bu cümleyi çok kez yazdım, yazar arkadaşlarım yazdılar. 36 yılda getirebildiğimiz çıtanın ölçüsü ortada...
Oysa "Türkçe" bütün kent kimliklerinin üzerindedir. Türkçe olmasaydı Konya nasıl anlatırdı tüm dünyaya Mevlana'sını, Adıyaman Nemrut'u, İzmir Efes'i, Trabzon Sümela Manastırı'nı, İstanbul Rumeli Hisarı'nı...
Liste uzar, uzatmayacağım. Bir biz anlayamadık ve anlatamadık Karaman'ı! Gittikçe daha az okuyan bir bürokrasi var karşımızda... Hatta işi bir adım ötesine taşıyıp, siz boşuna gazete bırakmayın .... Bey gazete okumuyor diyen kamu görevlileri, devlet kurumları bile var. Aynı göğü paylaşmak inanın zul gelir oldu pek çoğumuza...
Okumasalar da! 56 yıldır yazdık, yazmaya devam edeceğiz.
Bugün Karaman'ın il oluşunun 36. Yılı... Birbirinden övgü dolu mesajlarla kutlayacağız yine... Sonra!
Sonrası malum sıradaki aktivite gelsin (Türkçesi etkinlik. Koca bir ana fikirden şurayı cımbızlamayı görev sayanlar için!) Aktivite çok, aktivist maalesef yok! Nedir aktivist "eylem insanı"
Ortada bir eylem olmayınca; Karaman kendi bahçesini bir türlü yetiştiremedi. Hadi gazete okumayı sevmiyorsunuz, nasıl bir bahçeye doğduğunu sorgulayan gençlere, memleketin akil insanlarına arada sırada kulak verseniz; inanın bahçeye can suyu olurdu.
Her yıl yaz tatili yaklaşırken, artan telefon trafiğimin ana konusu şu olur:
Bu yaz çocuğumu ücretsiz ya da cüzi ücretle gönderebileceğim yaz kursları var mı?
Var mı? Varsa lütfen iletin, günlerce yazalım duyuralım. Çünkü hem çocuklar, hem gençler, hem de aileleri kendilerini başka türlü değerli hissedemiyor bu şehirde kendilerini...
Gençlerin bir başka talebi de Karaman'a bir bitpazarı kurulması... Kıyafet, kitap, eşya alım satımı yapabilecekleri hem ekonomik hem de kültürel bir pazar... Verin çocuklara tezgâhlarını ister oyuncağını satsın ister kabanını, ister pazarlık yapsın ister takas... Hem sosyalleşmek hem de ekonomik anlamda bence yerinde bir talep...
Şimdi mış gibi mesajlar, sosyal medya içerikleri ile Karaman'ın il oluşunu kutlamak yerine mis gibi eylemlere ihtiyacımız olması, sizce de çok insanî değil mi?
Karaman'da gidilip görülebilecek yerler için gençlere seyahat ve ulaşım kolaylığı sağlamak... Ödüllü filmleri izleyebilecekleri açık hava film günleri düzenlemek... Ne bileyim Türkçeye başkentlik yapmakla bu kadar övünürken yaz boyunca bir diksiyon kursu açmak! Hızlı okuma, halk oyunları, yabancı dil, dans kursları... Vesaire.
Bizimkisi kentsel bir umut işte! Hani şair diyor ya;
"Kendi kendine konuşur insanlar bu kentte
Vesaire vesaire "
Kent olduğunu görür müyüz bilmem ama ben senin insanın sadrındaki mabedini genişleten iklimini çok seviyorum güzel Karaman'ım...
Varlığın ebediyen kut olsun!
Yorumlar
Kalan Karakter: