İSLAM, HAYAL DİN DEĞİL, HAYAT DİNİDİR
Mahmut TOPTAŞ
İl ve İlçelerin meydanlarında, her gece ve gündüz de, özellikle etkili siyasilerin de katıldığı toplantılarda, bütün partilerin seçmenlerinden meydana gelen milyonlarca halk topluca bağırıyor: İdam İiiiiidam, iiiidam…
1970 li yıllarda çocuğumu, çocuk doktoruna götürdüğümde, filan marka mama yedirmemizi, bilimin ana sütünden daha değerli mama ürettiğini anlattı.
1981 yılında İstanbul’da tanıdığım bir Tıp Profesörüne bu durumu anlattığımda “Maalesef, o yıllarda bazı Proflarımız da derslerinde böyle konuşmuşlardı” dedi.
Şimdilerde ise her şeyin tabii, natürel, organik olmasını bütün dünya söylemeye ve gerekli tedbirleri almaya çalışıyorlar.
Tabiatı yaratan Allah celle celalüh.
Kur’an’ı indiren yine Allah celle celalühtür.
Dünyanın tamamı Allah’ın yarattığı tabiat kanunlarına döndüğü gibi, sanal kanunlardan da Allah’ın koyduğu kanunlara dönmeye meyletmişlerdir.
Kur’ani kerimdeki “Cana can” kanunu, Sevgili peygamberimizin Medine hayatının sonlarına doğru indirilmiştir.
Yani, Müslümanların Medine’de medeniyet eğitimi İslama göre sağlandıktan sonra “Cana can” kanunu indirilmiş ve fakat öldürülenin varislerinin af yetkisi olduğu ve afvetmenin daha hayırlı olduğu Kur’anla bildirilmiştir.
14.7.2004 tarihli 5218 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm cezaları tamamen kaldırılmıştır.
1999 yılında aynı meydanlarda “İdam Kalksın, idam kalksın” naraları atılırdı.
Sağcı ve solcu yazarların tamamına yakını idamın kalkması yolunda yazılar yazarlardı.
19 Kasım 1999 günü akşamı saat 20.00 de Vezneciler Kız Yurdunda, dokuz yüz kızımıza yaptığım bir konuşmada Maide süresinin 32 inci ayetinde “Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir” buyurur. Ayetini, Sevgili peygamberimizin de “Müslüman bir insanın öldürülmesinden, insansız bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir” buyurmuş. (Tirmizi,Diyat 5,İbni Mace,Diyat,1) dediğimde dinleyen kızlarımızdan biri, “Demek ki, haklı olarak öldürülebilirmiş” derken ses tonunda biraz dalga geçme kokusu vardı.
O günlerde yeni mezun olmuş bir kızımızla annesini, şehir magandalı kaçırmışlar, Fatih ormanında tecavüz ettikten sonra öldürmüşler ama elli yerinden bıçaklanan anne sağ kalmış haberleri vardı.
O kızımıza “O kız sen olsaydın, çantanda tabancan olsaydı, annene tecavüz edip öldüren insanlara “Aaaa bunlar da insan” der miydin? Dediğimde “Üçünü de öldürürdüm” dedi.
Ben de 28 Şubatın en şiddetli günlerinde Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurtta kalan 900 kızımıza “İslam, Hayal Dini Değildir, Hayat Dinidir” cümlesini üç defa tekrarlattıktan sonra konferansımı bitirdim.
Dikkat edin, Türk Ceza hukukundan kaldırılması için 2001 den son şeklini alıncaya kadar dört defa değiştirilmiş.
Duruma göre davranılmış.
İslam ise önce katiller sürüsünü karınca ezmez hale getiriyor, yağmacı hırsızları, kendi malını Allah için dağıtacak hale getiriyor, ondan sonra ceza yasasıyla ilgili ayetler indiriliyor.
Hatta hazreti Ömer döneminde, bir kıtlık yılında, kendisi ve ailesinin açlığını gidermek için hırsızlık yapan birini cezalandırmamış, “Doyuramadığımızı cezalandıramayız” anlamına bir genel kural koyulmuş İslam hukukuna.
Bu gün dünyanın bilim merkezlerinde her şeyin tabii, organik, natürel olması için çalışıldığı ve Rabbimizin tabiat kanunlarına çağırıldığı gibi çok yakında dünyanın bütün meydanlarında Rabbimizin koyduğu İslam’ın hükümleri için bağırmaya ve çağırmaya başlayacaklardır.
Yorumlar
Kalan Karakter: