Kelime Arapça.
Durmak, durdurulmak, durdurmak anlamındadır.
Vâkıf:
Vakfı, vakfeden kişi demektir.
Vakfiye:
Vakfın amacının, şartlarının yazılı olduğu belgedir.
Menkul, gayrimenkul vakfedilen bir varlık;
Amacı dışında kullanılamaz.
Bu durum vakfiye de yazar.
O kadar ki,
Vakfedilen bir arazinin geliri Kırmahalle fakirlerine verilecek denmişse;
O gelirden Siyahser mahallesinin fakirine veremezsiniz.
Verirseniz vakfiye şartlarına uymamış olursunuz.
Dolayısıyla vakfetme duygusunu zedelemiş olursunuz.
Bunu o mülkü vakfeden şahıs dahi yapamaz.
Hatta vakfeden şahıs daha sonra fakir düşse vakfından vazgeçemez.
Vakfettiği andan itibaren hiç bir müdahalede bulunamaz.
Başkasına hibe edemez.
Çocuklarına o vakfını miras bırakamaz.
Vakfiyedeki şartların dışına kimse çıkamaz.
Yılını tam olarak hatırlamıyorum.
Doksanlardaydı.
Tapudaki vakıfların tespitini yapmak için; Ankara'da on beş gün Osmanlıca kursuna çağrılmıştık.
Dönüşte Karaman Tapu dairesinde üç ay kadar çalışmıştık.
Öyle kayıtlar gördük ki aklınız durur.
Ecdadımız bu vakıf fikrini öyle benimsemiş ki;
İddia ediyorum,
Türkiye'deki vakıflar rayiç değerinde kullanılsın; bu ülkenin fakirlik sorunu kalmaz.
Hepimiz biliriz.
Çarşıda şahıs dükkânı sekiz bin TL kira getirirken, bitişiğindeki vakıf dükkânı sekiz yüz TL kira getirir.
Hâlbuki bu işler emsaliyle ölçülür.
Dinî mesuliyet bunu gerektirir.
Tapuda çalışırken eski tapucu bir amca gelir giderdi yanımıza.
Adını hatırlamıyorum.
Ölmüştür büyük ihtimal.
O anlatıyordu.
Köyde tapulama sırasında şöyle denirmiş:
‘Yaz oğlum.
Sağı bayır,
solu çayır,
bin lira tapucuya ayır,
sat memleketi YE cayır cayır.’
Tabi bu işin latifesidir.
Ancak herhangi bir vakıf,
kayıtlarda vakıf olarak geliyor geliyor, bir anda şahsa geçiyor.
İşte bu vakfın amacını alt üst ediyor.
Vakıf duygusunu zedeliyor.
Peki, vakıf ne kadar vakıf olarak kalır.
Kıyamete kadar.
Vakfiyedeki şartların altında genellikle şöyle yazar.
‘Her kim ki bu şartların dışına çıkarsa:
Allah'ın, meleklerin, bütün Müslümanların lâneti üzerine olsun.’
Bitirirken demek isterim ki.
Vakfın gölgesinde bile durmamak gerek.
Kul hakkı inancımızda çok mühim malûm.
Ancak vâkıfı değerinin altında kullanarak hak gasp etmek resmen ateş yemektir.
Nasıl olsa sahipsizdir.
Yukarıda da adamımız var.
Kıyamete kadar çöreklenelim vâkıfa fikri insanım diyenin taşıyacağı fikir değildir.
Bizde vakıf veya lojman kiraları resmen sembolik.
İnceleyin görürsünüz.
Devletin malı deniz mi?
O zaman göller niçin kuruyor.
Yer altı sularına neden ulaşılamıyor.
Yağmur (rahmet) neden yağmaz oldu diye düşün dur.
Mazlumun duası müstecabtır ( kabul olunur) velev ki o mazlum kâfir bile olsa.
Bu bir hadis mealidir.
Günah nedir?
Cevap:
İçine sinmeyen her şey.
Kalın sağlıcakla.